Kusura bakmayın Çeviri İngilizce
10,459 parallel translation
Kusura bakmayın, benim hatam.
Sorry, my bad.
Kusura bakmayın da amansız bir testis ağrısı olacak dediğimi duymadınız mı?
- I'm sorry, did you not hear me say extreme testicular discomfort?
Kusura bakmayın.
Oh, I'm sorry.
Kusura bakmayın.
Sorry, everybody.
Yarın sabahın köründe bir erkek yürüyüşü için kalkmam gerek ama kusura bakmayın.
I have gotta get up at the ass crack of dawn tomorrow for a men's hike, but, excuse me.
Kusura bakmayın ama ben buna inanmıyorum.
Well, I'm sorry, but I don't believe in that.
Kusura bakmayın ancak boş bir kâğıda imza atamam.
I'm sorry, I cannot sign a blank document.
Kusura bakmayın, bunu nasıl söylesem bilemiyorum.
I'm sorry, I'm not really sure how to say this.
Kusura bakmayın, ne diyeceğimi bilmiyorum.
I'm sorry, I don't know what to say.
Kusura bakmayın.
I'm so sorry.
Kusura bakmayın ama ben...
- I'm sorry, I don't...
Kusura bakmayın hanımefendi, ben ateistim.
Sorry, lady, I'm an atheist.
Rahatsız ettiğimiz için kusura bakmayın ama bir şey bulduk.
Sorry to interrupt but something's come up.
Kusura bakmayın efendim.
Ooh. I'm sorry, señor.
Böldüğüm için kusura bakmayın.
Sorry for the interruption.
Vaktinizi aldığımız için kusura bakmayın, standart prosedür.
Uh, sorry to waste your time. Just standard stuff.
Kusura bakmayın millet, arıza yaptı.
Sorry about the hiccup, folks. It won't be long.
Kusura bakmayın, devam etmeden önce müvekkil kazanma kısmına bir geri dönüş yapmak istiyorum.
I'm sorry. Before we move on, I'd like to go back to client outreach just for a moment.
Böldüğüm için kusura bakmayın.
Excuse me for interrupting.
Kusura bakmayın.
Oh, sorry.
Kusura bakmayın, beklettik.
Sorry for the wait.
Herhalde rahatsızlık verdim, kusura bakmayın.
You know what? I'm sorry to bother you folks.
Fark etmemişim, kusura bakmayın.
I didn't realize, I'm sorry.
Merhabalar, geciktiğim için kusura bakmayın.
Hello, everyone. Sorry I was delayed. - Oh.
Kusura bakmayın Bay Wachtell, bir dakika bekleteceğim.
Excuse me, Mr. Wachtell. Just one moment.
Yanılıyorsunuz ve kusura bakmayın ama açıkçası suyu bulandırıyorsunuz.
You are mistaken, and with all due respect, you're muddying the waters here.
Kusura bakmayın, altı hafta sonra görüşürüz.
I'll see you in six weeks.
Evet ama kusura bakmayın.
Yeah, but sorry.
Kusura bakmayın, ne diyeceğimi bilemiyorum.
Ah, sorry. Don't know what to tell you.
Kusura bakmayın.
Thanks. Sorry.
" Dostum, kusura bakmayın.
" Hey, man, sorry.
Kusura bakmayın, asansörler hafta sonları genelde kilitlidir.
Sorry, the elevators are usually locked down on the weekends.
Kusura bakmayın.
Sorry. Come on in.
Kusura bakmayın, daha fazla bir şey söyleyemem.
I'm sorry, I can't say any more than that.
Kusura bakmayın... çok apar topar oldu ama ivedi cevabınız bizi çok mutlu etti.
Sorry for the short notice, but we really appreciate your urgent response on this.
Amy biraz meraklıdır, kusura bakmayın.
You'll have to forgive Amy's curiosity.
Doktor, kusura bakmayın ama... bu şeyle aramda bir duvar olması gerekiyorsa... psikolojik değerlendirmenin başarısız olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Doctor, all due respect, you need me sitting on the other side of the glass from this thing, then I think it's safe to say that it has already failed the psych evaluation.
Kusura bakmayın.
I'm sorry.
Bir dakika, kusura bakmayın, kafam karıştı.
Hold on. I'm, er, sorry, I'm very confused here.
Kusura bakmayın, arama yapmam gerekti.
Sorry about that, I had to take a call.
- Evet. Rahatsızlık için kusura bakmayın.
I apologize for the disturbance.
- Kusura bakmayın.
- Sorry.
- Seni de. - Son dönemde çok kötüydüm, kusura bakmayın.
You, too.
Kusura bakmayın.
Sorry about that.
- Kusura bakmayın amirim.
Sorry, Sarge.
Kusura bakmayın.
Sorry.
Kusura bakmayın ama öyle.
I'm sorry, but it will.
- Kusura bakmayın, geciktim.
So sorry I'm late.
Rahatsız ettiğim için kusura bakmayın.
I'm sorry to bother you.
Kusura bakmayın, tanışıyor muyuz?
I'm sorry. I know you?
Merhaba, kusura bakmayın.
Excuse me!