Siz ne dersiniz Çeviri İngilizce
333 parallel translation
Siz ne dersiniz binbaşı?
How about you, Major?
- Siz ne dersiniz?
What do you say, sir?
Siz ne dersiniz Bay Poppins?
What is your idea, Mr. Poppins?
- Siz ne dersiniz Bay Corneille?
- Your opinion, Mr. Corneille?
Bayan Elizabeth... yeterince gülmediğimi düşünüyor, siz ne dersiniz?
What do you say, Miss Bingley? Miss Elizabeth thinks I do not laugh enough.
Siz ne dersiniz Yargıç Bey?
What do you say, Judge?
Siz ne dersiniz, bayan?
What do you think of it, ma'am?
Siz ne dersiniz müfettiş bey?
What about it, inspector?
Siz ne dersiniz?
How say you, sir?
Bana uyar, siz ne dersiniz çocuklar?
Suits me. OK with the rest of you boys?
Siz ne dersiniz Bay Everett?
What do you think, Mr. Everett?
Benden daha iyi bir öykü... yazdığı için eleştiriyor değilim. Ama ilk bölümde konuya girmekte geç kalınmış, siz ne dersiniz?
I don't mean to criticise because... his story was so much better than mine... but don't you think the first part is too long getting to the point?
Siz ne dersiniz, Profesör?
How about that, Professor? Any chance?
Siz ne dersiniz?
What do you think?
- Siz ne dersiniz?
- Don't you agree?
Siz ne dersiniz Bayan Giddens?
Don't you, Miss Giddens?
Siz ne dersiniz?
What do you think of it?
Her zaman yemeği yabancılarla paylaşmanın - hoş bir şey olduğunu düşünmüşümdür, siz ne dersiniz? - Oh, evet gerçekten.
I always think it's nice to break bread with strangers, don't you?
Siz ne dersiniz Bayan Fellowes?
How about you, Miss Fellowes?
Siz ne dersiniz?
How about you down there?
Siz ne dersiniz Bay Fane?
What about you, Mr. Fane?
Siz ne dersiniz efendim?
What do you think, sir?
- Bence hiçbir yerdesiniz, siz ne dersiniz!
You're nowhere, you mean!
Siz ne dersiniz? İleride bir gün bizim şehrimize de tramvay gelecek.
What do you know, some day the trams will be running in our town, too.
Siz ne dersiniz Genevieve?
Don't you think so, Genevieve?
Siz ne dersiniz?
- What do you think? - I...
Siz ne dersiniz, Chancellor?
What do you think of that, Chancellor?
Siz ne dersiniz acaba?
Can I look forward to it?
Ortalık sakin görünüyor Siz ne dersiniz?
The rebels are now miles away.
Çünkü modası geçmiş aptal lanet olası bir dil siz ne dersiniz efendim?
Why? Because it's a bloody silly out-of-date language, do you mean, sir?
Siz ne dersiniz, hayır mı?
Yourself?
Siz ne dersiniz efendim?
Then how about you, sir?
- Doktor, siz ne dersiniz? - Testlere tabi tutmalıyız.
Doctor, what's your opinion?
Demokratik bir süreç. Siz ne dersiniz doktor?
The democratic process.
Siz ne dersiniz, Doktor?
How about you, Doc?
Fakat faşist geçmişine bakılınca bu ülkeyi biraz ortanın soluna kaydırmak iyi olur, siz ne dersiniz?
But considering her fascist past... it might be good to move her just a little left of center, don't you agree?
Siz ne dersiniz bayan?
What do you say, Miss?
Siz ne dersiniz?
Do you?
Siz buna ne dersiniz?
What do you say to that?
Siz iyi bir müşterisiniz. 1'e 3 versem ne dersiniz. 1'e 3 tamamdır.
How about 3 / 1 3 / 1, OK
Siz masayı kurarken benim kahvaltıyı hazırlamama ne dersiniz?
Suppose you set the table while I get breakfast.
Şimdi, siz bayanları evinize bırakmama ne dersiniz?
Now, suppose I see you women to your home?
Ne dersiniz hanımlar, siz de postacınızın yakışıklı bir erkek olmasını istemez misiniz?
How about a special delivery in this rig-out, ladies?
Ben bir yabancıyım ve siz beyler kadar iyi bilemem... Ancak şu Güneyli'ye ne dersiniz, Dix'e?
I'm a stranger and do not know as much as you gentlemen but what about this southerner, this Dix?
Siz bilginler ne dersiniz?
What have you learned gentlemen to say?
Siz ne dersiniz sır Brack?
- Don't you think so, Sir Brack?
Şimdi, siz ve karınız dışarıda yemekte iken, masanıza bir adam geldiğinde ayağa kalkma konusunda ne dersiniz?
Now, when you and your wife are out, how do you feel about rising when another man comes to the table?
Siz buna ne dersiniz?
What do you think of that?
Siz beyefendiler benimle küçük bir geziye çıkmaya ne dersiniz?
Oh, it's just to scare people with, Holly.
Zihin özürlü ensest ilişkilerle süregelen kuşakların soyundan olan siz, ne cesaretle bana barbar dersiniz.
You, descendant of inbred generations of incestuous mental defectives... -... how dare you call anyone barbarian. - Barbarian!
Siz gerzekler ona ne dersiniz bilmem.
I don't know what you boobies call him.