Hissetmiyorum Çeviri İngilizce
6,608 parallel translation
Buradayım biliyorum, ama öyle hissetmiyorum.
I know I'm here, but I don't feel like it. Okay, all right, all right.
Bu konuda iyi hissetmiyorum.
I don't have a good feeling about this.
Bu konuda iyi hissetmiyorum.
Oh, I don't feel good about this.
- Eskisi gibi hissetmiyorum.
I don't feel like myself.
Kendimi pek iyi hissetmiyorum.
I'm not really feeling so good.
İyi hissetmiyorum deyince dün sana çorba getirmiştim.
I brought you some soup last night because you said you weren't feeling well. Yeah, and I lied because...
- O kadar da kötü hissetmiyorum.
I don't feel that bad.
Hiç bir fark hissetmiyorum.
Don't feel any different.
Bunları söylediğim için kötü hissetmiyorum. 24 yaşındayım fakat bunlar beni iyi hissettiriyor, bilirsin.
I don't feel bad about saying it you know. I'm 24 but, it's what makes me feel good you know.
- Noel ruhunu hissetmiyorum.
I'm not really feeling the Christmas spirit.
Bunu diyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum.
I'm talking about this.
Resmen hiçbir şey hissetmiyorum.
I mean I literally feel nothing.
Hala iyi hissetmiyorum ve gidip hemşireye zorluk çıkarmak istemiyorum.
I still don't feel good, and I just didn't want to deal with the hassle of going back to the nurse.
Bugün kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
Not feeling very well at all today.
Tam doymuş hissetmiyorum.
And I'm not feeling full.
Bunların birçoğunu ben seçtim, ama benimmiş gibi hissetmiyorum.
And I picked most of this. I just... I can't claim ownership.
Artık kendimi suçlu hissetmiyorum.
I'm done feeling guilty.
Seni şarkı söylerken duyuyorum ama mutlu olduğunu hissetmiyorum.
I hear you sing but I don't feel you happy.
Uyurken senin tutuyorum ama huzur içinde olduğunu hissetmiyorum.
I hold you in your sleep but I don't feel you at peace.
Kolumu hissetmiyorum.
I can't feel my arm.
Menzilimde hiç büyü kullanımı hissetmiyorum.
I don't detect any magic usage within range.
Bunu duymak zorunda hissetmiyorum...
I don't feel the need to...
Gerçekten hisse... yani, gerçekten hissetmiyorum.
I don't really... I mean, I don't really feel that.
İyi hissetmiyorum.
Oh, I'm not feeling good.
Kendimi pek iyi hissetmiyorum.
- I don't feel so well.
- Şu an öyle hissetmiyorum.
Right now, I'm not feeling like one.
Kollarımı hissetmiyorum.
I can't feel my arms.
Kendimi iyi hissetmiyorum. O yüzden gelemeyeceğim.
I'm not feeling too well, so I won't be coming in.
Üç çorap üst üste giydim ama yine de ayaklarımı hissetmiyorum.
I've got three pairs of socks on and I still can't feel my feet.
Nasıl oluyor bu? Sürekli yiyorum, yiyorum. Ama hiç iyi hissetmiyorum.
How is it possible that I eat and I eat, but I just don't feel any better.
Hayatımın en güzel günüydü. Artık Amy'e karşı hiçbir şey hissetmiyorum.
Best day of my life.
Burada yaptığımız şeyle ilgili pek iyi hissetmiyorum, BoJack.
I don't feel good about what we did here, BoJack.
- Pek iyi hissetmiyorum da.
- I-I just... - I'm not feeling well.
Ama şimdi pek iyi hissetmiyorum.
And now I-I don't feel so good.
- Stefan, Kendimi iyi hissetmiyorum.
Stefan, i don't feel so good.
Hissetmiyorum gibi.
It's not even a feeling.
Senin hissettiğin gibi hissetmiyorum.
I don't feel it the way you do.
İhtiyaç hissetmiyorum.
I don't feel the need.
Etrafında Raava'nın enerjisini hiç hissetmiyorum.
I don't sense any raava energy around her.
Ölü hissetmiyorum.
I don't feel dead.
Kendimi pek iyi hissetmiyorum.
Oh. I don't feel so good.
İyi hissetmiyorum.
Just wait right here.
Hayır, iyi hissetmiyorum.
No. I don't feel so good.
- Ben hissetmiyorum.
I don't. Bones?
Neden bunu bir zafer gibi hissetmiyorum?
Why do I feel like this is not a victory?
- Neden? Kimsenin o muhteşem günü için kendimi hazır hissetmiyorum.
I'm not really ready for someone else's perfect day.
Ve ben artık öyle hissetmiyorum.
And I don't feel like that anymore.
Kendimi benim için seçilen cinsiyette rahat hissetmiyorum, bu yüzden hür irademle beni tam olarak ifade eden cinsel tercihimle alıştırma yapıyorum.
I'm not comfortable with the sex I was assigned at birth, so I'm exercising my right to identify with the gender of my choice.
- Çünkü ben erkek gibi hissetmiyorum. Araştırdım.
- Because I'm transginger.
- Kendimi iyi hissetmiyorum.
I don't feel good.
- Kendimi iyi hissetmiyorum.
I don't feel fine.