Ona inanıyorum Çeviri İngilizce
560 parallel translation
Ona inanıyorum.
I believe in him.
Beni bulacağını söyledi ve ona inanıyorum.
He said he'd find me, and I believe him.
Minerva söyledi, ona inanıyorum.
Minerva told me and I believe her.
Ben ona inanıyorum.
I believe him.
Ona inanıyorum.
I believe him.
Ona inanıyorum.
I believe her.
Tanrı beni kurtardı çünkü ona inanıyorum.
The Lord spared me because I've, I have had true faith in him.
Ben de ona inanıyorum.
And I believe in him.
Henüz değil ama sanırım ona inanıyorum Harry. Peder Doonan'a.
Not yet, but I think I believe in him, Harry, in Father Doonan.
- Ona inanıyorum.
- I believe him.
Ona inanıyorum ve bekliyorum.
I trust in him and wait.
- Ben ona inanıyorum.
- I agree.
- Ona inanıyorum.
- I believe her.
Ben ona inanıyorum!
I... I believe him!
Amaçladıkları bunlar. ve ona inanıyorum.
Those are his purposes, and I believe him.
Kapasitesinde hangi yetenekleri varsa ona inanıyorum, belki organizasyonumuza katılması... renklerimiz altında yarışması için ona bir fırsat verebiliriz.
If he has the talents of which I believe him capable, perhaps we can give him the opportunity... of joining our organization, racing under our colours.
Ron ne istediğini biliyor, ona inanıyorum.
I know what Ron wants to do, I believe in him.
Evrenin en güçlü patlayıcısını yarattığını söyleyip böbürleniyor, ve ben ona inanıyorum.
He boasts that he's created the most powerful explosive in the universe and I believe him.
Evet, ona inanıyorum.
Yes, I can believe him.
- Evet, ben de ona inanıyorum.
- Aye. I, too, believe that.
Ama ben Ona inanıyorum.
But I believe in Him.
Ona inanıyorum.
I do believe him.
Hiç bir şey bilmediğini söylüyor. Ona inanıyorum.
He says he doesn't know anything, and I believe him.
Ardından ona inanıyorum, ve harika bir sevişme yaşıyoruz.
And I believe him. And we make love beautifully.
Ama ben ona inanıyorum.
But I believe him.
Tatlım, sen neye inanıyorsan ben de ona inanıyorum.
SWEETIE, I BELIEVE THAT YOU BELIEVE.
- Ona inanıyorum.
I believe her.
Ona inanıyorum ve içeri alıyorum.
I believe him... and let him in...
Ben ona inanıyorum.
Well, I believe her.
- Ona inanıyorum, Louis.
- I believe him, Louis.
Ona inanıyorum, ama seni de seviyorum.
I believe her, and I love you, too.
Ona inanıyorum, biliyorsun.
I believe him, you know.
Sonia senin iyi biri olduğunu söyledi ve ben ona inanıyorum.
Sonia says you're a good man and I believe her.
Ona inanıyorum Sonny.
I believe her, Sonny.
Evet, ona inanıyorum.
Yeah, I believe her.
Ve inanıyorum ki, siz ya Janice Caldwell'i öldürdünüz ya da ona yataklık yapıyorsunuz.
And I believe you either killed Janice Caldwell or you're covering up for it.
Çünkü ona tüm kalbimle inanıyorum.
- Because with all my heart I believe in him.
Son doğum gününde ona bir sigara kutusu hediye ettiğine inanıyorum.
I believe you presented him with a cigarette case on his last birthday.
Çünkü, Ona ve Onun emirlerine inanıyorum.
Because I believe in Him and in what He commanded.
Güzel söylüyorsunuz ama ben inanıyorum ona.
I don't care what you say. I trust him.
İster inanın, ister inanmayın elbiseyi ona göstermenin hâlâ uğursuzluk getireceğine inanıyorum.
I still think it's bad luck to show him that dress... surprise or no surprise.
Ben de sizin gibi medyumum ve inanıyorum ki ona ulaşabilirim.
Like you, I'm a medium and I feel I can reach him.
Efendimizin ona ev hapsi cezası verdiğine inanıyorum.
I believe he ordered home confinement.
Bu huzurlu dönemin ona faydası olacağına samimiyetle inanıyorum.
I really believe this period of peace will help him.
Ona inanıyorum.
She said no... and I believe her.
Ona o kadar inanıyorum ki, kumar oynamaya hazırım.
I believe in it so much, I'm willing to gamble.
Ancak mahkemenin ona karşı daha acımasız davranacağına inanıyorum.
I trust a court of law will treat him just as harshly.
Ona güveniyordum, geçmişinde ne olduysa onun hatası olmadığına inanıyorum.
Now, I have every faith in her, you must believe that. Whatever there was in her past, I'm sure it's no fault of hers.
Bunun ona ulaştığına inanıyorum.
I believe that it hits her.
Ona niye inanıyorum ki?
why don't i believe that?
Onun önemli olduğuna inanıyorum. Ona bir kez daha bakmalıyız.
I believe it important we have another look at it.