Salı günü Çeviri İngilizce
1,904 parallel translation
Christine, salı günü kahveden sonra, bazılarımız başka bir kafeye gidip, kahve gününde olanları konuşuyoruz.
So, you know, christine, after the coffee on tuesdays, some of us go to another place for coffee and we talk about the people from the first coffee.
Salı günü kahvesini unut sen.
Well, you can forget about the coffee.
Onu Salı günü görebilir miyim peki?
I can see him tuesday, then?
Salı günü onu görecek misin?
You'll see him tuesday?
Yani Salı günü, şuan sana söylediğim şeyi, Hollandaca söyleyebilirim.
By tuesday, what I'm saying to you now, I could say to you in dutch.
Salı günü, seni hollandaca tarif edebilirim.
By tuesday, I could describe you in dutch.
Salı günü Ritchie'yi kareteye götürür müsün?
Can you take ritchie to karate on tuesday
Saatte 5 km ile gidersek, beş-on... salı günü ordayız.
At three miles per hour, we should be there in five, ten.tuesday.
Hiç, çeki düzen veriyoruz çünkü annem ve babam beni iki defa ekmelerinin ardından nihayet Salı günü geliyorlar.
Uh, nothing. We are tidying up, because my parents are finally coming on Tuesday after canceling on me twice.
Seçilenler Salı günü tekrar gelecek.
Callbacks are Tuesday.
Salı günü trene binsem de Cuma dönsem ne dersin?
Do you think I could get a train Thursday and come back on Friday?
- Salı günü geleceğini zannediyordum.
- I thought you were coming on Tuesday.
Daha salı günü ayrıldık.
We only just split up on Tuesday.
Salı günü tekrar kontrol ederiz.
Yeah, we have that going on Tuesday.
Geçen hafta salı günü.
Tuesday of last week.
- Salı günü meksika dürümü var.
- It's taquito tuesday.
"... ama seni salı günü ararım. "
"but I'll call you on Tuesday"
Maine'deki evimizde Salı günü pişirmiştim ama bu acıktı ve daha sonra geriye kalan tek şey folyo kağıdıyla kırıntılar oldu.
i finished my baking project back home in maine on tuesday, but this one got hungry, and next thing i know, all i've got left is a little ball of tin foil and crumbs!
Ta ki bir salı günü Susan, yıldönümlerini kutlamak için, eşini şık bir restorana götürmeye karar verene dek.
Until one Tuesday, When Susan decided to take her husband to a fancy restaurant For their anniversary.
- Salı günü de görüşürüz.
- We'll see about tuesday.
Mallar salı günü Tangier'den ayrılacak.
The goods will leave Tangier on Tuesday.
- Salı günü, istirahat sonrası.
- Tuesday, after recreation.
Ayın 14'ünde yani salı günü, kan tahlili yapılacak.
Scheduled appointment, including blood work, for next Tuesday, the 14th.
O.. O, geçen hafta salı günü Bethesda hastanesinde öldü.
He, He died in Bethesda hospital a week ago, tuesday.
Geçen hafta salı günü mü?
A week ago tuesday?
Pazar günü konuştuk Pazartesi günü öldü ve bana Salı günü söylendi.
We spoke on Sunday. On Monday he died, and I was informed on Tuesday.
Önce bir Cuma günü sordular, sonra bir Salı günü tekrarladılar.
First on a friday then they repeated it on tuesday.
Pazartesi bir TV reklamı yapmaya çalışacaksınız, filmini çekecekler, diş macunuyla ilgili, sonra salı günü sizi çıplak çekmek isteyecekler.
Now Monday you're trying to do a TV commercial, They're filming it, it's all about toothpaste, Then Tuesday they're trying to film you naked.
Maxine büyük kırmızı tırıyla salı günü nerede olacak?
Alright now where is Maxine in her Big Red truck gonna be on Tuesday?
Hayır, Marcy hâlen şehir dışında. Ama size Salı günü, saat dörtte Oxana ile bir yer açabilirim.
No, Marcy's still out of town, but I could squeeze you in with Oxsana Tuesday at four?
Salı günü fransızlarla toplantın var.
You have a meeting with the French on Tuesday.
- Salı günü Sara'yla yemeğe çıkacağım.
- On Tuesday I have dinner with Sara.
Abin salı günü gidiyor - Salı -
Your brother's leaving on Tuesday... Tuesday now.
Salı günü teknik eleman gelecek ve bunu sizin için kuracak.
The installation guy comes on Tuesday, he's gonna install it for you.
Bu bebek salı günü buraya geldi.
These babies came in on Tuesday.
Salı günü sorularını yanıtlarım.
I'll get to their questions on Thursday.
- Onlara sadece Salı günü demeni tercih ederim.
- I'd rather you just said Thursday.
Salı günü görüşürüz!
- I will! I'll see ya Thursday!
" Kendisi Salı günü dönecek.
" He'll be back on Thursday.
Salı günü görüşürüz!
I'll see ya Thursday!
Bütün bunları kabul edebilirsen Salı günü saat sekizde seninle buluşurum.
And if you can accept all of that, I will see you Tuesday at 8.
Ardından gece yarısı hesap yenilendiğinde salı günü ikinci çeki bozduracaksın.
Then when the account is topped up overnight, you take the second check in on the Tuesday.
Sonra, adli tabip cesedi ayın 28'inde Salı günü çıkarttı.
Then the coroner released the body on Tuesday the 28th.
Ve Salı günü için elinde bir şey yok.
And you got nothin'for Tuesday.
Hayır, Salı günü için elimde bir şey yok.
No. I got nothin'for Tuesday.
45 mm.'lik 4 kapsüllüler Salı günü gelecek.
I'll make it Tuesday with the.45 4 Capsule.
Ben... salı günü evleniyorum.
I... I get married on Tuesday.
Salı günü onunla evlenecek.
He's marrying her on Tuesday.
Salı günü burada olmayacak.
He won't be here on Tuesday.
Salı günü Nevers'e gidiyoruz.
We'll go to Nevers on Tuesday.
Pazartesi, Salı, Çarşamba... Haftanın yedi günü.
Monday, Tuesday, Wednesday... 7 days a week.