Vur beni Çeviri İngilizce
1,185 parallel translation
Tamam, vur beni.
OK, shoot me.
Bak, eğer sen benim takipçimsen, bu da ne demekse... Dediğimi yap ve vur beni!
If you're my retainer, whatever that is, then do what I tell you!
Öyleyse vur beni.
So shoot me.
Vur beni.
Shoot me.
Öyleyse vur beni.
If you're a hero, shoot me.
Hadi vur beni.
Go ahead and shoot me.
Çıkar silahını ve bütün bu insanların gözünün önünde çekip alnımın tam ortasından vur beni.
Take out your gun in front of all these people here. Put one right between my eyes.
O zaman vur beni.
So shoot me.
Vur beni!
Shoot me!
Vur beni.
Shoot me!
Vur beni!
Shoot me, you cunt!
Adet öncesi sendromundan ve tamponlardan yakınmaya başlarsam, vur beni, tamam mı?
But if I start simping around tampon dispensers and moaning about PMS, shoot me, OK?
Başımdan vur beni.
Shoot me in the head.
Vur beni, ateş etsene.
Shoot me. Just shoot me.
Vur beni, yoksa ben seni vuracağım
Shoot me or I'll shoot you.
Ve eğer sesim öyleyse, vur beni.
If I sound like that, shoot me.
Haydi, vur beni!
Come on, shoot me!
Vur beni.
Hit me.
Vur beni!
Hit me.
- Gel ve vur beni.
- Go ahead, shoot me.
Hadi vur beni. Gel buraya.
Just shoot me.
- Vur beni.
- Shoot me.
Vur beni... hadi vur beni.
Come on shoot... Come on shoot.
Silah nerede? Vur beni!
Where's the gun?
- Vur beni.
- Blow me.
Julian hetero arkadaşlarından birini önerirse, evet demeden vur beni.
When Julian offers one of his straight friends, shoot me before I say yes.
Hadi George vur beni... özellikle de bana tuzak kurduysan.
Come on, George, shoot me. Especially if you're setting me up as a professional courtesy.
Beni tutarsa onu vur.
If he grabs me, I want you to shoot him.
Tut beni, vur bana ama bir yere gitmeme izin verme!
Even if I do go somewhere, "'don't let me!
- Vur onu, beni boğuyor!
- Shoot him, he's choking me!
Onu vur, beni boğuyor!
Shoot him, he's choking me!
Selma, beni vur! Sadece beni vur!
Selma, shoot me!
Beni vur!
Just shoot me!
Beni vur!
Shoot me!
Beni vur!
Shoot me! Shoot me!
Beni hemen vur,'çünkü ne yapmaya çalıştığını anlayabilmiş değilim.
Just shoot me now,'cause I don't understand what we're doing here.
Bu acı çekmekse, beni istediğin an vur.
If that's pain, you can shoot me anytime.
Vur beni, seni puşt!
Who do you think you are?
Vur o zaman beni.
So shoot me.
O şeyi al ve beni vur.
Get that thing and hit me!
- Vur beni!
Shoot me! Kill him, child.
Beni kalbimden vur.
You shoot me in the heart.
İstersen beni vur, yine de söylemeyeceğim, dedi.
Said I might as well shoot him,'cause he was never gonna tell me.
İstiyorsan beni vur.
Shoot me if you want to.
Olduğun yerde kal, götoğlanı! Hadi vur bakalım beni!
What the hell's goin'on?
Beni vuracaksan vur.
If you're going to shoot, shoot.
Ya da beni vur.
Or shoot me.
Beni buradan vur.
Hit me right there.
Tabancamı al ve beni beynimden vur sürtük!
Take my gun and shoot me in the head, tramp!
Öyleysem, beni vur.
If I am, shoot me.
Ya beni vur ya da neden o mikrofonu taktığını söyIe.
Either shoot me, or tell me why you're wearing that wire.
beni 794
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
benito 18
benimle evlenir misin 227
beni affet 279
benim 5594
beni seviyor musun 329
beni ara 172
beni görüyor musun 19
beni bırakma 249
benim için fark etmez 98
beni hatırladın mı 260
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21
beni takip et 247
beni anlıyor musun 257
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
beni arama 21