Fin Çeviri İngilizce
1,163 parallel translation
Freckles'ın sırt yüzgecinin hemen arkasında bir çift yara var başka bir yunus tarafından ısırılmış.
Freckles has a double scar right behind his dorsal fin where another dolphin bit him.
Sadece bir parça yüzgeç.
Just a bit of shark fin.
Yüzgeçleri kımıldamıyor.
It's not moving a fin.
Herhalde Fin de olsa aynı sadakati gösterirdi.
I'd like to believe that Fin would show me the same kind of loyalty.
Fin'i al.
Get Fin.
Munch, Fin, Harper'ı açık açık konuşmak için buraya getirin.
Munch, Fin, bring Harper in here for a blunt talking-to.
Yardım etsene, Fin.
Help me out here, Fin.
Fin'le benim Emily'ye yardım etmemiz gerekiyor.
Fin and I have to help Emily now.
İkinci kurban kendine gelip, bize bilgi verene kadar Munch, Fin kapı kapı dolaşın.
Until our victim wakes up to give us any pertinent information. Munch, Fin, knock on doors.
Munch ve Fin Nash'in annesiyle konuşuyor.
Munch and Fin are talking to Nash's mother in the interview room.
Munch, Fin, Sing Sing'e gidip Gilmore'un kayıtlarını alın.
Munch, Fin, head up to Ossining and get his prison file.
Fin, Siobhan'a göstermek için fotoğraflar çıkartıyor.
Fin is throwing together a photo array to run by Siobhan.
Fin ve Munch onu pis bir otelde yakalamış.
Fin and Munch picked him up at a fleabag on Delancey.
Ben, 220'den. Tayin edildim.
Fin Tutuola, I've been re-assigned.
Sırtındaki yüzgecin hariç.
Except your dorsal fin.
Mavi yüzgeçli ton balığı, denizin kralı.
Blue fin tuna, king of the sea,
Bu mavi yüzgeçlilerin şu anda tehlike altında oldukları sanılmaktadır.
It is believed that these blue fin are now endangered,
Altımdaki bu mavi yüzgeçli ton balığı teknelerinde her tür modern kontrol var.
These blue fin tuna boats beneath me have every mod con.
Yani saatte 50 mil hızla giden mavi yüzgeçli ton balığının pek şansı yok.
So the blue fin tuna, traveling at 50 miles an hour, hasn't got much of a chance,
Mavi yüzgeçlileri avlamaya bayılıyor ancak bugünlerde başka türleri hedef alması gerekecek.
He loves fishing for blue fin, but these days he has to target other species,
12 yaşımdan beri aile büyüklerim ve amcalarımla sahilden uzakta balık avlıyorum ve eskiden bir sürü mavi yüzgeçli ton balığı görürdük. Hem küçüklerinden hem de büyüklerinden, bir sürü.
I've been fishing off shore since I was 12 with my fathers and my uncles, and we used to see lots of blue fin tuna - a lot of small ones and a lot of big ones.
Batı Atlantik mavi yüzgeçlilerinin çoğunun ticari olarak avlandığı New England'da balıkçılar bu hükümet rakamlarına inanmıyor.
In New England, where most of the Western Atlantic blue fin are caught commercially, fishermen just don't believe these government figures,
Mavi yüzgeçli tonbalığı birkaç sent değerindeydi ve genellikle kedi maması olarak kullanılıyordu ta ki bazı insanlar bunları Japonya'ya gönderirlerse yani bunları uçaklarla Japonya'ya gönderirlerse fiyatın birkaç sentten pek çok dolara çıkacağının farkına vardılar.
The blue fin tuna was worth a few cents a pound and often sold as cat food until some people realised that if they airlifted them to Japan - if they sent them to Japan in airplanes the price would go from a few cents to many dollars per pound.
Bir başka bölümde sıra sıra taze tonbalığı var ve bunların arasında ürkütücü miktarda mavi yüzgeçli bulunuyor.
In another section, there are rows and rows of fresh tuna, and amongst these are a frightening quantity of blue fin,
Japonlar mavi yüzgeçli tonbalıklarının dünyadaki en büyük ithalatçıları.
