Sir roger Çeviri İngilizce
199 parallel translation
Grand Fenwick, 1430'da Sir Roger Fenwick tarafından kuruldu. ... Yöreye hayran kalıp taşınmaya karar veren bir İngiliz baronu.
Grand Fenwick was founded in 1430 by Sir Roger Fenwick a British baronet who took a fancy to the neighbourhood and moved in.
Fenwick, Düşes 12. Gloriana tarafından yönetilmektedir. ... Kendisi Sir Roger'ın soyundan gelmektedir ve tüm tebası tarafından sevilir.
Fenwick is ruled by Duchess Gloriana XII a direct descendant of Sir Roger and beloved by all her subjects.
Sizi Sir Roger'ın odasına verebilirim.
- I could put you in with Sir Roger.
Sir Roger'la asla yatmam ben, kahretsin, asla!
- I'm not sleeping with Sir Roger, damn it!
Duyduklarıma göre, karın Sir Roger'ı senden daha iyi tanıyabilir, efendim.
From what I hear, your wife might know Sir Roger better than you do, sir.
Ya da yıldız... muhteşem bir filmde Sir Roger'ın hesabına yıldız olmaya.
Or star... star in some magnificent film at Sir Roger's expense.
Gerçekten, Sir Roger, sana kimin masallar anlattığını bilmiyorum, fakat eğer karımın sana olan bağlılığının yanlış anlaşıldığını ima ediyorsanız...
Really, Sir Roger, I don't know who's been telling you stories, but if you're implying any misunderstanding... of my wife's deep devotion to you...
Sir Roger...
Sir Roger...
Sir Roger Haversham?
Sir Roger Haversham?
Sir Roger üst katta oturma odasında kitap okuyordu, biliyorsunuz, ve aşağı inmeye başladı.
Sir Roger was reading in the upstairs sitting room, you see, and he started to come down.
Şey, aslında, okumak istediğinde Sir Haversam'ın en sevdiği sandelye oydu, evet.
Well, as a matter of fact, that was Sir Roger's favorite chair when he wanted to read, yes.
Sir Roger çalışanlarına karşı çok düşünceli idi.
Sir Roger was very considerate to his staff.
Ve her nedense Sir Roger dün gece bizi erken bıraktı.
And it so happens Sir Roger dismissed us early last night.
Fakat, izninizle, birinin Sir Roger'in iyice giyinik olduğunu söylediği kulağıma çalındı.
But, with your permission, it's just that I noticed that somebody said that Sir Roger was fully dressed.
Aslında Sir Roger gri renkli Harris marka bir İskoç kumaşından takım giyiyor ve mavi kravat takıyordu.
Actually, Sir Roger was wearing a gray Harris tweed suit with a blue tie.
Sir Roger, deyim yerindeyse, oldukça özel biriydi.
Sir Roger, if I may say so, was rather particular.
Demem o ki, eğer dün gece Sir Roger'ın okuduğu kitap bu idiyse, korkarım sizi anlamıyorum.
I mean, if this was the book that Sir Roger was reading last night. I'm afraid I don't follow you.
Bay Kolumbo Sir Roger'ın gözlüğünün nerede olduğunu bilmek istiyor.
Mr. Columbo would like to know the whereabouts of Sir Roger's glasses.
Aslında, gerçekten okumadığı zamanlar, gözlüğünü göğüs cebinde tutmak Sir Roger'ın adetiydi.
Actually, it was Sir Roger's custom, when not actually reading, to keep his spectacles in his breast pocket.
Sir Roger için çok sevdiği kızı gibiydi.
She was like a favorite daughter to Sir Roger.
Sir Roger'in kendi rüyası, çeşitli vesilelerle bana sır olarak verdiği bir rüya.
Sir Roger's own dream which he confided to me on several occasions.
Oh, eğer devam etmezsek, Sir Roger mezarında rahat etmez.
Oh, if we didn't go on, Sir Roger would roll over in his grave.
Sanırım, sen Sir Roger'a son zamanlarda dünyadaki herkesten daha yakın olmalısın.
Guess you must have been as close to Sir Roger lately as anybody in the whole world.
Sir Roger çoğunlukla emekliydi, bilirsiniz, son bir kaç haftaya değin, bu dönemde bu masraflı yapımı gerçekleştirmeye bizi ikna etti... hep yapmayı arzuladığı bir şeydi.
Sir Roger was mostly retired, you know, until the last few months, when he persuaded us to do this lavish production... what he'd always wanted to do.
Bu durumda Sir Roger merdivenden düşerek ölmedi.
Then Sir Roger did not die by falling down a staircase.
Geçen gün, terasta, onu Sir Roger'a gösteriyordum...
