Kısa bir süre Çeviri İngilizce
4,587 parallel translation
Kısa bir süre sonra, o parayı alacağız, ve aldığımızda, ilk uçakla L.A.'deyim
Pretty soon, we're gonna get that money, and when we do, I am on the first plane back to L.A.
Kısa bir süre gözlemleme yaptık.
We did spend a brief period observing.
Kısa bir süre sonra,... fareler aşırı derecede üremeye başladı ve bütün yiyecek stokunu bitirdi.
I n a short time, there were many mice, lots, and they began eating all the food.
Onu sakladın. Kısa bir süre sonra da kendini her şeyin normale döndüğüne ikna ettin ve ne olduğunu unuttun.
And pretty soon, you convinced yourself everything was back to normal and you forgot what really was.
Bir saatten kısa bir süre önce onlarca tanığın önünde ona saldırdı.
He attacked him less than an hour before in front of dozens of witnesses.
Çok kısa bir süre tam burada dikiliyordu.
Well, he was standing right here just a moment ago.
Fen ve matematiğe giderken onu merdivenlerde kısa bir süre gördüm.
I saw him briefly on the stairs on the way to math and science.
Kısa bir süre önce en iyi arkadaşımla kaçarak beni terk etti.
She wanted... s? m? p?
Daha altı haftan var. Kısa bir süre farkındayım.
I know it's short notice.
Kısa bir süre içinde buraya gelirler.
They're going to be here very soon.
Kilisenin, Briarcliff'i devlete bağışlamasından kısa bir süre sonra Timothy Howard, New York Kardinalliği'ne atandı.
Timothy Howard was appointed Cardinal of New York shortly after the Church donated Briarcliff to the State.
Biz göreve geçtikten kısa bir süre sonra.
Shortly after we took over.
Kısa bir süre sonra hava kararacak ve bizim helikopterimizde termal tespit teçhizatımız mevcut
It'll be dark soon, and our helicopter has thermal-imaging equipment.
Yerel havaalanı radarında kısa bir süre görünmüş ama onları kaybetmişler.
Local airport radar had them for a short time, but they lost them.
Bu rengârenk kalabalığa liderlik etmem gerek. Bu yüzden kısa bir süre daha bunlara katlanabilmeliyim.
I'm supposed to be the leader of this motley crew, so I should be able to deal for a little while longer.
Sınıftaki çocuklar da onu kapmışlar, ve kısa bir süre sonra da o sözcüğü duyduğunda kontrolünü kaybeder olmuşsun.
The kids in the class picked up on it, and pretty soon you only had to hear the word and you'd lose all control.
Kısa bir süre sonra Joseph A. Young ve Abel Garr göründüler.
It wasn't much later Joseph A. Young and Abel Garr showed.
Kısa bir süre olduğunu biliyorum ancak ev sahibi özel olarak bulunmanızı istedi.
I know it's short notice, but the host specifically requested your presence.
Kısa bir süre sonra kusmaya ve hasta bezi kullanmaya başlayacağım. Adını bile hatırlayamayacağım üstelik.
Before you know it, I'm gonna be throwing up and wearing diapers, and I'm not gonna remember your name.
Dr Bell olacak olan kısa bir süre burada olacak.
Dr. Bell is gonna be in here shortly.
Pekala, Ben çok kısa bir süre orada olacaktır.
All right, well, I will be up there very shortly.
- Kısa bir süre.
Momentarily.
Kısa bir süre önce Bayan Jacqueline Holt, Meg Jackson cinayetinden sorumlu tutuldu.
Just a short time ago, Mrs. Jacqueline Holt was charged with the murder of Meg Jackson.
Aslında Downton Mâlikanesi'nde çalıştım, lakin çok kısa bir süre.
You see, I worked at Downton Abbey, but only for a short time.
Başkan kısa bir süre sonra gizli yerinden açıklama yapacak.
The President will be making a report shortly from an undisclosed location.
Kısa bir süre içinde Andrews'e inmemize izin verecekler.
We'll be cleared for Andrews any minute now.
Tamam, kısa bir süre sonra döneceğim.
Okay. I'll come back soon.
Babası meşhur olduğundan değil, Babası öldükten kısa bir süre sonra Patsy de öldürülmüştü.
It wasn't because her father was famous, it was because Patsy was killed shortly after he was.
