Müthis Çeviri İngilizce
14,302 parallel translation
Her neyse plan müthiş oldu bence.
Anyway, this is gonna be awesome.
Müthiş osilatörümün vızlamaktan başka bir şey yapacağını pek sanmıyorum.
I'm not exactly hopeful that my awesome oscillator's gonna do anything but fizzle.
Tiare müthiş kokuyor!
The tiare smell amazing!
Geçen hafta "Sınırsız Meydan Okuma" Jeju Adası'nda müthiş bir reyting yapmıştı.
But, last week Infinity Challenge went to Jejudo and they had great ratings.
Sanırım konuşabildiğim kişilikler yarattığımdan kendimi kurtarabildim çünkü okulda müthiş utangaçtım ve herkesten utanırdım.
And I think that is how I saved myself was to invent the characters that I could talk to, because I was terribly shy in school and shy with anybody.
Müthiş biriydi, o da kızına hayrandı.
He must have been fantastic, as he adored her.
- Müthiş yumruktu. - Değil mi?
- Good punch.
Müthiş karakter.
Great character.
Chlo, bunlar müthiş.
Chlo, these are insane.
Yaptığın hareketler çok müthiş.
When they see what I just saw it's gonna be a lock.
Müthiş fikir.
Great idea.
Müthiş biri.
Yeah, she's great.
Kritik seviyenin varlığından haberdar olmamız müthiş bir avantaj, Böylece problemleri analiz ederek felaketlerden sakınmak için Dünyayı daha iyi kontrol ederek daha iyi sonuçlara varabiliriz.
We have an unusual advantage that we are a system that's at a critical point when it's self-aware, that is able to analyze the problems and avoid the disasters, which are getting more serious if we get better at controlling the world.
Aynen, müthiş olur valla.
Yeah, that'd be great.
İkiniz de Cadılar Bayramını bu kadar müthiş yapan ruha girmemişsiniz.
Neither of you are embracing the essence of what makes Halloween so awesome.
- Müthiş olurdu bence.
I believe it would be magical.
- Bence de müthiş olurdu.
I believe it would be magical as well.
- Müthiş ya.
That is awesome.
Kim bu müthiş kedigil?
Who is that amazing feline?
Müthiş, Pop.
Wow, Pop.
Seni tatlı, müthiş kadın. Önemli bir şey değil.
You dear, sweet, wonderful woman.
Germanie büyük ihtimalle müthiş kötü bulacaktır Eğer onu sana bağlamazsam.
Hmm, well, then Germaine might find it awfully discourteous if I hooked you back up with him.
Müthiş görünmezlerden biri.
One of the great invisibles.
Müthiş birisin.
You're marvelous.
Müthiş biri.
She's marvelous.
Zamanda yolculuk ne müthiş değil mi?
Isn't time travel wonderful?
Müthiş olduğumuzu size ispat etmek için bu web şovu yetmez mi?
How has this webcast not yet proven to you that we are awesome?
Bu müthiş!
This is amazing.
Bu müthiş bir şey.
It's amazing.
Sanırım gelirsen ve bir göz atarsan müthiş olabilir.
I think it would be terrific if you came over and took a look.
Annenizin yerini dolduramam fakat bir yere uğrayıp müthiş bir Riesling şarabı almayı akıl ettim.
I'm a poor substitute for your mother, but I did manage to stop off and pick up a formidable Riesling.
Nasıl görünüyorum bilmem ama müthiş hissediyorum.
I don't know how I look, but I feel pretty good.
- Dürtü kontrolü hakkında müthiş bir ders vermiştiniz. - Teşekkürler.
You gave a great lecture of impulse control.
- Müthiş not.
- Great card.
Çocuk için müthiş bir anlaşmaya vardık.
And I got the kid a great deal.
Hamilton / Lookwood fazlasıyla indirimli fiyatlarla istediğim her doktora gitmeme izin veriyor ve reçete planlaması da müthiş. Başka bir şey?
Hamilton / Lookwood allows me to see any doctor I want with extremely low deductibles, and the prescription plan is awesome.
- İşte burada. Müthiş zamanlama
Agent DeMarco, you going somewhere?
Müthiş ağabeylerin var.
You have gorgeous older brothers.
Gerçekten mi? Müthiş!
Really... awesome!
Biraz önce müthiş bir arkeolojik keşfin yapılabileceğini söyledin.
You just posited the existence of what may be an astounding archaeological find.
Müthiş!
Awesome!
Müthiş fikri bu muymuş?
That's his great idea?
Siyahlar içinde müthiş havalı davranıp sürekli aynı şeyleri söyleyen Şefe baksana.
Look at our chef all in black and acting really cool all the time saying
Bire bir röportajlara bayılıyorum, müthiş bir yöntem.
I love those interviews. Great device.
Müthiş.
Oh, great.
Müthiş bir nedenim var.
I have an excellent reason.
Bu müthiş bir neden değil!
That is not an excellent reason!
Müthiş.
'Cause wow!
Müthiş gözüküyorsun.
You look terrific.
Müthiş Seth Gecko bile beni ikna edemez.
Even the great Seth Gecko can't convince me.
Müthiş bir rekabet olur.
There's a lot of competition.
müthiş 502
müthişsin 38
müthişti 65
müthiş bir şey 25
müthiş değil mi 30
müthiştin 17
müthiş görünüyorsun 32
müthişsin 38
müthişti 65
müthiş bir şey 25
müthiş değil mi 30
müthiştin 17
müthiş görünüyorsun 32