Sonuncu Çeviri İngilizce
1,415 parallel translation
Bir sonraki gün Müttefiklerin Almanyanın Batı Cephesindeki sonuncu katı savunma hattı olan Hindenbmurg'ta St Quentin Kanalı boyunca bir gedik açtıklarını öğrendi.
The very next day, he learned the Allies had breached the Hindenburg line along the St. Quentin canal, Germany's last fixed line of defence on the Western Front.
Ve bu, sonuncu işte.
and this is the result.
Her sonuncu o mezarın etrafında toplanır.
And every last one of them is gathered around that grave.
- Bu sonuncu mu?
- ls this the last one?
Tamam, bu sonuncu.
Just as well with what happened last time.
Uğraşmak zorunda kaldığım ilk g.t, o değil kesinlikle sonuncu da olmayacak.
He's not the first asshole I've had to deal with. He certainly won't be the last.
Sonuncu da olmayacak.
He won't be the last.
- Bu sonuncu olsun.
- Make this the last.
... ben sonuncu olacağım.
... I'll be the last.
Senin gibi birinin gözünde sonuncu olmak istemiyorum. İngilizce ve Fransızca biliyorum.
I don't want to last one season like you, I speak English and French.
Bu sonuncu su efendim, ama biz hala halat bekliyoruz.
That's the last of the water, sir, But we're still waiting on cordage.
Ve sonuncu olacak.
And she will be the last.
Bu sonuncu yapı İ.Ö. 537'de İmparator Justinian tarafından yaptırıldı.
And finally, this building was constructed in 537 by the Byzantine emperorJustinian.
Chaplin ilk görüşte aşık oldu. Bu sonuncu ve en büyük aşkıydı.
For Chaplin, it was love at first sight, the last and greatest love of his life.
Sonuncu.
Last one.
Bu sonuncu.
Okay, guys.
Sonuncu.
Latest.
Sonuncu gardiyanı demek istiyorsun.
You mean latest guardian.
Ben sonuncu olmayacağım, benden sonra başkaları olacak.
I won't be the last ; there'll be others after me.
Kural mı? Kurallara uyanlar sonuncu olmaktan kurtulamaz. Tıpkı yakın arkadaşımız Paolo gibi.
/ Rules... rules are only good for running at the back of the grid, just like our good friend Paolo here.
Ben de tam sonuncu hamburgeri hazırlıyordum.
I was just about to start the last Hot Pocket.
Onun sonuncu olacağından şüpheliyim.
I doubt he'll be the last.
Onları yarıştıralım, ve sonuncu gelen burada kalsın.
We can make them race, and whoever comes in last stays.
Sonuncu gelen burada kalacak!
Now, the one who comes in last stays!
Kurallara göre yarışı sonuncu olarak bitiren burada kalacaktı.
The rules clearly stated that the last one to cross the finish line was the loser.
'Takip sonuncu hedefin Bristol'deki bir araştırma laboratuarı olduğu tespit edildi.
'Surveillance shows the target is a research laboratory in Bristol.
Ortakyaşamını ona verdiğin zaman bunun sonuncu defa olabileceğini biliyordun.
Every time you gave up your symbiote you knew it might be for the last time.
Kitap Sih dininin 11. ve sonuncu Guru'su sayılıyor "o" geçitten geçirilerek, gerçek anlamda yatağa yatırılacak.
The book is regarded as the 11th and last Guru of Sikhism and it, or rather "he", will be taken across the causeway and, literally, put to bed.
Sonuncu ve en önemlisi ona sürekli dokunmalısın, Matt.
Last and most important always be touching her, Matt.
Sonuncu kitabına bayıldım.
I love your books.
Burası sonuncu durağımız.
- To find a balance. - We moved here as a last resort.
Sonuncu. 5343.
OK, Gus, last one. 5343.
Senin sonuncu olduğunu sanıyordum.
I thought you were supposed to be the last one.
Sonuncu olduğu halde.
Even though it was the last.
Bu bizim ilk ve sonuncu olacak.
It'll be our first and last.
Ölmelerini izleyecek... ve sonuncu olacaksın.
You will watch them die... and you will be the last.
Soldaki sonuncu kapı.
It is the last door on the left.
Sonuncu ama aynı derecede önemli, Küçük Azizler.
Last but not least, the Lil Saints.
Çocuk ve sonuncu adam aynı kişi tarafından vurulmuş bence.
The kid and that last guy, both done by the same shooter, I think.
Bu sonuncu.
I want this to last.
Belki sonuncu değildir...
May it last...
Sonuncu.
The last one.
- Sonuncu olacağını biliyordum.
I knew you wouldn't last.
Jambonunuz, sonuncu.
Your ham it's the last one.
Bitti yalnız sonuncu atılmadı.
They're all gone. The rest disappeared.
Dediğim gibi, bir tanesi, bu sonuncu olan, onu beş yıldır görmedim.
Like I said, one of them, this last guy, I haven't seen in five years.
Hep sen sonuncusun? Koç beni nasıI sonuncu yapar?
It's time for Doris to believe in herself again.
- Sonuncu!
- Last one!
- Bu, sonuncu mu?
Is that the last one?
Büyük ihtimal bu girişi sonuncu olmayacak.
And it won't be the last time. - But that's how it goes.
Sonuncu mu?
I have to help her.