Ancak güçlerini baskılayan sihir kısa bir süre için geçerli.
But the magic that we used to capture her will only keep her powerless for a short while.
Kısa bir süre sonra döneceğiz, tamam mı?
We'll be back in a little while, okay?
Biliyorsun, geçmişte kısa bir süre ailelerle kaldın ve sonra annene tekrar döndün.
You know, in the past, you've stayed with families for a little while, and then you've gone back to your mom.
Onunla kısa bir süre önce görüştük.
He met me a little later.
"Grup kısa bir süre sonra..."
"The group were freed shortly after they..."
Kısa bir süre sonra, hayır kurumu yuva avına başlayacağız.
In a short while, we shall begin the charity nest hunt.
Galloways'e gideceğini biliyordum ve kısa bir süre onu durdurmaya çalıştım.
I knew he was going to visit the Galloways and I did little to stop him.
Rasmussen bir haftadan kısa bir süre önce istifa etti.
David Rasmussen stepped down less than a week later.
Tanık, müvekkilim ve Bay Ryland ile kısa bir süre yaşadı.
The witness only lived with my client and Mr. Ryland briefly.
Kısa bir süre önce kızınızın önünde vurulmamış mıydınız?
Detective, weren't you recently shot in the presence of your daughter?
Annem, yapacak bir işi olduğunu çok kısa bir süre bu adamla kalmam gerektiğini ve Tv seyretmemi söyledi.
My mom said she had something to do, and I was supposed to sit with this man, and watch TV for a little.
Hayır, hayır Tereddütlü'nün saçı kızıl ve kısa bir süre Meksika donanmasında görev aldı.
No, no, Shilly-Shally has red hair and, uh, he briefly served in the Mexican Navy.
Yumurta dolu ama sadece kısa bir süre çekici.
Full of eggs and only appealing for a short time.
- Aynı adam kısa bir süre önce uygun kanaldan gelmediği için nükleer füzelerini fırlatmayı reddetti.
The same man who, a short time ago, refused to fire his nuclear missiles because he didn't have the proper line of communication.
Ve kısa bir süre sonra patlama oldu.
... And an explosion shortly after.
Çok kısa bir süre için karımdı.
Very briefly my wife.
Evlat kısa bir süre sonra döneceğim.
Buddy, I'll be back in a little while.
Çünkü kısa bir süre önce cehennem köpeğini öldürdün ve bu mayın tarlasının küçük bir parçası bile değil, karşımıza kim bilir daha neler çıkacak.
'Cause you did just gank a Hellhound, which is no slice of pie, and, uh, there is a mine field of who knows what crap ahead.
Kurban, öldürülmeden kısa bir süre önce biriyle sevişmiş.
The victim had sex with someone before she was killed.
Ben de 24 saatten kısa süre içinde bir çözümle geldim.
I've come to you in less than 24 hours with a solution.
Bay Mitchell kısa süre önce, sizin inşaat firmanız ve başka bir şirket arasındaki bir ticari birleşme için sizinle müzakerelerde bulunmuş, doğru mudur?
Mr. Mitchell recently negotiated a merger between your construction firm and a national competitor, correct? So?
SeaWorld'e gizlice girmeden kısa süre önce tutuklanmış genç bir adamdı.
Well, all I know is the public relations version of it, he was a young man that had been arrested not long before he snuck into SeaWorld.
Remy dinle, Başkan Tusk'ı bir hafta ya da daha kısa süre içinde aday gösterecek.
Remy, look, the President is gonna nominate Tusk in a week or less.
kısa bir süre sonra 28
kısa bir süre için 27
kısa bir süre önce 26
kısa bir süreliğine 17
bir süre sonra 89
bir süre 55
bir süredir 49
bir süre önce 40
bir süreliğine 93
bir süre için 43
kısa bir süre için 27
kısa bir süre önce 26
kısa bir süreliğine 17
bir süre sonra 89
bir süre 55
bir süredir 49
bir süre önce 40
bir süreliğine 93
bir süre için 43
süre 34
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
kısa boylu 32
kısa kes 39
kısa sürede 17
kısa keseceğim 34
kısa mı 17
sürekli 106
süre doldu 60
süren doldu 18
kısa boylu 32
kısa kes 39
kısa sürede 17
kısa keseceğim 34
kısa mı 17