30 gibi Çeviri İspanyolca
1,161 parallel translation
Maggie, akşam 6 : 30 gibi görüşüyoruz değil mi?
Entonces, ¿ te veremos a las 6.30 esta noche?
Neden 9 : 30 gibi Roadhouse'da buluşmuyoruz?
Por que no nos encontramos en el Roadhousecerca de las 9 : 30?
Yani seni yarın sabah 08 : 30 gibi evinden almamı mı istiyorsun?
¿ Quiere que pase por su casa a recogerlo... por la mañana, a eso de las 8 : 30?
Pezevengiyle kahvaltı yapıp, 7 : 30 gibi burada olur.
Desayuna con su cliente. Llegará a eso de las 7.30.
30... 30 gibi bir alana iniş için izin istiyorum.
Necesito permiso para aterrizar en pista 30... 30 y algo.
3030 gibi bir alana iniş iptal edildi.
La pista 30 30 y algo ha sido cancelada.
Dün öğleden sonra 4 : 30 gibi.
A eso de las 4 : 30.
6 : 30 gibi evde olacağım.
Llegaré como a las 6 : 30.
Her öğleden sonra 2 : 30 gibi şarabını eline alıp opera izler.
Todas las tardes, a las 2.30, se sirve un vermú dulce y ve los culebrones.
Bu gece, 2 : 30 gibi telefonda kiminle konuşuyordun?
¿ Con quién hablabas por teléfono esta mañana, como a las 2 : 30?
Antrenörüm saat 2 : 30 gibi gelecek, ama bu - Evet.
Mi entrenador viene a las 2,30, pero...
Ve saat 12 : 30 gibi evde olacağım... ondan sonra getirebilirsin. - Geceyarısından sonra? - Pardon.
Adresa este pe, uh, chestia aia mica, si voi fi aici pe la 12 : 30, si... le poi aduce aici atunci.
Bu sabah saat 9 : 30 gibi oğlunuz kalp ve solunum yetmezliğinden buraya getirildi.
A las 9 : 30, su hijo llegó con paro cardiorespiratorio.
Sabah 6.30 gibi bir iş günü sona ererken... nerede hangi işin peşinde olursa olsun... daima eve dönüp oğlu Nicky'nin kahvaltısını hazırlardı.
Pero a las 6 : 30, cuando acababa su jornada, independientemente de dónde estuviera, siempre volvía a casa a hacerle el desayuno a su hijo, Nicky.
5.30 gibi herhalde.
Hacia las 5 : 30.
Bu akşam 18.30 gibi kaybettik.
Falleció a las 6.30 de esta noche.
1 : 00, 1 : 30 gibi evde olurum.
Estaré ahí entre la 1 : 00 y 1 : 30.
Oh, tatlım kim derdi ki, 17 yıl önce geçirdiğimiz 30 saniye bunun gibi bir şey olarak geri dönecek.
¿ Quién hubiera pensado que esos 30 segundos Que gastaste hace 17 años Pagarían así?
Bu gidişle bebek doğana kadar 30 kilo alacaksın gibi görünüyor.
Para cuando vayas a dar a luz habrás engordado 35 kilos.
30 karides yiyorum, beni domuz gibi görecek.
Estoy comiendo 30 camarones. Soy un cerdo.
Bu gece, 7 buçuk gibi, diyebilirim. Tamam.
Esta tarde alrededor de las 7 : 30.
Dr. Fifer'ın harikulade işaret ettiği gibi evlilik kurumu ortalama ömrün 30 yaş bile olmadığı zamanda başladı.
Como señala la Dra. Feingold-Fifer, cuando se creó el matrimonio, la expectativa de vida era de 30 años.
Şu oy vermeyen çoğunluğun... son 30 yıldır tüm seçimleri kazandığı... bir gün insanların kafasına dank edecek gibi görünüyor...
Pareciera que un día va a quedar claro para todos... que la gran mayoría no-votante ha ganado las elecciones en las últimas tres décadas.
( Gekko ) Bakın, herhangi birinize karşı popülerlik yarışması kazanmak gibi bir düşüncem yok. Evvelki gece kızarmıştım.
Tienen pérdidas de $ 20 a $ 30 millones, y cero dividendos, y las grandes aerolíneas los están aniquilando.
Tüm mürettebat 30 saniyeliğine kendisinden geçmiş gibi görünüyor.
Parece que hemos quedado inconscientes durante 30 segundos.
- iyi akşamlar müdür Skinner bu kadına hemen bir bardak su getir ve tişörtünü içine sok neredeyse 30 yaşına gelmiş ve hala muavin standart testler asla yalan söylemez beni şaşırtmadı o her zaman şanslı olanımızdı benden iki dakika kadar büyük tıpkı bir çinli bebek gibi
¡ Traigale agua a esta mujer! Y metase la camisa. ¡ Casi tienes 30 y sigues trabajando como camarero!
