Uzaklaşıyor Çeviri İngilizce
683 parallel translation
Artık bizden uzaklaşıyor.
It's running away from us now.
Giderek daha da uzaklaşıyor.
It's getting farther and farther away.
Bir şeyden uzaklaşıyor gibiydim... Kaçmaya çalışıyordum.
Like I was trying to get away from something... trying to escape.
- Uzaklaşıyor.
- He's going away.
Benden uzaklaşıyor.
She's drifting away from me.
Bak nasıl uzaklaşıyor!
Look where it steals away!
- Çocuklar uzaklaşıyor, muhtemelen öldürüldüler!
The boy's going away, probably to be killed!
10 numara kıç tarafından uzaklaşıyor, efendim.
Number ten is farther aft, sir.
Bir şekilde kurtulup arabaya biniyor ve uzaklaşıyor.
Somehow, he breaks away, gets into his car, and drives off.
Saklanıyor, kaçıp uzaklaşıyor...
Your hiding, you're running away...
Şimdi de arabayla oradan uzaklaşıyor.
NOW SHE'S DRIVING AWAY.
Gidiyor, uzaklaşıyor.
HE'S GOING OFF. HE'S GOING AWAY.
Uzaklaşıyor.
He goes away.
İtiyorum, ama uzaklaşıyor.
I push down but it goes away.
Şu an kanca ağzının her iki tarafında ve o kancayla uzaklaşıyor.
Now he has it sideways in his mouth and he's going away with it.
Herkes uzaklaşıyor, ama çok uzağa!
Everyone moves away, but not too far.
Ses uzaklaşıyor efendim!
Secure from sound running and collision!
Kuzeye doğru uzaklaşıyor, çok da yükseldi.
He's heading pretty far out on the north flag and awfully high.
Her gün biraz daha uzaklaşıyor.
Every day she slips further away.
Ama Parti giderek uzaklaşıyor.
It's the party that's falling apart.
Uzaklaşıyor!
He's getting away!
Bir kadın annesi ve kızıyla yük treninden inip biraz uzaklaşıyor.
A woman strays away from a wagon train with her mother and daughter, just a little too far.
Güneş sisteminde bir gezegen... giderek uzaklaşıyor.
A planet in the solar system... getting further away.
Tanrım aklım senden uzaklaşıyor.
Lord, my thoughts wander away from Thou.
Uzaklaşıyor!
He got away!
Uzaklaşıyor.
He's walking away.
Gezegen küçüldükçe, yüzeyi bizden uzaklaşıyor.
As the planet continues to shrink in size, its surface moves away from us.
Bay Sulu, o uzaylı güneş sisteminden uzaklaşıyor mu?
Mr. Sulu, is the alien still heading away from that solar system?
- Uzaklaşıyor.
Moving away, turning now.
Ve her geçen dakika uzaklaşıyor.
And he's getting further away every minute.
Düşman gemisi çok müthiş hızda uzaklaşıyor, efendim.
Sub-Commander. The enemy vessel is moving away at extreme speed, sir.
Hood ve Potemkin uzaklaşıyor.
The Hood and Potemkin are moving off.
Excalibur uzaklaşıyor.
Excalibur is manoeuvering away, sir.
Uzaklaşıyor.
Look, she's going away.
İnanılmaz bir hızla uzaklaşıyor.
It is heading away at incredible speed.
Haydi Yüzbaşım, uzaklaşıyor piç!
Come on, Captain, the bastard's getting away!
Neler oluyor? Jandarma, ne oluyor? Araba uzaklaşıyor?
The car flies away from the abyss.
Çabuk, durdur onu! Uzaklaşıyor!
He's getting away!
Sanki, onlar bizden uzaklaşıyor.
And they seem to be moving away from us.
ve şimdi de Oja, oradan uzaklaşıyor.
Oja escaping from it.
Bu zamana kadar sana güç verdiğini düşündüğün his : ... varlığının hissi, dünyaya ait ya da dünyada bulunduğun izlenimi artık senden uzaklaşıyor, artık yok.
You no longer feel some thing which until then fortified you until then, the feeling of your existence, the impression of belonging to or being in the world, is starting to slip away from you.
Sonunda, hayal kırıklığına uğrayan çita uzaklaşıyor.
At last, the frustrated cheetah goes away.
Uzaklaşıyor.
He's going away.
- Onlar gitgide uzaklaşıyor.
They're getting away!
Hamile... On yedi annesi tarafından dışarı atılmış, uzaklaşıyor kaybolmak için yol soruyor.
Pregnant... seventeen thrown out by her mother, goes away asks the way to get lost.
Burnham, Shumann'ı sıkıştırıyor! Hayır, hayır! Uzaklaş, uzaklaş!
Burnham's crowding Shumann No, No, Pull away, Pull away
Bizden uzaklaşıyor gibi görünüyor.
It seems to be moving away from us.
Abin giderek bizden uzaklaşıyor oğlum.
Your brother Kurt's growin'away from us, boy.
Torrey'lerden uzaklaşılamıyor, galiba?
Can't get away from the Torreys, can l?
Tita, piyanodan uzaklaşınca zaman duygun kalmıyor, canım.
Tita, you have no sense of timing away f rom the piano, dear.
Anne babanız evden uzaklaşınca hep aynı şeye yaşanıyor!
It's always the same with your parents away!
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaş oradan 25
uzaklaş buradan 43
uzaklaş ondan 16
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzaklık 23
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaklara 40
uzaklaş oradan 25
uzaklaş buradan 43
uzaklaş ondan 16