Tatil Çeviri İngilizce
6,716 parallel translation
Tatil gibi değil mi?
Doesn't it sound like a holiday?
Hayır, ben çocuklarımdan uzakta bir tatil geçirmek istemiyorum, Bay Spleeb.
Uh, I... I don't want a vacation from my children, Mr Spleeb.
Ameliyat tatil gibi bir şey.
Surgery is like a vacation.
Ve böylece İtalyada bir hafta tatil yapabileceğiz.
And get a week's vacation in Italy.
Yeni Zelanda'da tatil yapıyor sanıyordum.
I thought they were on vacation in New Zealand.
- 2 hafta tatil yapabilirim.
- I could use two weeks off.
Tatil yap.
You take a vacation.
Tatil için ne düşündüğümü biliyor musun?
You know what I'm thinking for the holidays?
Pazar günü tatil yapmak onun da hakkı.
It was Sunday for him too, wasn't it?
O isimler iki şehir, Ben nerede tercih ederim tatil söylüyorlar.
He names two cities, I say where I'd rather vacation.
Tatil günümde tutuklama yapmak istemiyorum.
I don't want to make any arrests on my day off.
Bu tatil, çok ani olmadı mı?
This whole thing, it's all so sudden, don't you think?
Ama tüm bu tatil işi çok şizofrence.
But this whole trip is totally schizo.
Bir bakıma, bu tatil onun için bir hediye.
In a way, this is her gift to us.
Hawai'de bir hafta baş başa tatil, anlarsın ya.
You know, a whole week alone in Hawaii? Huh?
Elbise dolabımı kendisinin sanan bir kızım tüfek isteyen bir oğlum ve biraz önce beni beceren bir kocam olduğuna bakarsak çalışmak benim için tatil gibi.
Between a daughter who thinks she owns my wardrobe and a son who wants a rifle and a husband who just got laid off, work is vacation.
Pek tatil gibi değil mi?
Not much of a vacation, huh?
Jordan'ın Madison ile olan problemlerinin tatil dönüşü kütüphanede karşılaşmalarıyla başladığını söylediğini hatırlıyor mısun?
Remember how Jordan said her troubles with Madison began when school started back up with that run-in at the library?
Eğer herhangi bir tatil...
If you could be any vacation- -
Eğer herhangi bir tatil olsaydın, ne olurdun?
If you could be any vacation, what would you be?
Eğer herhangi bir tatil olsaydım...
If I could be any kind of vacation...
Şurada tatil yapıyorum.
I'm on vacation.
Burası tatil yeri değil.
This isn't Club Med.
Bize tesisatçılar sendikasının tatil işini ayarladı.
Got us the plumbers'union retreat...
Birkaç gün tatil yapmak istedim.
I wanted to take a few days off.
Tatil için Paris'e giden bir arkadaşım getirdi.
My friend who went to Paris for vacation brought these back.
Hapishane olmak bunun yanında tatil gibi kalırdı.
Prison was a vacation compared to this.
Bir keresinde, Barbra Streisand'i tatil konağını almak için konuşurken görmüştüm.
I once saw them tell Barbra Streisand to take it to the holiday inn.
Şimdiyse peynirler hakkında her şeyi bildiğini ve o çok pahalı tatil yerine gittiğini öğrendim. Bundan daha fazla kafam karışamazdı.
Now I find out he knows all about cheese and has been to this massively expensive resort, so I'm even more confused.
Son zamanlarda garip davranmamın tek sebebi sevgililer gününde Meksika'ya bir tatil planladığım içindi.
The only reason I've been acting weird is... I planned a trip to Mexico for Valentine's Day.
Uyuşturucu toplumu haklıydı. Tatil köyü meraklılarıda haklıydı.
The Viagra folks were right, and so were the people behind the Club Mediterranee.
Carter Covington Charleston'daki tatil evinde etkinliğe ev sahipliği yapıyor.
Carter Covington is hosting a party at his vacation home in Charleston.
Pocono'da bir tatil ne işime yarayacak ki?
Now, what am I gonna do with a trip to the Poconos?
Tatil bitmek üzere.
Vacation is almost over.
Tatil yapamadım ve sevişemedim.
I had no vacation and I also didn't get fucked.
Tatil?
Vacation in Cabo?
Bay Song bu tatil geliyor, öyle mi?
Mr. Song will come this school break, right?
Tatil haricinde sigara içmiyorum.
I don't smoke except when I'm on vacation.
Muhtemelen Acil Servis'e gitmeliyim ama senin tatil daha eğlenceli duruyor.
I should probably go to urgent care, but your vacation sounds more fun.
Tatil paramızla o aptal spor arabayı aldığı için senin omzunda ağlamamın dışında mı?
Apart from me crying on your shoulder because he used our vacation fund to buy a stupid sports car?
Tamam, mesele tatil parasıysa, parayı size ben vereyim.
Okay, if it's about the money, about the trip, I-I'll treat you guys.
- Tatil parasını ben vereyim.
I'll pay for the trip myself.
- Hayır, mesele para değil mesele tatil parası değil. Mesela babanın sürekli emekli olduktan sonra birlikte vakit geçireceğimizi söylemesi.
No, no, it's not about the money, it's not about the vacation fund- - it's the fact that your father always said that when he retired, it would be our time.
İyice dinlendim ve hazırım başka bir tatil için.
I'm rested and ready to take another vacation.
Abraham, tatil boyunca kimse iş yapmıyor.
Abraham, no one is conducting business over the holiday.
Hindistan'da her eyalette ortalama 65 gün resmi tatil var.
In India, on an average, each state has 65 bank holidays.
Tatil sigortaları hakkında birkaç soruları vardı.
Yeah. Had some questions about vacation insurance.
Tatil için Avustralya'ya gitti.
She went to Australia on vacation.
- Tatil süitlerimizde indirim varl oda servisi de dahil.
- Sir? - We're having a special on our vacation suites, room service included.
Oh, şey, bilirsin, Marjorie be ben hiç tatil için bir yere gitmeyiz.
Oh, well, you know, Marjorie and I never go anywhere on vacation.
Tatil ertelendi.
The vacation was postponed.