Yemın Çeviri İngilizce
841 parallel translation
Yani beni yem olarak mı kullanacaksınız?
You mean you're going to use me as a bait?
Atların yem torbasını takıp hemen geliyorum.
Will you take me back? One minute and I'll take the feed bags off the horses.
Ben boğazını kesip köpekbalıklarına yem yapalım derim.
Slit his throat, I say, and feed him to the sharks.
Daha yem bile doğrayamıyorsun, gemilerden ne anlarsın?
What you know about boats when you cannot even chop bait?
Etmezseniz sizi Romalıların hıristiyanları... aslanlara yem ettiği gibi köylülere yem edeceğim.
And if you don't, I'll feed you to the villagers... like the Romans fed Christians to the lions.
Stephan ve Eric mükemmel yem olduklarını kanıtlıyorlar.
Stephan, and Eric are proving excellent decoys.
Yüzelli farklı tütün türünün külleri üzerine yazdığınız kitabı büyük bir ilgi ile okuduktan sonra yem olarak kullandığım sigaraya karşı duramayacağınızı biliyordum.
I knew you'd be unable to resist the bait of my cigarette having read with great interest your monograph on the ashes of a hundred and forty different varieties of tobacco.
Bunu mu yem yapacaksın?
You're not baiting him with that?
Şu andan itibaren onun sevgisi bir çiftçi karısının horozun üstüne yem savurması gibi olacaktı.
From here on, her love will be doled out like a farmer's wife tossing scraps to a rooster.
Seni bir yem ve burayı da bir tuzak yeri olarak kullanacağını demek istiyor.
He means he'll use this place as a trap with you for the bait.
Hele de beş adamın seni yem olarak bırakıp gidebileceklerini hiç düşünmemiştin.
That no 5 men will ride away leaving you here for a decoy.
Böyle düşünmeye devam ederseniz hepiniz Godzilla'ya yem olacaksınız!
If you all keep thinking like that, you'll all become prey for Godzilla!
Yem mi? - Kanıt topladığınızı mı kastediyorsun.
- You mean you were used to collect evidence.
Ben seni çukurları atladığını görmek istiyorum, içinde akbabalara yem olduğunu değil.
I like you too much to see you thrown into the pits as feed for the vultures.
Onların hepsi yem balığı.
They're all fish bait.
Yem balığı uzmanına bakın siz.
Listen to the fish bait specialist talking big.
Sen beni yem gibi öylece ortaya attın!
Why you just staked me out there, like a piece of bait!
Sonra Griff'in arkasını kollamak için bir yerlerde kendisini yem yapacak.
Then he'll plant himself somewhere around here to cover Griff's back.
Burada öylece oturup adanın köpeklere yem olacağını söyleyip de bunun için hiçbir şey yapmamak hiç de iyi değil, değil mi anne?
It's no good our sitting around saying the island is going to the dogs... and not doing anything about it, right, Mother?
Ben adanın köpeklere yem olacağının bile farkında değildim.
I wasn't even aware the island was going to the dogs.
Yem olarak ne kullandığını biliyorum.
I know what you use for bait.
. - Yarın, yem için kenevir kavur.
- I'm going to catch a lot tomorrow.
Onu b.k havuzuna boğulup, yengeçlere yem olsun diye mi atacaksın?
You'll throw him into the slop-pool to be drowned and eaten by crabs?
Yem kullanma hikayesini bensiz başlatmışsınız, bensiz bitirin!
You started the decoy business without me, you finish it without me!
Görüyormusun, Baltor,? Kuşu yakalamak için, önce tuzağa yem koymalısın.
To catch the bird, first bait the trap.
Elbette, yem iyi değilse kaldırıp atarsın.
Of course, if the bait's no good, you throw it away.
Avukatın görevi müşterisini mahkemeye yem olmaktan korumaktır.
You find yourself with your leg hanging out of the... The very place where all your clients have to worry.
