Uygunsuz Çeviri İngilizce
3,541 parallel translation
Bu çok terbiyesizce ve uygunsuz oldu.
That sounds dirty and inappropriate.
Çok sıkıcıydı.Bu yüzden Dillon Murray uygunsuz bir kukla gölge oyunu yaptı sınıftaki herkes kıkırdadı, herşire de bize bağırdı.
It was boring, so Dillon Murray made an inappropriate shadow puppet, and everybody giggled and the nurse yelled at us.
Uygunsuz davranışlar göstermesi cinayet nedeni olduğu anlamına gelmez.
Just because he exhibited some bad behavior doesn't mean that that was motive for murder.
Kelimeleri belki uygunsuz olabilir, ama Dan doğruları yazdı.
Well, his words may have been nasty, but Dan wrote the truth.
- Bu uygunsuz bir cümle oldu.
Well, that's kind of a broad statement.
Bu uygunsuz bir cümle oldu.
Well, that's kind of a broad statement.
Şahsen bu durumu çok uygunsuz buluyorum.
Personally, I think it's indecent.
Bu fazlasıyla uygunsuz olmuş.
Wow. Wow. That is wildly inappropriate.
Şehir kayıtlarına göre orası 20 yıl önce kullanıma uygunsuz bulunmuş.
According to the city records, it was condemned 20 years ago.
Ona kandan dolayı, aynı bir kokainman gibi kafamın iyi olduğunu ve seninle uygunsuz bir şekilde dans ettiğimi söylemedim.
I didn't tell him that I got high on blood like some crack head and dirty danced with you.
Bay Waters ilk defa uygunsuz teklifi yaptığında, MSD'deki barda mıydınız?
So when Mr. Waters first propositioned you, it was at the bar at the MWR?
Lütfen bunun uygunsuz bir hediye olduğunu ve şüphelendiğim gibi Serena'a nişan yüzü olmadığını söyle.
Please tell me this is an inappropriate gift for my debut and not an engagement ring for Serena.
Bu tamamen uygunsuz olur, Bay Archibald.
This is completely inappropriate, Mr. Archibald.
Bence Şükran Günü'nü kendimize ve Noel'i arızalı, uygunsuz akrabalarımıza ayırmalıyız.
I think we should save Thanksgiving for us, and save Christmas for all of our damaged, inappropriate relatives.
Arabasını otoparkta uygunsuz park etmiş.
I already verified that her car was in the parking garage.
Komik çünkü bir katil, yürümeye başlayan bir çocuk için uygunsuz olabilir.
It's funny because a murder would be inappropriate for a toddler.
Uygunsuz bir anda mı aradım?
This a bad time?
Penisini bir tür çubuk veya... uygunsuz bir insan ekiyle gerçekçi bir vibratör sanıyordur.
As though your penis is just some kind of pleasure stick, an incredibly realistic vibrator with an inconvenient human attachment.
Bu uygunsuz değil mi...
Is that inconvenient...
Müstehcen ve uygunsuz hareketler maliki Crosby Braverman tarafından. Açıkça görülüyor ki, görünüşte bile son derece rahatsız edici bu akşam.
Lewd and inappropriate acts by its co-owner, Crosby braverman, who apparently couldn't even be bothered to show up tonight.
Adamın sabıkası da var. Sarhoş ve uygunsuz davranış, darp.
Guy's got priors, too- - drunk and disorderly, assault.
Eminim vardır ama uygunsuz davranış riski açısından en çok hangisi kafanı duvarda asılı görmek isteyebilir?
I bet you do, but at the risk of sounding indelicate, which one of them do you think would like to see your head hanging on a wall?
Bu, iş yerinde gerçekleşen kaba ve uygunsuz davranışlara karşı sizi uyarmak için yazılmış, resmi ve anonim bir şikayet mektubudur.
"alerting you to lewd " and inappropriate workplace behavior...
Uygunsuz davranış hakkında.
It's claiming lewd behavior.
Öğrendiğime göre Morgan,... Shauna'ya uygunsuz bir biçimde bakıyormuşsun.
It has come to my attention, Morgan, that you've been looking at shauna inappropriately.
Uygunsuz bir istek olduğunu düşünüyorsan- -
If you feel like it's inappropriate, we...
Umarım evde uygunsuz bir durum oluşmasına neden olmaz.
I just hope it doesn't cause awkwardness, you know, in the house.
Yok yahu, biz yaratmazsak uygunsuz durum falan olmaz.
Oh, no, it doesn't have to be awkward, not if we don't make it awkward.
Bu biraz uygunsuz kaçacak ama... Neyse ne!
This is gonna sound, um... okay, what the hell?
- Bu uygunsuz bir cümle oldu. - Doğru ama.
Well, that's kind of a broad statement.
Artık Hitler partisinin uygunsuz elemanlarını yok etmişti. Pek çok Alman ilk kez olarak onu sadece Nazilerin değil tüm ulusun lideri olarak görmeye başlamıştı.
Now Hitler had seemingly destroyed disorderly elements within his own party, many Germans started to see him for the first time as leader of the nation, not just leader of the Nazis.
Normalde böyle uygunsuz konuşmam ama bu işi bile uzun süre yapamayacağız.
I don't normally go in for loose talk, but we won't even be doing that for long.
Uygunsuz mu?
Inappropriate?
Duştaki cinayet sahnesinde, çıplaklıkla ilgili başka bir uygunsuz fikrin var mı?
Is there any improper suggestion of nudity... in this murder scene in the shower?
- Çok uygunsuz.
- So inappropriate.
Bu gerçekten uygunsuz bir hediye.
That is such an inappropriate gift.
Bu oldukça uygunsuz...
This is highly improper...
Kennedy dönüş için meteorolojik koşullar uygunsuz dedi.
Kennedy reports meteorological conditions no-go....
Uygunsuz tekliflerde bulundu.
He propositioned me.
Uygunsuz vatandaş itaatsizliği.
Misdemeanor : citizen disobedience.
Aşırı davranışlar, uygunsuz giyinme mesleki kusurlu davranış ki mesleğiniz "küçük çiftçi" olarak belirtilmiş.
Public outbursts, indecency, a misdemeanor related to your profession, which you listed here as "small farmer."
Dostum, çok uygunsuz oldu ama.
Dude, completely inappropriate.
Kan bağı onu uygunsuz yapar
Affection makes him false.
Dört yönlü bir kavşaktaydım. 4x4 büyük, siyah camlı bir araba uygunsuz geçiş yaptı. Az kalsın bana çarpıyordu.
I was up at a four-way stop, a big black 4x4 truck, black tinted windows went out of turn, nearly hit me.
Uygunsuz alkol servisi var, ruhsatı yok, Güvenlik ve yangın yönetmeliği ihlali var.
Serving alcohol without a license, violating safety and fire codes.
# Bazen uygunsuz kıyafetler giyer
♪ Sometimes she wears inappropriate clothing
Uygunsuz. Kimse sorumlu olamaz gibi hissediyorum.
Um, I just feel like, probably, nobody is in charge.
O fikrin uygunsuz ve ölçüsüz bir yanı vardı.
There was something too contorted about it, to imprudent.
Umarım sormam uygunsuz olmaz, hiç yapmadığı doğru mu?
I hope this isn't too inappropriate to ask, but is it true that he's never really had...
Artık Hitler partisinin uygunsuz elemanlarını yok etmişti.
Forces loyal to Hitler re-took the Army offices on the Bendlerstrasse.
Hep uygunsuz zamanda arar.
She always calls at the wrong time.