Şaşırt beni Çeviri İngilizce
1,220 parallel translation
Şaşırt beni.
Dazzle me.
Şaşırt beni. Oh, ve bu arada,... bütün küçük detayları, ticari marka işaretlerini falan eklemeyi unutma.
Oh, and by the way, don't forget to include... all the little details, the make up the bells, the trademark.
- Devam et Ira. Şaşırt beni.
- Go on, shock me.
Beni hâlâ şaşırtıyorsun, Spock.
I'll say one thing, you never cease to amaze me.
Bu yüzden bir şey beni sürekli şaşırtıyor.. ... sıradan senin gibi bunu kahrolası olağanüstülüğe döndürebilirsin.
It never ceases to amaze me how something so ordinary like you can turn out to be so goddamn extraordinary.
beni şaşırtır.
people surprise me.
Beni ikinci kez şaşırtıyorsun evlat.
That's twice you've let me down, kid.
Beni şaşırtıyorsun, Brandon.
I'm surprised at you, Brandon.
Beni şaşırtıyorsun, Hastings.
It surprises me, Hastings.
- Bazen beni çok şaşırtıyorsun.
- Sometimes you're very confusing.
Cogsworth, Beni şaşırtıyorsun.
Cogs worth, I am surprised at you.
Beni şaşırtıyorsun tutsak.
You cease to amaze me, convict.
Beni şaşırtıyorsunuz, hangilerini?
I can't imagine what you've ever seen.
Kısa bir süre önce bir kızla tanıştım. Ve âşık olan insanların mutlu olması gerekir. Ama o bir yolunu bulup beni şaşırtıyor.
I met a girl a short time ago... and people in love are supposed to be happy... but somehow she bewilders me.
Her gün yanındayım, her defasında beni şaşırtıyor.
Every day I'm there, it just amazes me.
DILMONT taki basit şeyler beni nasıl da şaşırtıyor.
IT AMAZES ME HOW SIMPLE THINGS ARE BACK IN DILMONT.
Beni şaşırtıyorsun, İvan.
You puzzle me, Ivan.
Beni şaşırt.
It's my birthday. Surprise me.
Ama bazen bıçak kemiğe dayandığında,... veya zavallı çocuğun birine grip aşısı yaparken beni şaşırtıyorsun.
But sometimes in a pinch, or if you're in your office giving some poor kid a flu shot, you surprise me, Fleischman.
Gelişiminiz beni şaşırtıyor.
Your progress astounds me.
Büyükelçi mantığınız beni şaşırtıyor.
Your logic escapes me.
Bu Picard beni çok şaşırtıyor.
He intrigues me, this Picard.
Beni şaşırtıyorsunuz doktor, oturun lütfen.
You're starting to make progress, doctor. Have a seat.
Watson, biliyor musun, beni bazan çok şaşırtıyorsun.
Watson you know sometimes you absolutely amaze me.
Beni şaşırtıyorsunuz.
You surprise me.
Lucy saf ve erdemli bir kız, ama bazen beni şaşırtıyor.
Lucy is a pure and virtuous girl, but she does shock me sometimes.
Beni şaşırtıyorsun, Richard. Hayat ilginçleşmeye başlayınca hemen tedbir alıyorsun. Kabuğuna çekiliyorsun.
You really amaze me Richard, you know.Just when things start getting interesting around here... you go cautious on me, climb back into your little shell.
Beni hep şaşırtıyorsun.
You never cease to amaze me.
Dolaşmak için fırtınalı havayı tercih etmen beni şaşırttı.
I'm surprised you'd choose a storm to go wandering about in, Mr. Lockwood.
Yeteneğin beni şaşırtıyor Joseph.
Your talent astounds me, Joseph.
- Beni hala şaşırtır.
- It still surprises me.
Beni şaşırtıyorsun.
You surprise the shit out of me.
Araştırmamın sonucu beni şaşırtıyor.
The results of my research surprises me.
Bu beni hep şaşırtıyor, bilimiyorum.
Whenever one goes out, I know it always surprises me.
Beni şaşırt.
Surprise me.
Bazen kendimi şaşırtıyorum, beni.
Sometime I amaze myself, me!
Bir kez rutine... girdin mi, bir daha yaptıklarını düşünmek zorunda olmamak... beni hala şaşırtıyor.
It still amazes me... that you don't have to think about what you do... once you've established a routine.
Beni şaşırtıyorsunuz.
You amaze me!
Beni şaşırtıyorsunuz.
You surprised me.
Bazen beni şaşırtıyorsun.
Sometimes you surprise me.
Beni şaşırtıyorsunuz, Bay Kent.
You surprise me, Mr. Kent.
- Jerry, şaşırtıyorsun beni.
- Oh, Jerry, I'm surprised at you.
Beni şaşırtıyorsun.
You had me going.
Merhametin beni şaşırtıyor.
Your compassion amazes me.
Beni şaşırtıyorsun!
Really? Well, you do surprise me!
Bu kadar insanın polisten kaçmaya çalışıp ta bunu başarması beni çok şaşırtıyor.
It never ceases to amaze me how many people try and run from the cops.
Beni şaşırtıyorsun.
You sound surprised.
Bir çok başka şekilde halledebilirdiniz bunu, ama bu intikam hırsın... beni şaşırtıyorsun.
You could have handled it many ways, but this vindictiveness I must say, I'm surprised.
Beni hep şaşırtıyor.
She just amazes me.
Beni şaşırtıyorsun.
You surprise me.
Test sonuçları beni şaşırtıyor!
The test results are going to blow me away!
beni 794
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21