Yakından Çeviri İngilizce
9,837 parallel translation
Özellikle de sarayla yakından ilgili olan her bir şeyi.
Especially anything closer to court.
Ayrıca programın bir parçası olarak hepimiz yakından izleniyoruz.
Plus, as part of the program, we're all closely monitored.
Ajan Thomas kafasından vuruldu ama mermi tozu yoktu bu yüzden yakından olamaz.
Agent Thomas was shot through the head, but there were no powder burns, so it couldn't have been from close range.
Yüksek makamlarda arkadaşlarım var ve Wayne Girişimcilik'te olanları yakından takip ediyorum.
Let's just say I have friends in high places, and I've been following the goings-on at Wayne Enterprises very closely.
Wayne Girişimcilik'te olanları yakından takip ediyorum.
I've been following the goings-on at Wayne Enterprises.
Kaçıranları en yakından gören korumayla konuşmak istiyorum.
I need to talk to the bodyguard who was closest to the kidnappers.
Şimdi yakından bakınca meselenin ne olduğunu anladım.
Now taking a closer look, I see that's not the case.
Zamanın gelecek, ve geldiğinde beyninle daha yakından ve kapsamlı bir analiz yapacağım.
Your time will come, and when it does, I look forward to dissecting your brain for a closer, more intimate analysis.
Siz kızlar bütün gece burada kalacaksınız. Birbirinizi yakından tanıyıp, karıncaları burnunuzdan uzak tutmaya çalışacaksınız. Bu arada Chaneller ve ben White Stallion'da muzlu kokteyllerimizi içeceğiz.
You gals are gonna stay here overnight, getting to know each other and trying to keep the ants from crawling up your noses, while the Chanels and I go get banana daiquiris at the White Stallion.
Bebeğe yakından baktım.
I looked at that baby up close.
Oha, çok yakından geçti.
Whoa, that was close.
Fakat yineliyorum, kanser değilsin. Kanser olmayan, yakından takip etmemiz gereken bir durumun var.
But, while again, you do not have cancer, you do have a situation that we have to monitor closely so that it doesn't become cancer.
Hulk hayal görüyor, bu ucubelerin iyilikle uzaktan yakından alakaları yok.
Hulk's dreamin'. There's not a drop of good in these creeps.
Şuna bir yakından bakayım.
I got to get a closer look.
Tekniklerimi yakından inceleme imkanı elde etmek için iyi bir fırsat olabileceğini düşündüm
I thought it might be an opportunity for you to gain more exposure to my methods.
Yakından ürpertici görünüyorsun.
You look creepy up close.
Çünkü ben bir insanın köstebek olduğu için nasıl mahvolduğuna çok yakından tanık oldum.
Because I saw first hand how a person can be completely destroyed when they become a whistleblower.
- Yakından çok daha güzelmişsiniz.
- You're so much prettier in person.
- Firmanın satış taktiğiyle uzaktan yakından alakası yok.
- It's not even close to their strategy.
Fırına geri koy ama yakından izle.
Get them back in the oven but keep watch.
Belki de birbirimizi yakından tanımalıyız.
Maybe get to know each other.
Ve bunlar birbiriyle yakından ilişkili.
And they're very closely related.
Walkman'in mükemmel bir makine olduğunu düşündüğü için Sony'ye yakından ilgi duyuyordu.
He had a lot of affection for Sony because the Walkman was a machine that he just thought was the bee's knees.
Sonra yakından bakınca polis olduklarını fark ettim.
And then I looked closer and realized it was cops.
Lee McKinnon soygunculara yakından ateş etmiş.
Lee McKinnon shot those robbers at close range.
Adamlar ölümü yakından görüyorlar. Burada ne kadar tehlikede olduklarını farkediyorlar.
Guys see death up close and personal, it brings it home how dangerous it is out here.
Mümkün olacağını sanmazdım ama yakından daha da çirkinsin.
I didn't think it was possible but you're even uglier up close.
İnsan vücudunu yakından tanımaya çalışıyordum Slater.
I was trying to familiarize myself with the human body, Slater.
Daha yakından bakalım Bayan Wick. Bu çatlakların 7-10 yıl önce olduğundan şüpheleniyorum.
Let's take a closer look, Ms. Wick, to confirm my suspicions that these fractures date from seven to ten years ago.
