Saş Çeviri İngilizce
40,086 parallel translation
Star Trek üçüncü sezonda iptal edilmiş gibi şaşırma bakayım. ve şimdi...
Well, now, don't be surprised if, like Star Trek, it's canceled in three.
Benmişsin gibi davranıyorsun fakat benden biraz kısasın.
You pretend to be me, yet you appear a little short.
- Şaşırtıcı bir şekilde acı verici.
( GROANS ) Surprisingly painful.
Şaşırmamalısın.
It shouldn't be a surprise.
Uzun lafın kısası...
Uh, long story short...
Seni iyi gördüğüme şaşırdım.
I'm surprised to see you in such a good mood.
- Aman ne kadar şaşırdım...
What a shock ;
Şaşırdım sadece, çünkü Gina'yla aranızda hep güçlü bir bağ var sanırdım.
I'm just surprised, because you have such a strong connection with Gina.
Seni hala şaşırtabilirim.
I can still surprise you.
Orasına şaşırmadım.
That part really doesn't surprise me.
Dışlandı, okuldan ayrıldı, vicdan azabından kurtulmak için içmeye başladı. Hala ayakta durmasına şaşırdım.
He became an outcast, dropped out of school, started drinking to cover up the guilt.
Yardım etmeni istememesine şaşırmamalısın.
You can't be surprised if he doesn't want you to help him.
O zaman, bayan beni şaşırttınız derim.
Then I'd say, woman, you surprise me.
Ki genelde kolay kolay da şaşırmam.
And I'm not easily surprised.
Beni o mesajla şaşırttın.
You surprised me with that text.
- Seni şaşırttım.
Surprise you back.
- Evet. Şaşırttın.
Yeah.
- Mesajınla beni şaşırttın.
You surprised me with that text.
Şaşırmış gibi bakmayın.
Don't look so surprised.
Nasıl olduysa hiç şaşırmadım.
Somehow, I'm not surprised.
Hapishaneye gelmeden önce Shinwell ona yakındı, Bu nedenle eski arkadaşını görmek istemesi şaşırtıcı değil.
Well, Shinwell was close to him before he went to prison, so it's not a surprise that he'd want to see his old friend.
Kime güveneceğimi şaşırdım.
I didn't know who I could trust.
Herneyse, uzun lafın kısası kesinlikle öyle değillermiş.
Anyway, long story short, they very much do not.
Bu adam beni şaşırtmaya devam ediyor.
That guy continues to surprise me.
Başkan beni kovmayı denerse şaşırmam.
I wouldn't be surprised if the president tried to fire me.
Şu ana dek görememiş olmama şaşıyorum sadece.
I just can't believe I didn't see it until now.
Ama şaşıracağımı biliyorum.
But I know I'm going to be surprised.
- Beni şaşırtmaya çalışıyordu.
- She's just trying to throw me off.
Bunun bu kadar dayanmasına şaşırdım.
I'm impressed this thing lasted so long.
Bu akşam bana yaklaşma şeklin beni şaşırttı.
I was surprised at the way you approached me tonight.
Şaşırtıcı şekilde, evet.
Surprisingly, yes.
Evet, buna şaşırmadım.
Yes. I'm not surprised.
Ama ne şaşırtıcı ; kimsenin SpoonGrain'den acı biber ve kimyonlu dondurma istemeyeceğini nereden bilecektik... -... artık onlar kimse?
But- - shocker- - who knew no one wants cayenne and cumin ice cream from Spoon Grain, whoever the hell they are?
Noel'den kaçıyor. Şaşırmadım.
Guess she's bailing on Christmas.
Bu olduğunda, katil kar etmeye başlarsa hiç şaşırmam.
When it does, I wouldn't be surprised if the killer was set to profit.
Neden şaşırmadım acaba?
'Why am I not surprised? '
Ne, adını biliyorum diye şaşırdın mı?
What, are you surprised I know your name?
O kadar şaşırma, senin izini sürdüm
Don't look surprised, I tracked you down
Delirdiğimize şaşırdın mı?
Are you surprised we went insane
Orada bir tablo var ve o yüzden hiçbir şey sizi şaşırtmaz.
There's a little chart in there so you don't get surprised by anything.
Eminim onu çok şaşırtmışsındır.
I bet you knocked her socks off.
Yangını senin başlatmış olman beni şaşırtmıyor ama onu söndürünce hep şaşırıyorum.
You know, it doesn't surprise me, the fires you start, but it always surprises me how you put'em out.
Sadece şaşırdım.
I'm just dumbfounded.
Buna şaşıracaksınız.
You'd be surprised.
- Olabilir. Ya da şaşırıp gerçeği dedi.
- Maybe, or maybe she slipped up and actually told the truth.
Şaşırmadım.
Not surprised.
Şaşırmadım.
Yeah, I'm not surprised.
Peki, Amerika'ya ilk geldiğinde seni en çok ne şaşırttı?
So, um, what surprised you the most when you first came to America?
İlkinde bunu nasıl kaçırdık şaşıyorum.
I don't know how we missed it the first time.
Onun gemiye bindiğine çok şaşırdım.
I'm surprised she got on the ship.
Şaşırtıcı şekilde.
Surprisingly.
sasha 103
sasuke 23
saskia 22
şaşırdım 114
sashenka 21
şaşırtıcı 184
şaşkın 20
şaşırt beni 22
şaşırmadım 144
şaşırma 16
sasuke 23
saskia 22
şaşırdım 114
sashenka 21
şaşırtıcı 184
şaşkın 20
şaşırt beni 22
şaşırmadım 144
şaşırma 16