Hissetmek Çeviri İngilizce
3,486 parallel translation
Suçluluk hissetmek istemedin o kadar.
You just didn't want to feel guilty.
Ve senin hissettiklerini hissetmek için.
And I can't wait to feel what you feel.
Bu girişimin finansmanına katkıda bulunan bir birey olarak paramın karşılığını aldığımı hissetmek istiyorum.
As the individual helping finance this little enterprise, I'd like to start feeling like I'm getting my money's worth.
Bu iyi bir şey olmalı. Ailene karşı böyle hissetmek.
_
Berbar hissetmek istiyorsun ben senin kıyafetlerini çıkardığım ana kadar
You want to feel shitty right up until the point where I take your dress off.
Şarap ve sikinin etrafında yumuşak dudaklar hissetmek için yeter de artar. Suriyeli oğlanı da aklından çıkartırsın.
More than enough for wine- - and for soft lips around you cock huh, to remove lingering thoughts of the Syrian boy.
İzleniyormuş gibi hissetmek nedir bilirim.
I know what it feels like to be watched.
Geçici mekanın olunca, kendini evindeymiş gibi hissetmek zor.
Well, it's hard to make yourself at home when it's only a temporary residence.
Onun yanımda olduğunu hissetmek istiyorum.
I just want to feel him close to me.
Anneni bir huzur evine yerleştirdiğinde suçlu hissetmek istemiyorsun, değil mi?
You don't want to feel guilty for putting her in a nursery home, right?
Senin gibi insanlarda haklı olma gereksinimi doğuştan gelir. Daha üstün hissetmek için.
People like you have an inherent need to be right, to feel superior.
Takma. Uyandığımda yaptığım işin maaşımdaki sıfırlardan daha fazlası olduğunu hissetmek istiyorum.
I want to wake up now and then and feel like what I do matters more than a pay cheque.
Bana sürekli olarak kendini iyi hissetmek amacıyla reçete almak için kontrole geldin.
You have constantly tested me with your personal appeals for prescriptions.
Kendini genç hissetmek istiyordun.
You wanted to feel young.
Bir oda dolusu insanla birlikte olup kendini tamamen yalnız hissetmek şaşılacak olay.
It's amazing to be in a room full of people and feel absolutely alone.
Bunu hissetmek istemiyorum.
I do not want to feel this.
Bir daha asla böyle hissetmek istemiyorum.
I never want to feel that way again.
Bir daha asla öyle hissetmek istemiyorum.
- I never want to feel that way again.
En son ne zaman bir adam senin güzelliğini hissetmek istedi, Winnie?
When was the last time a man asked to feel your self-esteem, Winnie?
Vajinanı hissetmek istiyorum.
I want to feel your vagina.
İyi hissetmek için bana ihtiyacı olan birinde seksi bir şeyler görüyorum.
There's something sexy about a man who just needs me to make him feel better.
Ama ona söyleme, büyük adam gibi hissetmek istiyor çünkü.
Don't tell him. He likes to feel like a big man.
Birine yakın olduğunu hissetmek güzel bir şey.
It's nice to feel close to someone.
Oluşan o sevgiyi hissetmek... ve sonra o jetin gelişi... yani bu sanki kalp seviyesinde hissetmek gibi.
Like, to feel all that love build and then to feel that jet coming in and it was, like, on a heart level.
Çünkü bana ihtiyacınız olduğunu hissetmek istedim.
Because I felt needed.
Sadece daha iyi hissetmek istedim.
I just wanted to feel better.
Klaus hakkında olan tüm o edepsiz düşüncelerin için suçlu hissetmek zorunda kalmazsın.
You won't have to feel guilty about all the dirty thoughts you have about Klaus.
Kısa süreliğine de olsa farklı bir şey hissetmek istiyorum.
I want to feel something else for a little while.
Bak, kendini, erkeğini korumak zorunda hissetmek nasıl bir şey biliyorum, Elena, o yüzden kelimelerini benimle harcama.
Look, I know what it's like to feel you have to defend your man, Elena, so don't waste your words with me.
Bunu kullanınca, gücü hissetmek istersiniz.
When you drive this, you just want to feel the power.
Ortaya çıkmak istemeyen birisinin çalışmalarını ortaya çıkardığım için biraz rahatsız ve suçlu hissetmek dışında elimden bir şey gelmez.
I can't help but to feel a little uncomfortable or guilty exposing the work of a person who did not want to be exposed.
Hiçbir şey hissetmek istemiyor.
He doesn't want to feel any emotions.
Bütün olay rahatlamak ritmi hissetmek ve oltayı akışına bırakmaktı.
It had a life of its own. See, the key was to relax, feel the rhythm, and let the rod do the work.
Su yüzeyinde dolaşan bir yırtıcıdır ve aslında su yüzeyini avını hissetmek için kullanır.
A predator that floats on the surface of the water and actually uses the surface of the water to sense its prey.
# Acımın her damlasını hissetmek istiyorum #
♪ I want to feel every drop of the pain ♪
Öğreneceğini bildiğin hâlde hayatta olduğunu hissetmek nasıl bir duygu?
How does it feel to be alive... but know that you're going to die?
Jessy iyi hissetmek.
Jessy feel good...
Kendimi daha iyi hissetmek için kafamda her şeyi yönlendiriyorum.
I compartmentalize everything to make myself feel better.
İnsanlar seninle ilişki kurabilmek ister onlarla gerçekten akrabaymışsın gibi hissetmek değil.
People want to be able to relate to you, not feel like you're actually related to them.
Bazen bir sey hissetmek istiyorsun.
Sometimes you wanna feel something.
Daha iyi hissetmek istiyorsun ama bu süreci kontrol edemezsin.
If you want to feel better, you can't control the process.
Senin için kendimi kötü hissetmek zorunda mıyım?
Am I supposed to feel bad for you? No.
Dr. L., kendinizi iyi hissetmek mi istiyorsunuz?
( Morgan ) Dr. L, you wanna feel good about yourself?
Ben de öyle hissetmek isterdim.
I'd love to have that feeling.
Sadece gerçek bir kız gibi olmak ve bunu hissetmek istiyorum.
I just want to feel and be like a real girl.
Herkesin benden önce bildiğini hissetmek kadar kötü ne olabilir?
What sucks even more is that I feel like everyone knew before me.
İnsanlar bir Bentley satın alır çünkü güzel ve zengin görünüp bunu hissetmek isterler.
People buy a Bentley because they want to look and feel, well, rich.
Ailen, hayattaki tek erkek kardeşin olarak bana bir şeyler hissetmek, bir şeylere değer verme, âşık olma fırsatını sunmanı isterim.
As your family, as your only living brother, I would ask that you provide me with this opportunity to feel, to care. To love.
Ara sıra bekâr bir baba gibi hissetmek zor mu?
Is it a strain feeling like a single dad at times?
- Düşmanın kanını yüzümde hissetmek için ben canımı veririm! - Spartacus emir verdi!
Spartacus gives command!
Ve şu anda hissettiğim şeyden farklı bir şey hissetmek istiyorum iyi olsa güzel olur.
♪ When I found you what if I wanna bring a girl home ♪