Tüm dünya Çeviri İngilizce
2,762 parallel translation
Tüm dünya artık birbirine bağlı.
The whole world is connected now.
Tüm dünya seyrediyor! Tüm dünya seyrediyor!
The whole world is watching.
Tüm dünya boktan.
OH! Whole world is for shit.
Eğer tüm dünya bunu izlerse kötü anlamda, çok ünlü olacağız Lost'taki, 16 yaşında kızla evlenen isimsiz aktör gibi olacağız.
If the whole world sees this, we're gonna to be famous in the bad way, like that no-name actor from Lost who married that 16-year-old girl. Mm!
Demek istediğim, tüm dünya onun bir seri katilin kızı olduğunu öğrenecek.
I mean, the whole world now knows she's the daughter of a serial killer.
... "Dünyanın birleşmesini sağlamak ve tüm dünya halklarına barış ile umudun gelebilmesi için yapabileceğim her şeyi yaptım mı?"
¿ Have I dome everything I can to help unite the world, to try to bring peace and hope to all the people of the world?
[ARAPÇA KONUŞUR] Hepiniz din kardeşlerinizi gururlandırdınız sayenizde çok yakında tüm dünya sesimizi duyacak, karşımızda korkudan titreyecek.
You've all made your brothers proud. Thanks to you the whole world will hear us soon and tremble with fear in front of us.
Apocalype tüm Dünya'yı kasıp kavurmaya devam edecek.
Her rebirth means the return of Lost Christmas.
Sanki tüm dünya Mayuri'yi öldürmek için ayarlanmıştı.
Like the entire world 475 ) \ i1 } was conspiring to kill her.
Çünkü şimdiki genetik bilgimizle tüm dünya avucunuzda gibi gözüküyor.
I might be very tempted to work in biology, because with our knowledge of genetics now, the world really seems to be our oyster.
Derler ki, sırrını altı kişi biliyorsa, o zaman tüm dünya da biliyordur.
There is not a single person who wouldn't know these people.
Tüm dünya tarihinin en müthiş şeyi olabilir.
It could be the most incredible thing in the history of the entire world!
Ancak tüm dünya onu tatmin eder.
Only the world itself will satisfy him.
Benim yardımımla tüm dünya Garbagesmell adını öğrenecek.
With my help, the whole world will know the name that is Garbagesmell.
Benim yardımımla tüm dünya dahi Gargamel'i öğrenecek. Evet.
Yes.
Bunu yaparsan tüm dünya sana tapar.
Do that, and the world will worship you.
Ben basit bir isteği olan basit bir büyücüyüm. Sınırsız gücüm olsun ve tüm dünya bana tapsın.
I am but a simple wizard with a simple desire, limitless power and world adulation.
Tüm dünya onun etrafında ışık saçarken ve sevgi herşeyiyle gülümserken mutsuz olmak için nedenler arar.
It finds reasons to be unhappy... when all the world is shining around it... when love is smiling through all things.
Ancak size şöyle derler bu ülkeyle birlikte tüm dünya cehenneme gidecek.
But they'll tell you... this nation and the world is goin'to hell.
Tüm dünya, Marty -... senin ellerinde Dana.
The whole world, Marty. Is in your hands, Dana.
"Tüm Dünya bir sahnedir ve Tüm kadın ve erkekler de oyuncular."
"All the world's a stage, and all the men and women merely players."
Ve bu grup neredeyse tüm dünya ekonomisini kontrol ediyor.
And this group has control over almost the entire world economy.
Tüm dünya bir dahi olduğunu düşünecek. Gerçeği bilen sadece benim.
The world will think you're brilliant.
Tüm dünya ulusal antikalarını geri istiyor
The whole world is calling for the return national antiquities.
Tüm dünya adını duyacak!
The whole world will know your name!
Haberler tüm dünyayı huzursuz etti ve panikleyen kitleler dünya çapında eşi görülmemiş kaosa yol açtı.
The news has sparked global unrest as populations panic, unleashing an unprecedented wave of chaos across the world.
Tüm dünya rahipler tarafından insanların diri diri yakıldığını duydu.
The entire world has heard about the priest who burned people alive.
