O kadar iyi Çeviri İngilizce
6,835 parallel translation
O kadar iyi zaman geçiriyorduk ki, az daha geleceğinizi unutuyordum.
We were having so nice, I forgot that you would come.
Bu işi ne kadar kısa sürede onlara paslarsak o kadar iyi olur.
Good. The sooner we dump this on them, the better.
Olaya olan bakış açın o kadar iyi ki burada ne işin olduğunu merak ettim.
Your grasp of the situation is so keen, it makes me wonder what you're doing here.
Dediğim gibi, bazen ne kadar az soru sorarsan o kadar iyi olur.
No, Sir, like I said, sometimes the fewer questions one asks, the better.
Ne kadar erken o kadar iyi.
You better be good!
Bunu ne kadar erken öğrenirsen o kadar iyi.
The sooner you learn that, the better.
Kabin ne kadar karanlıksa, o kadar iyi.
The darker the booth, the better.
Aslında o kadar iyi ki gece herkes evine gittikten sonra gizlice sette Hyde'ın laboratuvarına girip beher kabına boşalabilirim.
It works so well, in fact, that tonight, after everyone goes home, I might sneak onto the set, go into the Hyde laboratory, and masturbate into a beaker.
Sana birşeyler'o büyük o kadar iyi gizleyebilirsiniz nasıl düşündüklerini, demek istiyorum.
I mean, how you think somethin that big can hide that good.
Ne kadar erken o kadar iyi.
The sooner, the better.
Bir şey anlatmada o kadar iyi değilimdir.
I'm not good at making speeches.
- Ne kadar yersen, o kadar iyi dövüşüyorsun anlıyorum.
The more you get hit, the harder you fight. I get it.
Buradakiler birer ruh hastası ve bana sorarsanız sondalar ne kadar derine girerse, o kadar iyi.
Those people are maniacs, and as far as I'm concerned, the wider and deeper the probes, the better.
Ne kadar iyi olabilecekse o kadar iyi işte.
About as good as she can be.
Şu an, ne kadar az bilirsen o kadar iyi.
Right now, the less you know, the better.
- İkincisi o kadar iyi değildi.
- Well, not that second one.
Ne kadar erken o kadar iyi.
The sooner we're gone, the better.
Ne kadar çabuk basit olursa o kadar iyi olur.
Well, it better get real simple real soon.
- Leningrad'dan ne kadar uzak olursan, o kadar iyi.
- The farther from Leningrad the better.
Bir dağcı o kadar iyi takdir yok... Eğer sanat dalıp çünkü... hangi muhtemelen o seviyor yoludur.
You don't appreciate how good a climber he is... because you get distracted by the art... which is probably the way he likes it.
O kadar iyi gizlenmişlerdir ki sayfaları bükmeden göremezsin.
Carefully dissimulated until you bend the pages. So...
Ne kadar erken, o kadar iyi.
The sooner the better.
Oraya ne kadar hızlı gidersek o kadar iyi.
The faster we get there, the better.
Dün gece kendimi o kadar iyi hissettim ki.
And last night felt so good.
Yüzeye ne kadar yaklaşırsa, o kadar iyi.
Get it closer to the surface.
Ama işler o kadar iyi gitmiyordu... Ben de köklerime geri dönmem gerektiğini düşündüm.
Things weren't going that great, and I thought I should get back to my roots.
Ama o kadar da iyi değil.
But it isn't that fine.
Ve Kral fark gerekiyor onun kalede bir konuk var ve o daha iyi zihin onun P ve Q Adım Kral çünkü Buraya o kadar olmuştur Kralın saçmalığı!
And the King needs to realize he's a guest in his castle and he better mind his P's and Q's because the Step King has had it up to here with the King's bullshit!
Ama oğlu Dylan en iyi arkadaşı olduğunubu yüzden o kadar emmek.
But his son is Dylan's best friend, so you suck it up.
O ana kadar iyi gitmiyordu.
And so far, it wasn't going very well.
Madem beni bu kadar iyi tanıyordun 2 gece önce o taktik niye işe yaradı?
Since you know me so well, why did you let me fuck my way into here two nights ago?
Ama şimdiye kadar yazılmış en iyi şey o olduğunu.
But it's the best thing he's ever written.
İyi olmana o kadar sevindim ki.
I am so happy that you're okay.
O zamana kadar genç adam... İYİ eğlen.
Until then, young man, have fun.
Bir zamanlar bu işteki en iyi eğitmenlerden biriydi o maç skandalına kadar.
This guy used to be one of the best trainers in the business until that fixed fight scandal.
Hayatlarında iyi bir şey olsun isteyen insanların ebeveynlerini öldürmeleri gerektiğini düşündük o kadar.
- We just thought people should kill their parents if they want to do anything good with their lives.
O kadar parayı sana neden ödediğimi daha iyi anlıyorum, Dick.
Now I see why I pay you the big bucks, Dick.
Sadece o kadar olsa yine iyi.
If only that were funny.
Bu işte ne kadar derine inersem o denli bu işin hayatımdaki en iyi iş olduğunu düşünmem artacak.
The more I dig into this thing, the more I think it could be the best thing I've ever worked on.
iyi gidiyordu... o bize şey diyene kadar...
It was going well... Until he called us...
İyi de o zamana kadar biraz para kazanmak isteyebilirsin.
But you might want to earn a little money in the meantime.
O kadar da iyi davranmıyorum.
I'm not that nice, Libby.
Yaptıklarımın başka birini bu kadar etkilemesini hiç önemsemedim. O kadar ki, gidecek kimi kimsesi kalmadığını düşünmüş ve yaşamaktansa ölmenin daha iyi olacağına inanmış.
I didn't care that what I was doing was... affecting someone else so much that they felt like they had nowhere to go and had no one to go to, that they thought it'd be better just to... to die than to be here.
O kadar iyi olmadı.
It's not that good.
"O kadar kötü bir kitap ki, acaba Jake Davis iyi yazar mıydı dedirtiyor."
A book so bad it makes you wonder if Jake Davis was really ever that good.
Ama bazı günler iyi, bazı günlerse o kadar değil.
But she has good days and not so good.
Bak, en kısa sürede Wincer daha iyi hissedecek siz yürüyüşe çıkın ve kendinize bakın o zamana kadar ben geri döneceğim.
Look, as soon as Wincer starts feeling better you boys are... welcome to take a little walk down here and see for yourselves but until then I gotta get back to it.
- Ama o kadar da iyi değiller.
They're not very good, though.
O kadar da kötü değil, iyi olacaksın.
It's not that bad, you're gonna be fine.
O kadar sert basma... böyle iyi.
Not so stiff... like that, good.
Bu arada Judy o kadar da iyi bir oyuncu değil.
By the way, Judy is not that good of an actress.
o kadar iyi olur 16
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar param yok 29
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar da önemli değil 19
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar param yok 29
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar da önemli değil 19