English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ S ] / Sonunda

Sonunda Çeviri İngilizce

59,379 parallel translation
Sonunda aradın!
It's about time you called.
Bu işin sonunda bana geleceği belliydi.
I had a feeling this would end up in my lap.
Koridorun sonunda.
It's just down the hall.
Sonunda orada dağınık durumlarla karşı karşıya kalırdık Yerleşmiş olmak yerine burada.
We'd end up facing them disorganized out there rather than entrenched here.
Ya bu savaşın sonunda dehşetten gayri şey yoksa?
What if the result of this war isn't beyond the horror?
Sonunda kendi evimize kavuştuğumuza inanamıyorum!
Can't believe we finally got our own home!
Sonunda zaman.
It's finally time.
Korkacaksın sonunda.
- Enough! - I'm not afraid. Oh, you will be, in the end.
Zaten hepimiz de sonunda farklı üniversitelere gideceğiz.
And we're all gonna be going to different colleges eventually.
Sanırım bu parçalar bıçağın beni anında öldürmesi için büyülendi. Tabi sonunda kırdım onu.
Uh, I assume the extra bits enchant the blade to kill me instantly in the event I break it, eh.
Hem sonunda beni öldüreceksen niye yerini söyleyeyim ki?
And why should I tell you where she is if you're only gonna kill me anyway?
Sağanaklı şimşekler sonunda bölgeyi terk etti.
Those thunder bumpers have finally left the area.
Anne, bir gün çıkacak oradan ve önünde sonunda halletmemiz gerekecek.
Mother, he is going to get out someday, and we have to deal with it.
İnsanlık sonunda gerçek eşitliği tanıyacak.
Mankind will finally know true equality.
Sonunda o romanı yayımlayabilirdin.
You might finally get that novel published.
Ve sonunda 10 Mornington Lane'deki bodrumunda buldum.
And I finally found it in your basement at 10 Mornington Lane.
Anne, bir gün çıkacak oradan ve önünde sonunda halletmemiz gerekecek.
Mother, he is going to get out someday, And we have to deal with it.
Umarım ki sonunda hayırlısı olur. Bilemiyorum.
I am trying to do things differently this time and just hope that it turns out... okay.
Sonunda Tanrım!
Oh, there is a god after all.
Çocukluğumdan beri hayalimdi ve sonunda gerçekleşmek üzere.
It's been my dream since I was a little kid and it's finally about to come true.
Ve her bölümün sonunda, birine tokat atacağım.
And at the end of every episode, I'll slap somebody.
Sonunda biri olacağım.
I'll finally be somebody.
Dostlarım, sonunda geldik.
My friends, we finally made it.
Uzundur şişip duruyorum en sonunda bu gece Marcia'ya patladım.
It's just been building up generally and it exploded all over Marcia tonight.
Onun ayın sonunda gideceğini sanmıştım.
I thought he was leaving at the end of the month.
Kötü olan şey, en sonunda ayakları yanınca... çok acı çekiyor galiba.
The worst thing is, in the end, when its feet are burning... I suppose it's in so much pain.
İnsan, eninde sonunda müsrif hayat yaşamaktan bıkıyor.
A man gets tired of living a profligate life.
Amcan yolun sonunda.
Your uncle's at the end of the driveway.
En sonunda bunu anlayabileyim diye.
So I can finally understand this.
Ben de her şeyin başladığı, sırların yattığı ve ve kanın sonunda doğru yere akacağı yuvaya gideceğim.
I'm gonna go to the nest, where this all started, where the secrets lay hidden, and where blood will finally be spilled in its rightful place.
Ve kan sonunda doğru yere akacak.
And blood will finally be spilled in its rightful place.
Sonunda ne olacağımı merak ederdim.
I wonder what I thought I'd end up doing.
Bu harabedeki toplantı sonunda aklını başına aldığın anlamına geliyordur umarım.
I had hoped your decision to meet in this... ruin had meant you'd come to your senses.
Bir hamlede Klaus'un kanını akıtacak ve o hakettiği yavaş ve acılı ölüme sonunda kavuşacak.
One slice will draw Klaus'blood and deliver the slow, agonizing death that he deserves.
Uzun zaman aldı ama sonunda seni yakaladık.
Took a long time, but we finally caught you.
- Koridorun sonunda.
- He's down the hall.
Sonunda devletle bu endüstriler arasındaki gizli anlaşmanın ne kadar derin olduğunu fark ettim.
[Kip] I finally realized how deep the collusion truly is between government and these industries. And how dangerous it could be to expose them.
En çok güvendiğin kişiler sonunda sana ihanet eder.
All the people that you've trusted the most have ended up betraying you.
Sonunda bataklığa saplandı.
It finally sunk in.
"Sonunda bataklığa saplandı." derken?
What finally sunk in?
( Chase Sonunda seninle tanışmak iyidir.
( Chase ) It's good to finally meet you.
En sonunda!
Finally!
Ama böyle derin ve hesap gerektiren bir şemada, en sonunda insan delirir.
But... schema as deep and as calculating as that can, in the end, spin a man off into madness.
Güzel. - Sonunda Tanrı'yı buldun mu?
Finally find god?
Adres, bloğun sonunda.
The address at the end of the block.
Annalise, seni günün sonunda buradan çıkaracağım.
I'm getting you out of here, Annalise, by the end of the day.
En sonunda tutuklusun.
You're finally getting charged.
"Yaşasın, sonunda buradan gidiyoruz" du demek istediğim.
Uh, yay to getting out of here finally, is what I mean.
Dönemin sonunda buralarda kaybolmuş.
Keen fisherman.
Sonunda kazandı.
She finally won.
... ve sonunda onun tarafından öldürüldü.
He was someone who trusted her, who worked for her, and, ultimately, was murdered by her.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]