The Japanese are by far the biggest importers of blue fin tuna in the world,
Bu mavi yüzgeçlilerin kilosu 60 sterlin getiriyor yani bugün bir açık artırmada satıcı sadece bu tek balık için 12 bin sterlin kazanmayı bekliyor.
These blue fin are fetching £ 60 a kilo, so in today's auction, a dealer would expect to get £ 12,000 for this one fish alone.
Ancak pazarda muazzam iniş çıkışlar oluyor ve burada bazı mavi yüzgeçliler 100 bin dolardan fazla ediyor.
But the market fluctuates madly, and some blue fin here have fetched more than £ 100,000,
Tonbalığı balıkçıları mavi yüzgeçli sayısının azaldığını kabul etmese de pek çok bilim adamı kesinlikle öyle olduğu kanaatinde.
Tuna fisherman don't accept the blue fin numbers are right down, but most scientists firmly believe that they are,
Birçok kişi mavi yüzgeçli tonbalığının CITES Ek 1 listesine girmesini yani avlanmalarının tamamen yasaklanmasını istiyor.
Many people want blue fin tuna listed as CITES Appendix I, in other words, a total ban on all fishing of them.
Tonbalığı, özellikle de mavi yüzgeçli tonbalığı gibi büyük yırtıcı balıklar yetiştirmeye bile çalışıyorlar.
They're even trying to raise large predatory fish like tuna, and in particular, blue fin tuna,
Bu kapalı alanda, altımda yüzen tamamen olgunlaşmış yaklaşık 50 mavi yüzgeçli tonbalığı var.
Swimming around beneath me in this enclosure, there are 50 fully mature blue fin tuna,
O zaman artık okyanuslarımızdan daha başka mavi yüzgeçli almalarına gerek kalmayacak.
Then, they won't have to take any more blue fin tuna from our oceans,
Ayrıca vahşi doğada azalmakta olan mavi yüzgeçli tonbalığı stokları hakkında da oldukça endişeliyiz.
And we're also very concerned about diminishing stocks of blue fin tuna in the wild.
Çoğu insan ayıların görme yeteneklerinin zayıf olduğunu düşünür ama bu ayı 30 metreden sudaki bir yüzgeci fark edebiliyor.
Most people think bears have poor eyesight... but this guy could spot a fin at 100 feet.
Küçükleri korkutup kaçırıyor... ama çok iri ve yüzgeçli olanları çekiyor.
It scares the smaller ones away but it attracts one really big one with a fin.
Boş günümde yeni icadım üzerinde çalışıyorum. Gooz salması. Zengin olacağım.
On my day off, I'm working on my new invention - the Gooz Cruise Fin.
Fin KonsoIosIuğu, DışişIeri BakanIığıyIa temasa geçti.
The Finnish consulate has contacted the State Department.
Ben Fin Kralı Canute.
I am King Canute of the Finns.
Evet, devasa bir yaratığın yüzgeci gibiydi.
Yes, it was like the fin of a huge creature.
Fin misin?
From Finland? .
Orada su sporları ve köpek balığı yüzgeci çorbası yaparlar.
They have water sports and shark's fin soup.
Erkekleri üçüncü omzunun hemen arkasında küçük bir yüzgeç çıkartıyor.
The male sports a small telltale fin just behind the third shoulder.
Komik değil, Munch.
Fin and I made friends with a guy in the campus police department. We did?
Biri onu yatağından kaçırmış.
FIN : Someone snatched her right out of bed.
Cassie Adams'ı tanıyor musunuz?
FIN : Do you know a Cassie Adams?
- Doğrulayacak biri var mı?
FIN : Can anyone verify that?
Aslında çok eğitici.
FIN : Actually, it's very educational.
Kendine göre Cassie'yi kurtarıyordu.
FIN : In his mind, he was rescuing Cassie.
İzninle.
Where's Fin?
Fin nerede?
- We split up to cover more ground.
Kelimelerin gücü vardır Fin.
Words have power, Fin.