Gurur duymalısın Çeviri İngilizce
736 parallel translation
Karınla gurur duymalısın.
You ought to be proud of her.
Onunla gurur duymalısın.
You should be proud of her.
Onunla çok gurur duymalısın.
You should be proud of her.
Kendinizle gurur duymalısınız.
You should be very proud of yourself.
Kendinizle gurur duymalısınız.
You should be very proud.
Gurur duymalısın, Bay Pike.
You ought to be very proud of yourself, Mr. Pike.
Düşünüyorum da kendinle gurur duymalısın.
I think you can be very proud of yourself.
Senin genç bayanların, yeni bir sınıra öncülük etme şerefine sahip olduğu için gurur duymalısın.
You should be proud that your young ladies have the privilege of pioneering a new frontier.
- Bununla büyük gurur duymalısınız.
- You should be very proud of it.
Kendinle gurur duymalısın.
You used to be slower on the uptake.
Profesör, o dinozorla gurur duymalısınız.
Why, Professor, you ought to feel proud about that dinosaur.
Ona çok bağlandım. Ve onunla çok gurur duymalısın.
I appreciate it very much and should feel proud of him.
- Onu götürmekten gurur duymalısın.
- You should be proud to take her.
Beyler, sevinmeli ve gurur duymalısınız, Generalin garnizondaki seçilmiş birliğisiniz.
You gents will be proud to know the general considers you the pick of the garrison.
Oh, Suzanne, Avrasyalı olmaktan gurur duymalısın Çinli mirasından da öyle.
Oh, Suzanne, you should be proud to be Eurasian. And proud of your Chinese heritage.
Dünyanın iyi bir yer hâline gelmesi için hayatını riske atmaya gönüllü olmuş bir eşin olduğu için gurur duymalısın.
You should be very proud to have a husband who's willing to risk his life for the betterment of the whole world.
Askerlerinle gurur duymalısın.
You got a great company.
İyi iş başardın. Kendinle gurur duymalısın.
Should feel very proud of yourself.
Kendinle gurur duymalısın Wilfrid.
You ought to be very proud, Wilfrid.
Başaramadınız Bay Vogler, ama fiyaskonuzla gurur duymalısınız.
You have failed, Mr Vogler. But you should be grateful for your fiasco.
- Gurur duymalısınız.
- You should be proud.
Yaşadığınız kasaba ile gurur duymalısınız.
A town worth livin'in is a town worth bein'proud of.
Bir Baskerville'in senin sefil çocuğunla bu kadar çok ilgilenmesinden gurur duymalısın.
You should be proud that a Baskerville... should so much as look at your miserable child.
Teğmen, siz ve üstçavuş gurur duymalısınız.
Lieutenant, you and the sergeant ought to feel proud.
Ve bununla gurur duymalısın!
And no need to be proud of that!
Hecky, gerçekten kendinle gurur duymalısın.
Hecky, you did yourself proud.
Sen boynuzlusun ve bununla gurur duymalısın.
You're a cuckold, and proud of it!
Çok gurur duymalısın.
You must be very proud.
Öğrencinle gurur duymalısın.
You must be proud to have such a pupil.
Durumu iyi idare ettiğim için, benimle gurur duymalısın.
I want you to know I'm really very flattered by this whole thing.
Gurur duymalısın.
You should be proud.
Gurur duymalısın Virgie.
You should be proud, Virgie.
Bununla gurur duymalısın.
So, be proud of it.
- Kendinle gurur duymalısın.
- Pull yourself together.
- Benimle gurur duymalısın.
- You should be proud of me.
Hala bu izbede yaşayabildiğiniz için kendinizle gurur duymalısınız.
You certainly do yourself proud in here, I must say.
Fırçasının senin emrinde olmasından gurur duymalısın.
You should be honoured his brush is at your disposition.
Bu yüzden daha çok gurur duymalısın.
All the more reason to feel proud of it.
Yaptıklarınızla gurur duymalısınız.
It must be very proud of your work.
Kendinle gurur duymalısın.
You should be proud of yourself.
yani sizin ellerinizde. Savaş gazilerinizle ve kişisel olarak benimle gurur duyuyorsanız o zaman kendinizle de gurur duymalısınız çünkü yaptığım şeyi siz bana yaptırdınız.
If you are proud of the P.O. W. S and personally of me, then you should be proud of yourselves, because I was what you made me to be.
Bu isimle gurur duymalısınız.
It's a name to be proud of.
Tam tersine, gurur duymalısınız.
On the contrary, it honors you.
Madam, siz de eşinizle gurur duymalısınız.
Madam, you can be proud of your husband.
Babanla gurur duymalısın.
Your dad's an important man!
Kızınla gurur duymalısın, hayatım.
You should be proud of your daughter, my dear.
Dövüşten kalan yara izleriniz var, gurur duymalısınız.
You'll have some duelling scars to boast of.
Onunla gurur duymalısın.
You must be very proud.
Gurur duymalısın.
You should be proud of your body.
Shen! Böyle bir labirentte bulunduğun için gurur duymalısın
Shen, it's your honor to try it today
Onları milyoner yaptığın için kendinle gurur duymalısın.
You should be proud of yourself, making them millionaires.