The other day, out on the terrace, I was showing it to Sir Roger...
Sir Roger'un, ha?
Sir Roger's, huh?
Her yere baktım, Sir Roger'in kasasına bile.
I've looked everywhere, even in Sir Roger's safe.
Farzedin ki, Sir Roger'ın işittiği oydu.
Suppose that's what Sir Roger heard.
Yani, ah, eğer yaşlı, ah, Sir Roger onu iş başında yakalasaydı, o zaman...
I... I mean, uh, if... if old, uh, Sir Roger caught him in the act, then...
Öyle düşünmüyorum, çünkü... Sir Roger'ı öldürdü ve sonra kaza süsü vermek için cesedin yerini değiştirdi ise...
I don't think so, because... if he had killed Sir Roger and then moved the body in order to make it look like an accident...
Ah, şey, her neyse, elbette, duyduklarıma göre, ah, karınız muhtemelen Sir Roger'ı senden daha iyi tanıyor, efendim.
Uh, well, anyway, of course, from what I hear, uh, your wife might know Sir Roger better than you do, sir.
Seninle Sir Roger yakın olduğuna göre, belki sana özel olarak şans dilemek için veya buna benzer bir amaçla buraya gelmiş olabilir.
Since you and Sir Roger were so close, maybe he might have come here to wish you luck in private or something like that.
Komiser, Sir Roger Haversham'ı son görüşüm... dünden önceki gündü.
Lieutenant, the last time I saw Sir Roger Haversham... was the day before yesterday.
Sir Roger'la karım hakkında, sanırım aptalca bir dedikodu duymuşsunuzdur.
You heard some silly gossip, I suppose, about... about Sir Roger and my wife.
Eğer kastettiğiniz Sir Roger Havesham ise, yirmi yıldır ona çalışıyorum... bir kez olsun onu son prova günü görmedim.
If you happen to be referring... to Sir Roger Haversham, for 20 years I've been in his trusted employ... and never once have I caught a glimpse of him... on dress rehearsal day.
Demem o ki, Sir Roger bir şekilde tiyatroya gelmiş olamaz mı?
I mean, couldn't Sir Roger have maybe come to the theater?
Merdivendeki o küçük sahneyi kim düzenlediyse... evi ve de Sir Roger'ın alışkanlıklarını çok iyi bilen biri olmalı.
Whoever arranged that little scene on the staircase... must have known that house pretty well... and Sir Roger's habits too.
Beyler, em, görüyorsunuz, Sir Roger'ın yerleştirileceği yer burası.
Gentlemen, um, see, this is where Sir Roger will go.
Ah, bu tarafa gelin, çünkü sanırım Sir Roger'ın eşyaları şu sepetlerden birinin içinde.
Uh, come over this way, because I think Sir Roger's things are in one of these baskets.
Sir Roger'ın giysilerini almalarına izin vermenin bir zararı olduğunu sanmıyorum, Bay Durk.
I didn't think there was any harm, Mr. Durk, in letting them have, uh, Sir Roger's clothes.
Yani, eğer sahne kapıcısının şemsiyesi bir şekilde Sir Roger'ınkiyle karıştı ise...
I mean, if the stage doorman's umbrella somehow got mixed up with Sir Roger's...
Sir Roger'ın dün gece tam olarak nereye gittiğini bilebiliriz.
We would know exactly where Sir Roger went last night.
O Sir Roger'a ait.
It is Sir Roger's.
Geçen gün kocamın Covent Garden'a bilet aldığını ve ondan Sir Roger'a bahsettiğini fark eden kişi sen miydin, Tanner?
Tanner, was it you, by any chance, who happened to notice my husband... buying tickets to Covent Garden the other day... and told Sir Roger about it?
Biliyor musunuz, Sir Roger, senin ona olan aşıkça ilgin dolayısıyla güvensizlik işaretleri göstermeğe başlıyordu.
You know, Sir Roger was beginning to show signs of distrust... with regard to your amorous interest in him.
Gerçekten o Sir Roger'u Bay Tanner'in öldürdüğüne, telaşlanıp daha sonra da kendini öldürdüğüne inanıyor mu?
Does he really believe that Mr. Tanner killed Sir Roger, panicked and then killed himself?
Anlaşıldı efendim!
Roger that, sir.
Ve zavallı Roger da senin cesur ve korkusuz Sör Galahad'ın!
And poor Roger is your bold and fearless Sir Galahad!
"Dean, Sör Harold Bingley Roger KCB KBE emekli Korgeneral."
"Dean, Sir Harold Bingley Roger KCB KBE Lieutenant General retired."
Anlaşıldı, efendim.
Roger, sir.