Ona ne kadar yem çuvalı sattığın beni ilgilendirmiyor.
I don't care how many sacks of feed you sold him.
Yem torbasını çıkartalım.
Time to put on the feed bag.
O adamların her birini şehir surlarından aşağı asıp kurtlara, çakallara yem yapacağım!
I shall hang every man of them from the city walls and leave them for the kites and jackals!
Hızlarının düşüklüğü, savunmamızın onları... yem olarak görmesine neden oluyor... bu yüzden de arkamıza geçebiliyorlar.
The slowness of speed made our missile calculate... they must be drones or decoys... so it ignored them and went after the fighters.
Kaç tane yem bıraktın?
How many decoys do you have left?
Masum bir çocuğu yem olarak kullanıp..... müşterilerin bütün parasını alıyorsunuz.
You use some innocent little kid as bait... to cheat customers out of all their money.
Beni yem olarak kullandın.
You used me as a decoy.
Johnny yürek yem atışından 300 metre uzaktaydı.
Johnny was from 300 meters from the heart'n bait shooting.
Yem attım, o da yedi. Şimdi oltanın ucunda.
I held out the bait, he bit and I hooked him.
- Seni kurtlara yem mi yaparım sandın?
- Think I'd throw you to the coyotes?
Kışın hayvanlar yolculuk yaptığı için biraz daha iyi yem arıyor... ve yazın arada bir, kuraklık olur.
In winter, the cattle have to travel a good bit looking for feed... and in summers, every once in a while there's a drought.
"Kötü yaptın" demiyorum. Burada büyük balık sensin ama "Dikkat et, sen de bir gün senden büyük bir balığa yem olabilirsin."
I do not say : "You have done badly" I simply say "Attention, a larger fish could eat you one day"
Şu Galya'lıyı yakalayın, yoksa hepinizi aslanlara yem yaparım.
Seize that Gaul or I'll have you all fed to the lions.
- İspanyol sınırından Fransa'ya geçerken ateş eden bir takım askerin önünde,... onu yem olarak kullanmak acı verici bir görevdi.
- It was his painful duty to lure her across the Spanish frontier into France, where we stood her in front of a firing squad.
Sanırım 300'ünü de Oberst gibilere yem olsun diye cüzdanda bıraktın.
$ 300 of which I believe you left in the wallet as bait for some kid like Oberst!
- Siz yem olmayacaksınız.
Captain, you're not gonna be the bait.
Başarırsak altını aramızda... bölüşürüz, başaramazsak tek başına timsaha yem olursun, ne de olsa... onlara vermek için bir tane yeterliyken iki tane vermenin hiç manası yok.
If we succeed then we divide the gold... between us, if not, you can be food for the crocodiles by yourself, after all... there wouldn't be any need to give them two when one will do nicely.
Sonra sen ve onlar akbabalara yem olacaksınız.
And you and them people will be for the vultures.
Hadi, ilkin şu yem çuvallarını indirin.
Alright, chuck down those feed sacks first.
Vallaha donarsın, kurtlara yem olursun sonra.
You'll freeze and be a meal for the wolves.
Beni yem olarak kullanamazsın!
You can't use me for bait!
Kurtlara yem olmalarını istemezsiniz herhalde.
Do you want the wolf to eat them?
Güneyde yem olarak iyi iş yaptınız.
You're doing a splendid job decoying the Jerries.
Üstünde sadece bir çuval gerçek altın, yem olarak.
One measly sack of the real stuff on top.
yemin 21
yemin ederim 1752
yemin ediyorum 138
yemin ettim 31
yemin ederim ki 107
yemin et 106
yemin ederim bilmiyorum 20
yemin eder misin 27
yeminle 42
yemin edin 17
yemin ederim 1752
yemin ediyorum 138
yemin ettim 31
yemin ederim ki 107
yemin et 106
yemin ederim bilmiyorum 20
yemin eder misin 27
yeminle 42
yemin edin 17