English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Kârıma

Kârıma Çeviri İngilizce

41 parallel translation
Zalem'e gidiş vaktin, işinin kalitesine ve benim kârıma bağlı.
Don't worry your pretty head about it. Your job is to upgrade the quality of the gladiators for the Coliseum.
Ticari kârıma inanırım.
I believe in my percentage.
Ne demek "benim kârıma"?
What do you mean, "my best interest"?
Kârıma diye ara sokaktan birine doğru kestirmeye girdim.
I was taking a shortcut through an alley on my way to the benefit.
Bu projeye bağışta bulunarak yatırımcı gibi olacaksınız tabii benim kârıma ortak olmaksızın.
By donating to this project, you'll be like an investor except without taking all my profits.
İtaat etmenin kârıma olduğunu zor yoldan öğrendim diyelim.
Let's just say I learned the hard way that obeying was in my best interest.
Çok yakında kâr etmeye başlayacağız, ama bölünecek, çünkü yanıma şaşılacak kadar yetenek dolu ve bana göz kulak olacak kadar zihnen ve bedenen güçlü birini işe aldım.
It'll be going into profit any day now, partly because I've hired a bloke... of astounding competence and strength of body and mind... to look after it with me.
Biri bana gelip de garajıma yasa dışı mallarını koymak istediğini söylerse o kişi ya en yakın dostumdur ya da benim de bir kârım olacaktır.
Someone asks me to store illegal stuff, he's either my best friend or I get something out of it.
"Bugün hiçbir şey yanıma kâr kalmaz!"
"I can get away with anything today!"
Bir doktorla arkadaşlık ettiğimi görürlerse, şu kadarını söyleyeyim, depodan yağmaladığımız protezlerin kârından payıma düşeni alamam.
If they catch me hobnobbing with a doctor-type, I won't get my cut of prosthetics we looted from the storage room.
Eğer bu adamların yaptıklarının yanlarına kâr kalmasına izin verirsem çocuklarıma doğrunun peşinde koşmayı nasıl öğretebilirim?
How am I supposed to teach my kids about doing the right thing if I let these guys get away with this?
Ve bir milyon yıl bile düşünsem kâr tablosunun bir yerinde ölü bir işçinin 81 bin dolar sağladığı yazacağı aklıma gelmezdi.
And never in a million years would I have ever thought that somewhere on a profit statement, "Dead associate, $ 81,000."
Yanıma ne kâr kalacak?
Get away with what?
Harika bir şeydi. Ne yapsam yanıma kâr kalırdı.
I could get away with anything.
Bunu onların yanına kâr bırakacağıma ölmeyi yeğleyeceğime karar verdim.
And I decide I'd rather die than let them get away with it.
Bir de Kıtır'ın üretim masrafları için kârın yarısını...
And, listen, I'ma need to borrow your half of the profits
Yaptığım her şey yanıma kâr kalmalı.
It should just go unpunished forever.
Karımı ve ailemi aldattım bir kereden fazla, sahiden. Çünkü, yanıma kâr kalcağını düşündüm.
I cheated on my wife and my family more than once, honestly, because I thought I could get away with it.
Tek başıma yıllık 210 milyon $'lık yıllık kâr sağlıyorum buraya.
I generate an annual profit of $ 210 million on my own.
Meclis, vergi mükelleflerinin ücretsiz kullanıma sunduğu yayın haklarından bir günün 23 saati kâr yapabilirken akşamın bir saatinde bize çalışacaksınız demeyi unutmuştur.
They forgot to say that taxpayers will give you the airwaves for free, and for 23 hours a day you should make a profit, but for one hour a night, you work for us.
Ne yanıma kâr kalmayacak?
Get away with what?
İmkansız aşkta hiç kâr yoktur güzelim.
There's no profit in impossible love, ma puce.
Yanıma kâr kalacağını sanmıyorum.
I'm not sure I'm gonna be able to get away with it.
Bu işin yanıma kâr kalacağı falan yok.
Not like I'm getting away with it.
Ve kalıcı bir karakter değilsem, kötü şeyler nasıl yanıma kâr kalacak, bunun gibi? Hadi yapalım bu işi.
And if I'm not a recurring character, how will I get away with horrible stuff, like this?
Hazine'deki arkadaşıma göre, Barnes Global'ın üçte birinin sahibi olarak ona ödenen kâr payları güvenli bir banka hesabında o zamandan beri dokunulmamış bir şekilde duruyor.
According to my friend at Treasury, all the dividends paid to her as one-third owner of Barnes Global have been sitting in a trust account, untouched since then.
Kârımızdan benim payıma düşen.
My share of the profits.
Bu yanıma kâr kaldı.
Still got that, ain't I?
Ve bu yanıma kâr kalabilirdi de, eğer siz çocuklar ve o dev, çılgın köpeğiniz işime burnunuzu sokmasaydınız!
And I would have gotten away with it, too, if it weren't for you meddling kids and your giant, crazy dog!
Ar-Ge çalışmalarıma para sağlayacaktı ve sonra teknolojim pazarı ele geçirince kârı yarı yarıya bölüşecektik.
He was gonna fund my RD, and then we were gonna split the profits, 50 / 50, once my technology hit the market.
Birini öldürebilir, bu da yanıma kâr kalabilirdi.
I could probably murder somebody and get away with it.
Bir bakıma hepsi birbirine benziyor ; tamamı kâr odaklı ve bu yüzden hepsi kısa vadeli kazanıma yönelik olarak işliyor.
They're all alike in one respect... they're profit-driven, and therefore, focused on short-term gain.
Hanımefendi kârınız...
Ma'am, the benefits aren't determ...
Yaptığım yanıma kâr kalırdı.
I'd get away with it.
Acıma işi mi yapıyoruz, kâr işi mi?
Are we in the business of sentiment or profit?
Bu yanıma kâr mı kalacak yani?
So, what, you're gonna just let me off scot-free?
Bence yanıma kâr kalabilir.
I think I can get away with it.
Önceden ne yaşadıysam yanıma kâr kaldı diyorum artık.
What happened before is all that will ever happen to me.
Elde edilen kâr bu şirketler arasında yatırımlarına göre paylaştırılacak ve bu paylaştırmaya Rus hükümetinin kullanıma izin verdiği toprağın değeri de dâhil edilecek.
And then any of the profits will then be distributed commensurately among these corporations, as well, and including the land value invested by the Russian government.
Tavşan ve geyikten ziyade daha çok insan öldürdüm. Hikâye yanıma kâr kaldı.
I've killed more men than rabbits and deer, but the story stayed with me.
Bu demek oluyor ki o zamana kadar ne yapsam yanıma kâr.
Which means I should probably get as much as I can before then. Good thinking.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]