Sıraya Çeviri İngilizce
4,526 parallel translation
İnsanlar seni linç etmek için kapıda sıraya girecekler.
People will be knocking on our door, asking us to let them lynch you.
Sıraya geri dönmem gerek.
I got to get back to the line.
İnan bana alfabetik sıraya göre dizili değil, Justine.
I don't believe in alphabetical order, Justine.
Bir keresinde, yüzümün pinata'sını * yapmışlardı. Şehirdeki herkes gelip sıraya girmiş, ve sopayla vurmuş hakareti daha incitici kılmak için de içine brokoli doldurmuşlar.
One time, they made a pinata of my face, and then everybody in the town came and took turns hitting it with a stick, and they filled it with broccoli, just to add insult to injury...
Taliplerin sıraya mı girdi?
You got some dates lined up?
Müze Renoir Galerisi için Sıraya giren ilk 20 kişiye ücretsiz tur ve içecek verecek.
The museum will be offering a free tour with refreshments for the first 20 people who line up for the Renoir gallery.
Bu kadın için müşteriler sıraya girerdi.
I'd have customers lined up around the block.
Ben de her şeyi bir sıraya sokuyorum.
I'm... I'm still processing everything.
Eski bir kız arkadaşından para almak için sıraya girdiğini falan söylemiştin.
You said you had a line on the money... Something about an ex-girlfriend.
Biliyorum geçmişte babamla sorunlar yaşadınız ama şirketler senin için sıraya geçmiş gibi gözükmüyor.
Look, I know you and Dad have had your issues in the past, but it doesn't sound like there are other offers on the table.
Tüm bunların neyle ilgili olduğunu öğrenmek için başlangıç çizgisinde sıraya girmelisiniz.
[McCall] You have to experience lining up, to know what it's all about.
Sıraya geçin, birbirinizi iteklemek yok.
Line up and don't push
Şu rıhtımın ucu gerçekten iyi sinyal alabileceğin bir kaç yerlerden biri. Yani insanlar sıraya geçip, bekliyorlar.
Well, at the end of that dock is one of the few places that actually gets a really good signal, so people line up and wait their turn.
Soruları sıraya dizdin mi?
You got the questions lined up?
Seçim kampanyası New Hampshire Gazetesi anketinde ilk sıraya yerleştiği için eyalet valisinin morali bugün yerindeydi.
The Governor was in good spirits today as the campaign touted the results of the latest New Hampshire Journal poll...
Herkes seninle el sıkışmak için sıraya giriyor.
Everyone queuing up to shake your hand.
- İşleri biraz sıraya sokayım şimdi.
Okay, well, I'm gonna try and, uh, keep things on track here, so...
Sıraya girin!
Line up!
Ağabey! Ağabey! Ağabey sen neden sıraya girdin ki?
Why are you on the line?
Bütün dünyanın en iyi hocası Sang bey'i görmeye geldim bende. Tabiiki sıraya gireceğim.
I'm here to see the greatest face reader called Mr. Kim.
Tabii, sıraya girmeni hatırlatmam gerektiğini hatırlat.
Yes. Remind me to remind you to get in line.
- Sıraya girin.
Line up.
Evet, bu pisliği öldürmek istediğini anlıyorum ama sıraya gir.
Yeah, I get why you want to kill the ass hat, but get in line.
Her şey birbirinin ardına sıraya girmişti.
Everything was all lined up together.
Of be, bunu alfabetik sıraya dizmem gerektiğini biliyordum!
Damn it, I know I should've done these in alphabrotical order.
Müşteriler de sıraya giriyor öyle mi?
And the buyers are lining up?
Sıraya gir, dostum...
Get in line, buddy...
Gerçi bu puan sizi birinci sıraya yerleştiriyor zaten.
That has actually put you in the lead, though.
Sıraya gir.
So get in line.
Sıraya dizilmiş pembe filler.
Pink elephants on parade.
Ben gidip başka almak için sıraya girerim.
I'll go stand in line for another.
Sıraya girsinler!
Line up!
Sıraya gir.
Get in line.
Sadece türbinlerin itme vektörlerini yeniden sıraya koymam gerekiyor.
Just need to realign the turbine thrust vectors.
İnsanlar kesinlikle şarkıya bayıldı. Billboard sıralamasında birinci sıraya yükseldi, ve herkes onun sesinin ne kadar olgunlaştığını gördü.
It debuted number one on the Billboard charts, and everyone really received how his voice had matured.
Justin Bieber'ın albümü Believe, Billboard 200 listesinde ilk haftasında 374,000 kopya satarak, birinci sıraya yerleşti.
Justin Bieber's album Believe scored the number one spot on the Billboard 200 Chart, selling 374,000 copies in the first week.
Bir keresinde, yüzümün pinata'sını * yapmışlardı. Şehirdeki herkes gelip sıraya girmiş, ve sopayla vurmuş hakareti daha incitici kılmak için de içine brokoli doldurmuşlar. Politika işte.
One time, they made a pinata of my face, and then everybody in the town came and took turns hitting it with a stick, and they filled it with broccoli, just to add insult to injury... but politics... you know what I mean, right?
Sıraya kaynamama izin verirseniz size içki ısmarlayacağım.
I'll buy you booze if you let me in line.
Sıraya gir, çünkü bu onların tavırları.
get in line, because that's their attitude.
Bununla birlikte, çocuklar sıraya olur, salıvermek, on dolar, gelir ödeme.
Nevertheless, kids would line up, pay ten bucks, come in, let loose.
Oyuncular her sıraya girişinde içiyoruz.
Every time one of the ballplayers adjust themselves, - we take a drink.
Sen neden sıraya geçmiyorsun?
Why don't you start by getting in line?
Baksanıza haline, sanki 30 yıl önce az biraz ünlü değilmiş gibi gelmiş sıraya girmiş.
Look at him, just standing in line like he wasn't moderately famous 30 years ago.
En son yıkanan havlular en alta konulmalı böylece havlu kullanımı sıraya girer.
The most recently washed towels have to be put at the bottom of the stack so each towel's used in an even rotation.
Onları kovmak için sıraya koyuyoruz.
We're lining them up to fire their asses.
Eğer müvekkillerimizi sıraya koymazsak, açacak bir şirketimiz de olmaz.
If we don't get our clients in line, we don't have a firm to open.
Biz genelde sabah saat 3'te sıraya girmeye başlarız kendimizi domuz kanına bularız çünkü bu şekilde kapılar açıldığında kalabalığın arasından sıyrılmamız kolaylaşır.
We usually start lining up around 3 : 00 am. because it does help us slip through the crowd when the doors open.
Tanrım, daha şimdiden sıraya girmişler.
they're already lining up!
Kızı, annesi tarafından saldıraya uğrayabileceğinden onun elinden alınmış.
Her daughter was stolen away from her before she could be attacked by her own mother.
Palyaco tarafından saldıraya ugramış kuzeneim Ama biz ona yalakalık yapmıyoruz değil mi?
The clown that molested my cousin, and we're not all fawning over him, are we?
Sıraya girmediler, ana girişe yüklendiler.
They didn't line up.