Koşmayın Çeviri İngilizce
251 parallel translation
Tabii, kovalayın talihinizi çok hızlı koşmayın ama çünkü herkes kovalar talihi talih arkadan kovalar oysa.
Sure, chase your bit of luck But no need to run fast Though men always race after it
En yakın çıkışa yavaşça ilerleyin, koşmayın.
Kindly walk, do not run to the nearest exit.
Koşmayın hanımlar.
Don't run, ladies.
Koşmayın, birbirinizi itmeyin.
Ne courez pas, ne vous poussez pas.
Koşmayın, buraya gelin!
Stop running. Come here.
Koşmayın.
Don't run.
Koşmayın!
Don't run!
Lütfen koşmayınız.
Please do not run.
Düzensiz koşmayın
Don't run in disorder
- Durun koşmayın.
- Don't run.
Koşmayın çocuklar.
Don't run, kids.
Merdivenlerde koşmayın.
Don't run up those stairs.
Koşmayın.
Do not run.
Sakın koşmayın çocuklar.
Now, don't run, boys.
Öyle koşmayın.
Don't run like that.
Ecelinize doğru koşmayın.Kalmalısınız.
You must not hurry to your deaths. You should stay.
Hey, koşmayın çocuklar!
Whee! Hey, no running. No running.
Koşmayın, tek sıra halinde yürüyün.
Just walk, single file.
- Koridorda koşmayın.
Hey, don't run in the hall.
Etrafta koşmayın.
Stop running around.
Koşmayın!
Oy! Walk!
Yavaş olun. Koşmayın.
Take it slow, don't run.
Çocuklar koşmayın, yürüyün.
Kids, do not run.
Koşmayın, yürüyün.
Easy. Do not run, walk.
Güle güle. Koridorlarda koşmayın.
Go in peace, and don't run in the hallways.
Koşmayın sakın.
Don't run.
Lütfen koşmayın.
Please, do not run.
Koşmayın.
No running.
O zaman dikkatli davranın. Koşmayın!
Then behave yourselves.
Koşmayın, sakince yürüyün.
run, walk calmly.
Kızlar, evin içinde koşmayın.
Girls, don't run in the house.
Lütfen koşmayın.
Please don't run.
"Durun koşmayın... durun kaçmayın..."
"Stop running... stop running..."
Koşmayın!
Stop running!
Koşmayın dedim!
I said stop!
Başka kadınların peşinde koşmayı bıraksaydın... bununla sorun yaşamazdın belki.
Maybe if you'd quit running around after other women... you wouldn't have trouble with this one.
Koşmayın.
Stay loose.
Koşmayı bırakın, sizi ısırmazlar.
Stop running, they won't bite.
Koşmayı bırakın, kendi ellerini kollarını bağlarlar.
Doesn't run, but ties his own hands.
Dinlenirsen, gözlerini kaparsan, yemeğini yersen ve kızların peşinden koşmayı bırakırsan.
eat all your primaries... Shh. And stop chasing girls.
Kolay para peşinde koşmayı bırak ve hayatın için bir şey üret.
Stop going for the easy buck and produce something with your life.
Koşmayı bırak ve ellerini başının arkasına koy.
Stop running and put your hands behind your head.
Kolay para peşinde koşmayı bırak ve hayatın için bir şey üret.
Stop going for the easy buck and produce something.
Koşmayı bırakmayacaksın ta ki üç ayıyla yüzleşene kadar.
You won't stop rumnimg until you face your three bears.
Koşmayı bırakın.
Stop running.
Tek gereken kolayca etkilenen bir genci Yıldızfilosuna katmak. Sonra bir bakmışsın bütün bir Ferengi nesli latinyum peşinde koşmayı bırakmış birinci emirden alıntı yapıyor.
All it takes is for one youngster to join Starfleet and a generation of Ferengi will be quoting the Prime Directive and abandoning the pursuit of latinum.
Shakes'in peşinden koşmayı bırakıp... arabasını yerinde bulamayınca çok şaşıracak.
- Couple of blocks. Be a nice surprise for the guy, when he comes back from chasing Shakes... not to find his cart.
Koşmayın.
All right.
Koşmayın.
Don't run, intruders.
en azından o aptal kızların peşinden koşmayı bırak.
Atleast, now stop chasing those stupid girls.
Biliyor musunuz çocuklar, belki de kızların peşinde koşmayı bırakmalıyım.
Maybe I'm just not good with girls, period.