Hepsi bu da değil Çeviri İngilizce
161 parallel translation
Hepsi bu da değil...
- That isn't all.
Hepsi bu da değil.
And that's not all.
Hepsi bu da değil aslında...
It is not all... in fact...
Hepsi bu da değil.
And that isn't all.
Evet ve hepsi bu da değil.
Yes, and that's not all either.
Hepsi bu da değil.
And that is not all.
Hepsi bu da değil.
And that's not all...
Hepsi bu da değil, efendim.
Not only that, sir.
Ve hepsi bu da değil. Kızı telefonda da gördüm. Az önce de o budala satıcı geldi.
I've seen her on the phone, and that little nark's just got there, too.
Hepsi bu da değil. Her neyse.
Well, half of it, anyway.
Hepsi bu da değil her kim iş çevirir veya anlaşma yaparsa bana anlaşmanın yarısını verecek.
And that's not all ; Whoever conducts any business or deals will give me 50 % of the deal.
Hepsi bu da değil.
That's not all.
Hepsi bu da değil.
And not only that.
Evet, ve hepsi bu da değil.
And that's not all.
Hepsi bu da değil.
And that's not all!
Hepsi bu da değil, en iyi biyokimyacılar da bizimleymiş.
A couple of biochemistry's finest are coming with us.
Hepsi bu da değil.
That's not the half of it.
- Ama hepsi bu da değil.
- But that isn't all.
Hepsi bu da değil, üstelik gayet canlı ve değerli bir atı çaldı. Aile haramıza ait genç ve güzel bir benekli atı!
Not only that, but he stole a very spirited and valuable horse, a beautiful young pinto that belonged to my personal family stable.
- Hepsi bu da değil.
- That's not all.
Ve hepsi bu da değil ;
And that's not all ;
Hepsi bu da değil.
- [All Murmuring] - And that's not all.
Cezayir'deki Fransız birlikleriyle. Durum çok çetin, hiç duracağı yok... Hepsi bu da değil.
The resistance lasts until January 1 872, when the French seize the last rebel bases in the oases of Touggourt and Ourgala.
Ve hepsi bu da değil.
And that's not all.
Bir tane kendimin olsun istiyorum ve hepsi bu kadar da değil.
I want one of my own and that's not all.
- Hepsi bu kadar da değil.
- That ain't all.
Hepsi bu kadar da değil.
And that's not all.
Hepsi bu kadar da değil.
And that ain't all you are.
Sen onun da payını aldın, hepsi bu değil mi?
You took his share, too, is that it?
Hepsi bu kadar da değil!
But that's not all!
Hepsi bu kadar da değil... Şarap!
And last but not least... wine.
İki ya da üç tanesi fena değil, ama hepsi bu.
Two or three aren't bad, but that's all.
Hepsi bu kadar da değil. Arkadaşlarım birilerinin başlarına dadandığından şikâyet ediyor. İş yerinden aramalar, fotoğraf çekmeler takip etmeler, isimsiz aramalar falan.
My friends started complaining that some man haunts them..... goes to their work places, takes photos of them and their families follows them, makes anonyomous phone calls...
Hepsi bu kadar da değil.
- By Jove, you're right. - And that's not all.
Ve hepsi bu kadar da değil!
And that's not all!
Hepsi bu kadar da değil.
Well, that's not all.
Hepsi bu kadar da değil.
Jesus.
Hepsi bu da değil.
You're right, all right.
Hepsi bu. Zaten konu da buydu değil mi? Para.
And that's what this is really about, isn't it?
- Hepsi bu da değil.
- That's not all!
- Hepsi bu kadar da değil.
- That isn't the half of it.
Şarkılarda anlatılan da bu değil mi. Bütün hepsi bununla ilgili. Gerçek aşk...
This is when they wrote songs that were really about something- - true love...
Hepsi bu. O kadar da değil.
It's no big deal.
İşte hepsi bu. O kadar da zor değil.
This is really what it's about, you know?
İlk aylar o kadar da heyecanlı değil, hepsi bu.
The first few months aren't all that exciting, that's all.
Yani, açıkçası, okulda sorun yaşıyor ve hepsi bu kadar da değil.
I mean, obviously, he's hurting at school... And that's not all of it.
- Hepsi bu kadar da değil.
That's not all we did.
Ve bunlar kolay kolay gevezelik etmeyecek kişilerdir ve hepsi bu kadar da değil.
And these are not easily rattled people, and that's not all.
Grubun hepsi bu kadar değil, dehşet şarkı söyleyen bir kız da var.
This isn't even the whole band. We got a killer chick who sings.
Hepsi bu kadar da değil, özgür kalabilmek için kendi adamlarını federallere satmış.
And not only that he's been selling out his own guys to the feds so he can keep his ass out on the street.
- Hepsi bu kadar da değil.
That's not all.
hepsi burada 182
hepsi bu 3203
hepsi bu kadar 752
hepsi bu mu 684
hepsi bu kadar mı 205
hepsi bu kadar değil 32
hepsi bu değil 97
hepsi bu işte 16
hepsi bu kadardı 20
hepsi buydu 30
hepsi bu 3203
hepsi bu kadar 752
hepsi bu mu 684
hepsi bu kadar mı 205
hepsi bu kadar değil 32
hepsi bu değil 97
hepsi bu işte 16
hepsi bu kadardı 20
hepsi buydu 30
bu da değil 27
da değilsin 20
da değiliz 32
da değil 106
hepsi 500
hepsini 400
hepsi yalan 92
hepsi benim 57
hepsi senin olsun 16
hepsi senin 86
da değilsin 20
da değiliz 32
da değil 106
hepsi 500
hepsini 400
hepsi yalan 92
hepsi benim 57
hepsi senin olsun 16
hepsi senin 86
hepsini istiyorum 28
hepsi mi 80
hepsi o 61
hepsine 52
hepsi bitti 104
hepsi doğru 60
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84
hepsi senin hatan 61
hepsi mi 80
hepsi o 61
hepsine 52
hepsi bitti 104
hepsi doğru 60
hepsi o kadar 88
hepsi geçti 70
hepsi gitti 84
hepsi senin hatan 61
hepsi benim hatam 120
hepsi aynı 112
hepsini al 58
hepsi orada 47
hepsi benim suçum 82
hepsi senin için 31
hepsi değil 58
hepsi aynı 112
hepsini al 58
hepsi orada 47
hepsi benim suçum 82
hepsi senin için 31
hepsi değil 58