Geçen ay köprüden atlamak isteyen biriyle birlikteydin ve adam tüm dünya gözü önünde ölüme atladı.
Last month you were with a jumper on a bridge, and he died with the whole world watching.
Artık tüm dünya kim olduğunu biliyor, Nick.
The whole world knows who you are now, Nick.
Bu sözde iklim bilimciler tüm dünya toplumunun aldatıyorlar.
These so called climate scientists are hoodwinking the entire world community.
Tam olarak açılışı yaptığımızda ise 500.000 kişilik yer sağlayacak ve bunu da arttırarak tüm Dünya'dan mahkumları burada tutabileceğiz.
Once we open for business properly, we'll be able to rent space to 500,000 prisoners and counting, with all countries signed up.
Tabii, tüm dünya Hintli atletlerle dalga geçsin sonra.
So, the world should mock Indian athletes?
Halatla karşıya geç, dublörü öldür ve tüm dünya basınının önünde anayasayı yırt.
Zipline across, kill the double, and then rip up the constitution in front of the world's media.
Tüm dünya bunu görmeli
I just want the whole world to see
Tüm dünya görebilsin diye
So the whole world can see
Tüm dünya görmeli bunu
- I just want the whole world to see
Haklıysan tüm dünya bunu isteyecektir.
If you're right, the whole world's gonna want in on this.
Tüm dünya öğrendi.
It went global.
Dünya üzerindeki tüm istihbarat birimleri anormal araştırma bölümleri kuruyor.
Every intelligence agency in the world is creating abnormal investigation units.
Kuyruklu yıldızları yerinden oynatan, ve dünya üzerine ölüm saçan güneşin kötü ikizinin izini sürerken, bir şey dışında tüm parçalar yerine oturuyor.
In the hunt for an evil twin to our Sun that shakes comets loose and rains death across the Earth, all of the pieces are in place except one.
Aslına bakarsan dünya üzerindeki tüm çocuklara yetecek kadar hediyen var gibi.
In fact, it looks like you got enough toys for every child on Earth.
Dünya üzerindeki tüm çocuklara mı?
Every child? Around the world?
Bu arada Dünya Çizgisi değiştiğinde şu anki tüm anılarım silinecek mi miyav?
By the way... If the world reverts to how it was, will all my memories vanish?
Gerçi tüm bunlar hipotezden başka bir şey değil. Gelecekteki sizlerin yanılmış olma ve Steins Gate dünya çizgisinin aslında var olmama ihtimali de var.
None of it is anything more than a hypothesis. and there is no Steins Gate world line.
Tüm kadınlar senin gibi olsa, dünya daha iyi yer olur.
If all women are like you, the world will be at peace
Bunun sebebi, Birinci Dünya Savaşı'nda en büyük kardeşim Howard'ın, tüm taburunun denizde boğulduğunu görmesi.
The reason being that in the great war, my eldest brother, Howard, saw his entire battalion drown in the sea.
Micha'nın kampanya söylentileri yayıldıktan 12 ay sonra dünya üzerindeki tüm şirketler onun teknolojisini kullanmaya başladı.
12 months after the re / ease of Misha's rumor campaign, every remaining corporation in the World was using his new technology.
Bu dünya beni ve tüm ırkımı zehirliyor.
This world poison me n'all my kin'.
iklim değişikliği konusunda en sıkıntılı şeylerden birisi de Dünya'nın tanınmış iklim bilimcilerinin neredeyse tamamının tüm bu yaşananlara, halktan daha çok korkuyor olmasıdır.
One of the really troubling things about climate change is that almost all of the world's prestigious climatologist are much more frightened about all this than the public is.
Dünya genelindeki tüm personel bizim donanımımızın güvenli olduğuna güveniyor. Ve bu güvenlik birileri tarafından tehlikeye atılıyor...
Personnel all over the world rely on the fact that our equipment is secure, and that security is compromised with somebody...
Dünya genelinde tüm insanlar televizyonlarının başında bu anı bekliyor.
Across the globe, people are glued to their television sets.
dünya 1278
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17
dünyanın 28
dünyayı 22
dünyada 53
dünyaya 17
dünyalı 32
dünya birliği 17
dünya savaşı 157
dünya küçük 47
dünya değişiyor 17