Rakip çok kalabalık geliyor ama deli gibi koşuyor!
Está en la línea de 30 yardas.
30 yıldır her gün yaptığım gibi. Yüzümü bu sabahda losyonla tokatladım. ve yanlış geldi.
Esta mañana me estaba poniendo un poco... como he hecho todos los días durante 30 años... y me pareció mal.
Değiştim ve bu sayın hakimin öngördüğü gibi... 30 yıl değil, yalnızca 5 yıl sürdü.
He cambiado. Y no fueron necesarios 30 años como Su Señoría creyó, sino sólo cinco.
Senin gibi salak bir dağcı bile, 30 milyonu yakmaz.
Ni siquiera un rústico como tú quemaría 30 millones.
30 ya da 20 yıl önceki gibi... abartmıyorum.
Me siento como hace 20 ó 30 años... sin temor a exagerar.
"Profesör" olduğumdan beri geçen 30 eşsiz yılda işte bu zaman boyunca açık bir musluktan akan suyu izliyormuş gibi kirli bir yere ve bir hendeğe gözlerimin önünde öğrenciler kaybolup gitti.
Ya hace mas de 30 años que comencé a lecionar. Durante ese tiempo... como que mirando el agua correr por una pila... sobre un suelo sucio y por el caño... muchos alumnos pasaran por mis ojos.
Dizime kadar uzanan kollarım ve 60cm uzunluğunda boynum varmış gibi gelirdi.
Sentí que mis brazos pasaban las rodillas y tenía un cuello de 30 centímetros.
Düz bir hat haline getir, uzunluklarını ayarla böylece halı gibi kıvırabilirsin.
Hazlos en línea recta... como de 30 cm. De ancho para poder enrollarlos como alfombras.
Ya gece yarısı gibi dönerim ya da felaket olursa sekiz buçukta buradayım.
volveré a medianoche o a las 8.30 si ocurre una catástrofe.
Umarım sen de bizim gibi muhteşem bir 30 yıl geçirebilirsin.
Espero que tú también tengas los 30 grandiosos años que nosotros tuvimos.
Yarım saat içinde, Rikako büyümüş gibi görünüyordu.
Rikako parecía haber madurado de repente en sólo 30 minutos.
Yarın sabah on, on buçuk gibi, değil mi?
Mañana a eso de las 10 : 00 ó 10 : 30, ¿ no?
Aaa, 3-3,5 gibi.
Como a las 3 : 00, 3 : 30.
30 yıl geçmiş gibi gelmiyor değil mi?
No parece que fueran 30 años 30 years, verdad?
30 yıl önce bu kadını yenmenize yardım ettiğimizde olduğu gibi.
Igual que hace 30 años cuando les ayudamos a derrotar a esa mujer.
Bu 30 ya da 60 yıl önceydi. Cinayetin, zaman aşımı gibi bir durumu yoktur.
- El asesinato es un delito que no prescribe.
Bir saniye bir baba gibi düşünmeye çalış. Çocuklarının 30 yaşına geldiğinde hala derin nefes alabilmelerini istemez miydin?
¿ No quieres que tus hijos estén contentos, cuando tengan 30 años?
K.K. Ichikawa gibi bakara'da bir elde... 30.000 dolar oynayan büyük kumarcılar vardı.
Los apostadores fuertes, como K.K. Ichikawa, que se juegan $ 30.000 en una mano al bacará.
Her zamanki gibi 30.000 değil, 1000 dolarla oynuyordu.
Jugaba mil dólares la mano, en lugar de los 30.000 habituales.
Kilise her zamanki gibi 10.30'da Bay Morgan.
El servicio empezará a las 10h30, como siempre, señor Morgan.
Ellerim, 60 yaşındaki birinin elleri gibi. Ama mayısta otuzuma gireceğim.
Tengo las manos de una persona de 60 años pero voy a cumplir 30 en mayo.
" Ellerim 60 yaşındaki birinin elleri gibi. Ama mayısta otuzuma gireceğim.
Tengo las manos de una persona de 60 años, pero en realidad cumpliré 30 en mayo ".
Walt ve ben 22 : 30 gibi sızdık.
Walt y yo salimos a las 10 : 30.
İstediği gibi bir kıyafeti bulana kadar, 30 farklı kıyafet giydirdi bana.
Me hizo probar como 30 atuendos antes de decidir.
Her akşam 6 : 30'da odama ışınlanır sanki üst kattan aşağı inmiş gibi masadaki yerime otururdum.
Me materializaba en el salón de mi casa a las 6 : 30 todos los días y me sentaba a la mesa como si acabara de bajar las escaleras.