En yakından sen biliyorsun beni.
You know me better than anyone.
Dessie ise Boyle bankasının yeni sahibini yakından tanıma fırsatı bulmuştu.
Uptown, Dessie got acquainted with the new owner of Boyle Bank.
Çok yakında kral olacağından habersiz. Ama burada olması gerek.
He doesn't know that he'll be king soon enough, but he should be here.
Çok yakın olduğum bir kadın merhum Kyle Green Krieg Grubu tarafından yoldan çıkarıldı. - Onları tanıyorum.
A woman I was very close to, the late Kyle Green, was compromised by the Krieg Group.
Biliyorsun, yakıt masraflarından sonra buradan zar zor kazanlı çıkabiliriz.
You know, after our fuel cost we're barely making a profit here.
Kardeşler Topluluğu iç savaştan sonra kuruldu. teolog ve bilim adamlarından oluşan bu grup kendilerini büyücülüğü geliştirmeye adadı ama nesiller boyunca bu merakları korkuya dönüştü ve ve kan bağları çok yakınlaştı vahşet ve bağnazlıkla yozlaştılar.
Society of Sons was founded just after the Civil War, a fraternal order of theologians and scholars devoted to harnessing the occult, but over the generations their curiosity hardened into fear and their bloodlines became inbred, degraded into violence and bigotry.
Sokakta manyağın teki tarafından yakıldı.
Burned to death in an alley by some weirdo.
Yakınlarından birisi kim olduğunu biliyordur belki.
Next of kin might know who.
Yakınından bile geçmem.
I ain't nowhere near worth it.
Edith, ocaktaki küllerden kalkıp Yakışıklı Prens tarafından öpüldü.
Edith has risen from the cinders in the hearth to be kissed by her very own Prince Charming.
Chili'yle yakınlaştıklarından hiç bahsetmedi.
JoAnne's the waitress at the Royal Diner. She never mentioned that her and Chili got personal.
Yakındaki bir walmart'tan cesedin bulunmasından kısa bir süre önce alışveriş yapmışsın.
You had a recent purchase from a nearby Walmart hours before the body was found.
Bir komşunun bildirdiğine göre oğlunu, ortadan kaybolmalarından bir gün önce evinin yakınına bırakmışsın.
A neighbor reported seeing you drop the boy off near his house a day before his mother and him disappeared.
Üç gün sonra Midas Kalbi'nin geçişi Gotham'dan izlenebiliyor olacak. Asteroidin saf altından bir çekirdeği var ve 77 yılda bir Dünya'nın yakınından geçiyor.
Just three more days until Gotham will be able... to spot the passage of the Midas Heart... the asteroid with a solid gold core that passes the Earth every 77 years.
Ama diğer ilişkilerimin hiçbiri seninle aramızda olanın yakınından bile geçemez.
But none of them even come close to what we have.
Direkt güneş kaynağından termal enerjiyi alacağız. Birkaç ayna ve bir kapıyla enerjiyi fırtınaya odaklayacağız. Böylece içindeki soğuk havayı yakıp döngüyü bozmasını sağlayacağız.
We take the thermal burst from a direct sunblast, bounce it off a couple mirrors into a door, focusing it up through the storm, where it should burn off the cold air and break the cycle.
En yakın baz istasyonlarından coğrafi etiketleme yapabilirim.
Geotagging, graphics from the nearest cell towers. I can do this.
En azından yakın olduğumuzu biliyoruz!
Well, at least we know we're close!
Brian son zamanlarda bana çok mesafeli davrandığından. Eskiden çok yakındık. Tıpkı Jack ve Jill gibi.
It's just that Brian's been so distant lately, and we used to be inseparable- - like Jack and Jill.
Sadece DNA'sından biraz alacağım ve yakında gurur duyan ebeveynler gibi olacağız. Tıpkı Ron Livingston'ın ebeveynleri gibi. - Biliyor musunuz?
I'm just going to take a little bit of his DNA, and soon we'll be proud parents, like Ron Livingston's parents.
- Şöyle yamacıma gel de, yakından bakayım.
Come over here, so I can take a better look.
Dünyalı aşağılıklarından yoktur ki bir tanesi bile Vers'e yakışabilcek olanı.
No lowly Terran could possibly be a match for mighty Vers.