Siz kazandınız Çeviri İngilizce
316 parallel translation
Bu raundu faullü vuruşta siz kazandınız bayım.
You won this round, sir, by a foul blow.
- Siz kazandınız.
- You win
Tamam, çocuklar, siz kazandınız.
Okay, boys, you win.
Siz kazandınız ama ne farkeder ki... 140 bin ha?
Fit to bed a pup down with and nothir more. 140,000, eh?
Pekâlâ, siz kazandınız. Timsahlar bunu duyduğuna memnun olacak.
All right, miss, you win, as the crocodiles will be glad to hear.
Elimi tutmazsa, benimle kalmazsa siz kazandınız demektir.
If he fails to take my hand, or if he doesn't leave you, Then you're the winner. That way he'll be yours, and I won't need him.
- Tamam, siz kazandınız!
- All right, you win!
Siz kazandınız, Hanımefendi.
You win, ma'am.
Bu defa siz kazandınız.
You win this time.
Dövüşü siz kazandınız ve yüzüğü siz aldınız.
You won the fight and you took the ring.
Siz kazandınız, Peder.
You win, Father.
Siz kazandınız madam.
You won, madame.
Evet, Güney Kaliforniya sessiz çiçek gözlemcileri derneğinin geleneksel ödülünü siz kazandınız, tebrik ederim.
The prize of our society.
- Tamam, siz kazandınız!
- OK, you won!
Pekala, savaşı siz kazandınız.
Well, you've won the battle.
Siz kazandınız yüce efendimiz.
You win, my lord.
Geçen yıl siz kazandınız, bay Skaggs.
And you won last year, Mr. Skaggs.
Dinleyin, siz kazandınız.
Listen, you've won.
Pekâlâ, siz kazandınız.
All right, Childress, you've won.
Pekala, Mösyö DuBruis, siz kazandınız.
All right, Monsieur DuBruis, you win.
- Sonunda, siz kazandınız. - Bundan söz etmeyelim.
So you won.
Peki, siz kazandınız.
Okay, you win.
İddiayı siz kazandınız Albay.
I've won our bet, colonel.
Tamam, siz kazandınız.
All right, you win.
Siz kazandınız, siz kazandınız.
You have it. You have it.
Efendim, siz kazandınız Lütfen yolunuza gidin
Sir, I admit losing please be on your way
Siz kazandınız!
You win
Gene siz kazandınız, benim 1 puanım vardı!
That's better than before, one point
Dün sayıca üstün bizdik, siz kazandınız bugün sayıca üstün siz olacaksınız
We won't win by outnumbering you, you two can fight against me.
Siz kazandınız. Ben casusum.
You win, I am a spy.
- Siz kazandınız, peder.
- You won, Father.
Siz kazandınız!
You win!
Siz kazandınız işte.
You guys win.
Babam binlerce dolar kazandığını söylerdi siz ise milyonları kazanacaksınız.
Your father said he made the thousands... - and you boys would make the millions. - Millions for us too.
Geçen gece kazandığınızın bir kısmını geri vermişsiniz. Hem siz, hem de Baron von Kissling.
I see you have given us back a little of the money you won the other night, both you and the freiherr von kissling.
Siz kazandınız.
You win.
Siz, çok içki içenler siz, kağıt ve zarla kumar, at yarışlarında bahis oynayanlar zorlukla kazandığınız parayı kumarda ve bahiste kaybetmemeniz için size yardım edelim.
You who drink too much, you who gamble at cards and dice and horse racing. Let us help you not to lose your money in gambling dens and bookie joints.
- Siz mi kazandınız?
- You won the bet?
Siz daha iyisini kazandınız.
You've won bigger.
Siz ikiniz soluduğunuz nefesi şansınızla kazandınız.
You've earned the air you breathe, you two, by sheer good fortune.
Ama siz paradan fazlasını kazandınız, dostlarım.
But you've gained something more than money, my friends.
Tamam, siz kazandınız!
- I don't know.
Savaşı siz kazandığınız için çok mutluyuz.
We were so happy when you had won.
Siz kazandınız.
Ok, you win.
Evlatlarım siz kazandığınızı söylüyorsunuz.
- Okay. - My sons, you say you are the victors.
Harika! Gelin son bir el daha çevirelim! Kazanırsak... tüm kazandıklarınızı alırız... ama siz kazanırsanız, bunu alırsınız!
Come, I'll make another bet with you lf l win I'll take the four to five thousand taels before you lf you have a better hand, you take this
Siz Mu'lar kazandınız.
You Mu have won.
Siz kazandınız.
You're a winner.
- Yani siz mi kazandınız?
- So you won?
Ve siz onlara zaman kazandırdınız.
And you gave'em the time they needed.
Bu iki yıl içinde... memnuniyetle müşahede ettim ki, siz ve Bayan Kelcher... elinizden almayı planladığım kadını yetiştirme konusunda... sonsuz güvenimi kazandınız.
In the past two years I've been pleased to note that you and Mrs. Kelcher have provided your sacred trust with upbringing the woman that I plan to take off your hands.