Kısa bir süre için Çeviri İngilizce
737 parallel translation
Kısa bir süre için yanından ayrılacağım.
Okay, I'm... I'm gonna be back in a bit to, uh... to, um, put a proper cast on that.
Kısa bir süre için içeri gelebilir misiniz efendim?
Would you mind stepping inside for just one moment, sir?
Sen ise kısa bir süre için onun yerini alacaksın, sonra tekrar yükseleceksin, tıpkı benim yükseldiğim gibi.
Thou shalt take its place but for a few moments, and then rise again, even as I have risen.
Belki de kısa bir süre için benim odama gelmeniz daha iyi olur.
Perhaps it will be better if you come to my private room.
- Kısa bir süre için sadece.
- Must I sit next to this man?
O halde kısa bir süre için sorduğumu varsay.
Then please pretend, for just one fleeting moment, that I'm asking.
Olur da seni göremezsem bir yani kısa bir süre için.
And in case I don't see you a... Well, for a little while.
Sadece kısa bir süre için.
Just for a short time. You see...
Otoku, kısa bir süre için Osaka'da olacağım.
Otoku, I'm in Osaka for a short season.
Sanırım ben de kısa bir süre için batıya geri döneceğim.
I think I'll go back East for a while.
Kısa bir süre için gidiyorum. Bayan Olav sana ne derse onu yapacaksın.
I'm going away for a little while and you are to do whatever Mrs. Olav tells you to do.
Dr. Poirot'ın, kısa bir süre için burada çalışacak bir öğrencisini
Well, a pupil of Dr. Poirot who's going to do some work here for a short time.
Kısa bir süre için, başka bir iş bulana kadar.
Only for a little while, just until I can secure another position.
Kısa bir süre için daha bu şekilde devam edelim.
Let's keep it that way for just a little while longer.
Sadece kısa bir süre için uğradık.
You know, we just dropped in for a minute.
Sadece kısa bir süre için?
Just for a little while?
Kısa bir süre için Birleşik Devletler'e gitmen konusunda baskılar var.
Pressure has been exerted to have you go back to the United States for a while.
Pekala, şöyle düşün, babalık kısa bir süre için benim misafirim olacaksınız.
Well, put it this way, Pop... ... you're gonna be my guests for a little while.
# Kısa bir süre için, artık o kadar da yalnız değildi.
And for a while, he wasn't quite so lonely anymore.
Kısa bir süre için trapezcilere tekrar katılır mısın?
Will you fill in with the flyers again?
Çok üzgünüm ama Kardinal New York'u çok kısa bir süre için ziyaret ediyor.
I'm very sorry, but the cardinal's visiting New York for a short time.
Sadece birkaç dakika, kısa bir süre için.
Just a few minutes, a little time.
Sadece kısa bir süre için.
It's only for a little while.
Kontes'in kişiliğini elimden geldiğince iyi anlamaya çalışacağım ne var ki böyle kısa bir süre içinde anlamak için fazla sayıda gizemli zıtlıklarla ve inceliklerle dolu bir kişiliğe sahip.
I shall, to the best of my ability, seek to delineate the countess's person which, however, is all too nuanced and rich in mysterious contrasts to be related in a few moments.
Kısa bir süre için.
Just for a little while.
Sadece kısa bir süre için.
Just for a while...
Kısa bir süre için.
For a little while.
Kısa bir süre için, kaçma ve ölüm arasında tekrar asker oldular.
For a brief moment, between escape and death they were soldiers again.
Kısa bir süre için ama.
For a little while.
Savunma isterse, kısa bir süre için ara verebilirim. Belki bu şekilde mahkum da kendine hakim olmayı başarabilir.
If the defence so desires, I will adjourn for a short time so that the prisoner may gain control of himself.
Hatta kısa bir süre için...
Even for a short while...
Buna ek olarak, Baxter kısa bir süre için senin en yakın arkadaşlarından biri değil miydi?
And that plus the fact that Baxter was for a brief time one of your closest friends?
Yakında, kısa bir süre için, bir tutuklu kafilesi kasabanızda sıraya dizilecek.
Soon, in a moment, a rope of prisoners will parade down your own village.
Ama Kısa bir süre için bile olsa, eğlenceli görünüyordu.
But it was fun being looked after, even for a little while.
Kısa bir süre için birbirimizi görmesek iyi olur.
It's best that we don't see each other for a little while.
Dinle, ben kısa bir süre için buradayım.
Listen, I'm here for a very short time.
Elbette dönebilirsin, bu kısa bir süre için.
- Of course you can, Leo.
Kısa süre önce gözlem için Bölge Hastanesi'ndeyken eyalet psikiyatrlarının muayenesini reddetmekle kalmadı, onlara şiddetli bir şekilde saldırdı.
Only recently, when he was in the County Hospital for observation, he not only refused to be examined by these state psychiatrists, but he actually made a violent attack upon them.
Mantar yemeği ve kısa süre sonra bir başıma kalmıştım çünkü 2 saat öncesinde misket alabilmek için... 2... 4... 6... 8...
A dish of mushrooms... and overnight... I was alone in the world because 2 hours earlier I'd robbed... 2... 4... 6... 8... the till to buy some marbles.
"... çünkü kısa bir süre sonra benim için her şey bitmiş olacak... "
"'cause it'll be over for me in a little while,
Kısa bir süre sonra da durdular. Ama dinlenmek için değil.
They did stop shortly afterwards, but not for that.
- Kısa bir süre için.
- Just for a little while.
- delikanlı için çok kısa bir süre oldu bu.
- You've had so little time with the lad.
Biriyle koca bir hayat geçirmek için kısa süre sonra kaybolacak şehvete ihtiyaç duymazsın ihtiyaç duyacağın şey benzer düşünceler, benzer bir mizaç ve ruh halidir.
To spend your life with someone you don't need lust which soon dies but similar minds temperaments and moods
Bence Bern ve benim kısa bir süre icin gerçek hippi oIduğumuzu kıskanıyor.
I think she's actually just jealous of the fact that Bern and I really were hippies, briefly.
Kısa bir süre önce biri sizin için bir paket bıraktı.
Someone delivered a package for you a little while back.
Kiliseye kısa süre için hepinizi ilgilendiren önemli bir haber vermek için çağrıldınız.
You've been called to the chapel on short notice to give thanks for some extremely good news which concerns all of you.
Kısa bir süre sonra, öç almak için saldırdılar.
And with his dying oath, he swore he'd be avenged :
Kısa bir süre önce, suç işlenirken bir film seyretmekte olduğunu iddia etmesine rağmen filmin detayları hakkında kesin konuşamadığı için polisin şüphelenmesine neden olan masum bir adamın hikayesini okudum.
Recently, I read of an innocent man who found himself in serious difficulty... because, although he claimed he had been watching a movie... while the crime in question was being committed... his vagueness about details of the picture... caused police to be suspicious.
Avukatlarının da söylediği gibi, Vole, kısa süre sonra sana da kendini savunman için bir fırsat verilecektir.
As your counsel will tell you, Vole, you will very shortly have an opportunity of speaking in your own defence.
Aslında Garibaldi, Palermo'ya girdikten kısa süre sonra Tancredi eve Toskana'lı bir general getirdi villadaki freskleri görmek istiyordu ondan sonra da bize Donnafugata için gerekli izinleri almamıza yardım etti.
In fact, soon after Garibaldi's entry into Palermo, Tancredi brought home a Tuscan general who wished to admire the frescoes in the villa and who helped obtain the permits for Donnafugata.