Benimle Çeviri İngilizce
125,752 parallel translation
Benimle gel. Kalanını arabada anlatırsın.
You can tell me the rest in the car.
Benimle eğleniyorsun, gülüyorsun.
You can relax with me, have a laugh.
Benimle gelmen gerek.
You need to come with me.
Elsa bu vaziyette benimle görüşmüyor.
Elsa won't see me as things stand.
Benimle ilgileniyor.
She looks after me.
Sosyal nedenler için gerekli olmadıkça benimle kişisel ilişkilerini keseceksin. B : C :
You will renounce personal relations with me insofar as they are not necessary for social reasons.
Benimle bir sorun hakkında yarın görüşmek istiyormuş.
Wanted to meet about some problem tomorrow.
Onunla konuş, benimle değil.
Talk to her. Not to me.
Benimle yatmak istiyor.
She wants to fuck me.
Benimle geliyorsun.
You are coming with me.
Benimle buluştuğun için sağ ol.
Thank you for meeting me.
Claire benimle konuşmuyor.
Claire won't talk to me.
Benimle konuşmayacak mısın?
Won't you even talk to me?
Her zaman benimle olasın diye.
- So that you're with me, always.
Bu kaltaklardan biri daha benimle düzüşmeye çalışırsa...
I swear to God, if one more of these bitches tries to fuck me, I'm- -
Yıllarca birçok mahkûm benimle alay etmeye çalıştı.
Many inmates have tried to make a fool of me over the years.
Lorna'ya söyle, benimle neden akıl oyunları oynadığını anlamıyorum.
Look, you tell Lorna I don't know why she keeps playing these mind games with me.
Eşim olup sonsuza kadar aşkı, acıyı ve güzellik balığını benimle yaşar mısın?
Will you be my partner... through love and through pain... and through beauty fish, forever?
Alex, benimle evlenir misin?
Alex, will you marry me?
Benimle ilgili düşüncelerinizde haklı olduğunuzu bilerek öleceksiniz.
You go to your death knowing you were right about me.
- Ama benimle konuştuğun için sağ ol.
- But thank you for taking my call.
Sakın benimle o ses tonuyla konuşayım deme!
Elsa : Don't you dare speak to me in that tone.
Sadece benimle bir süredir konuşmuyorsun, şimdi aniden...
It's just you haven't been talking to me for a while and now suddenly you...
Bir gün benimle ziyaret etmelisin.
You should visit with me someday.
Kendini daha iyi hissettiğin zaman Amerika'ya gelip benimle yaşayabilirsin.
Then when you are feeling better... you can come to America and live with me.
Benimle dalga geçmeni özleyeceğim.
You know, I miss you making fun of me.
Pekala, Maxine, benimle gel.
All right, Maxine, come with me.
Gel benimle, kız arkadaşım.
Come with me... girlfriend.
Oliver, benimle gel.
Oliver, come with me.
Ne cüretle benimle böyle konuşursun!
How-how dare you speak to me in such a manner?
Gel, benimle otur.
Come, sit with me.
Benimle ilgili bir şey bildiğin yok.
You don't know anything about me.
Benimle daha yeni tanıştı.
He just met me.
Benimle taşak mı geçiyorsun?
Are you fucking with me?
- Benimle ilgili bir şey öğrenmişsindir.
Well, that should tell you something, shouldn't it?
Benimle gel.
Follow me.
Olan biteni benimle paylaşmazsan bu ortak ebeveynlik işini yürütemeyiz.
You know, this partnership in parenting thing, it doesn't work unless you tell me what's happening.
Bunu nasıl yapacağını benimle de paylaşır mısın?
You care to tell me exactly how you plan on doing that?
- Benimle tartışma.
- Please don't argue with me.
Benimle artık balığa çıkmayacağını sanıyordum.
I thought you weren't interested in fishing with me anymore.
Ceset yüzünden de kimse benimle iş yapmayacak.
Now I got that dead body. No one's gonna wanna work with me.
Benimle ortak olmaya ne dersin?
What would you say about coming in with me on this?
Tüm yetişkinliğim süresince benimle ilgili söylediğin zırvalıkları dinledim amına koyayım.
My entire fucking adult life, I've listened to your garbage that you tell me about myself.
Ya benimle iş birliği yaparsın ya da Anthony'nin büyümesini parmaklıklar ardında izlerken böcek dışkılı fasulye lapası yer,
- Work with me... - Dad! Or watch Anthony grow up from a six-by-ten while you chow down on bean gruel with roach feces,
Benimle gelsene.
Would you please come with me? Oh.
Ya benimle çalışırsın ya da herkes bunu öğrenir.
Now you work with me... or everyone's gonna know about it.
Benimle iş birliği yapmadın ve asla da yapmamış olacaksın.
- Right? You've never helped me and I will make sure you never would help me.
- Benimle mi ilgilenecek?
- Handler? - You can reach me at this number.
Detayları benimle paylaşmadın.
You didn't give me the details.
O benimle.
- Shall we, Amelia?
Benimle gel.
Come with me.
benimle evlenir misin 227
benimle kal 183
benimle gelir misin 93
benimle gel 1086
benimle dalga geçme 73
benimle dalga mı geçiyorsun 112
benimle gelmek ister misin 76
benimle gelecek misin 33
benimle konuş 44
benimle misin 69
benimle kal 183
benimle gelir misin 93
benimle gel 1086
benimle dalga geçme 73
benimle dalga mı geçiyorsun 112
benimle gelmek ister misin 76
benimle gelecek misin 33
benimle konuş 44
benimle misin 69