English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Gibi bir şey

Gibi bir şey Çeviri İspanyolca

22,190 parallel translation
Adı Michelle gibi bir şey.
Michelle... o algo así.
Sence bu şeyleri aşı gibi bir şey yapmak için kullanabilecek misin?
¿ Cree que pueda ser capaz de crear una vacuna con estas cosas?
Ben sadece... Biliyorum birbirimizi iyi tanımıyoruz, onun gibi bir şey,
Es solo que... sé que no nos conocemos muy bien, ni nada por el estilo.
Lütfen bunun Ebola gibi bir şey olmadığını söyle.
Por favor dime que no tiene que ver con eso del ébola.
Burada gaz gibi bir şey olmalı. Yardım et!
Debe de haber algún tipo de gas aquí. ¡ Ayúdenme!
Kuyrukluyıldız gibi bir şey sanırım bu.
Creo que es un cometa o algo así.
Evet, onun gibi bir şey. Evet.
Sí, algo así, sí.
Kırılma gibi bir şey oldu. Bir kemiği ya da kaburgası ya da öyle bir şey..
Se escuchó un crujido, de un hueso, una costilla o algo.
Çok fazla bilgi gibi bir şey var canım.
Hay algo que es demasiada informacion, querida
Onun gibi bir şey.
Así sin más.
Herif Usame Bin Ladin gibi bir şey.
Es como Osama Bin Laden o algo así.
Silah tasarısı gibi bir şey yapmayı çok isterim.
Me encantaría hacer algo como su proyecto contra armas.
Bu sanki hayvanat bahçesinde hayvan beslemek gibi bir şey.
Ya sabes, es como alimentar a los animales del Zoologico.
Bir fotoğraf ya da onun gibi bir şey alabilir miyim?
¿ Me puedes firmar un autógrafo o algo así?
Milföy hamuru gibi bir şey.
Es como mille-feuille.
Mızrak gibi bir şey saplanmış gibi.
Parece que a este tío lo apuñalaron con una lanza o algo así.
Asistan gibi bir şey.
- Es como un asistente.
Casimiro'ya battaniye gibi bir şey ayarlamamız lazım.
Tenemos que buscarle a Casimiro una mantita, una colcha...
Doğal davranma talimatı aldık ve katil geçmişteki gibi normal bir şekilde saldıracaksa bir şey deneyeyim dedim.
Nos dijeron que actuáramos con naturalidad y... y como había pasado la hora en la que el asesino ataca normalmente, pensé en intentar algo.
Okuldan atılma hedefimi gerçekleştirmiş gibi görünüyordum ya, şimdi de bu okulda yine öğrenci olmaktan daha çok istediğim bir şey yoktu.
Ahora que parecía haber logrado no había nada que ansiara más
Ama olmadığın bir şey gibi görünürsen bu yalandır.
Pero, si finges ser algo que no eres, es una mentira.
Doğal davranma talimatı aldık ve katil geçmişteki gibi normal bir şekilde saldıracaksa bir şey deneyeyim dedim.
Era mi novio, señor. Nos dijeron que actuáramos con naturalidad y... y como había pasado la hora en la que el asesino ataca normalmente, pensé en intentar algo.
Ama senin ihtiyar hakkında bildiğim tek bir şey varsa o da seni deli gibi sevdiğidir.
Pero lo que sí sé sobre tu viejo, Tariq, es que te quiere con todo el corazón.
Tamam, ama yazdığın diğer haltlarla aynı şey olursa... Flash'in hayal ettiğimiz gibi bir kahraman olmadığıyla ilgili bir hikaye yayınlayacağım.
Bien, pero si es la misma mierda como la otra que escribió, publicaré algo acerca de cómo Flash podría no ser el héroe que todos soñamos que fuera.
Senin söyleyeceğin bir şey gibi.
Suena a algo que dirías.
Doktor bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyor gibi görünüyor.
La doctora parece pensar que es algo bueno.
Bir sürü negatif şey söylüyorsunuz fakat Tüylü'nün atılan şeyleri tutup getirdiği gerçeğini gözden kaçırıyorsunuz gibi.
Oigo mucha negatividad... pero obviamos el hecho de que ahora Plumas puede buscar cosas.
Köpek balığı Kool-Aid adamı gibi evinizi basıyor Flash ortaya çıkıyor, ikiniz büyük bir şey değilmiş gibi davranıyorsunuz.
Mandíbulas revienta a través de su casa como el hombre Kool-Aid, Flash muestra arriba, y todos ustedes simplemente actuar como si no es gran cosa.
Hiç bir şey bizim istediğimiz gibi olmuyor.
No pasa nada como esperamos.
Kimse bir şey biliyor gibi görünmüyor.
Parece que nadie sabe.
Açıkçası takım arkadaşlığı sizin için pek bir şey ifade etmiyor gibi.
Evidentemente, el uniforme no le importa a alguno de ustedes.
Bir şey demedi, ama bir aptal gibi hissediyorum.
Bien, pero me siento como una idiota.
Doğru zamana gitmen zor olabilir Eğer herhangi bir şey değişirse, sana gerekeni al, ve geri dön, tercihen tam bu ana, tam gittiğin zamana, yoksa bazı şeyler yerine oturmaz yoksa "12 Monkeys" filminde ki gibi çıkamayacağın döngüye girersin.
Va a ser difícil corregir el curso si algo es alterado, así que consigue lo que necesitas y vuelve, preferiblemente a este momento, a este exacto momento en que te vas o de lo contrario podrías desencadenar un bucle temporal tipo "12 Monos" del que nunca podrías salir.
Kahraman gibi davranmak çok eğlenceli bir şey.
Es tan divertido pretendiendo ser un héroe.
Bana Steven Arnott'ın sorumlu tutulacağı bir şey daha gibi geliyor.
Miren, a mí me parece que es otra cosa imputable a Steven Arnott.
İçine bir şey girmişti ve beni korkutmuştu. Seni de korkuttuğu gibi.
Algo se metió en ella y... y me asustó, como sé que te asustó a ti.
Madem dediğin gibi rastgele olan bir şey o hâlde neden benim etrafımdaki insanlara oluyor?
Si es al azar, como dice... ¿ entonces por qué le pasa a la gente que me rodea?
Sen şey gibisin... Bir kibrit gibi. Karanlık bir ormanın ağaçları arasındaki titrek bir ışıksın.
Eres como... como un fósforo... parpadeando entre los árboles en un bosque oscuro.
Sakinleşmeleri için onlara tanıdık gelen bir şey veriyorsun. Eski bir fotoğraf, bir şarkı, oyuncak gibi.
Les das algo familiar para.. calmarlos como una fotografía vieja, música, juguetes.
Erkek güreşçilerin yanında antrenör, beslenme, ulaşım, ekipman gibi şeyleri çıkarınca geriye kadınlar için bu kadar bir şey kalıyor.
Deja a un lado a los luchadores, luego retire el entrenamiento, dietas, viajes, equipos, etc. Todo lo que queda para la lucha de mujeres es esto.
Kanka sana bir şey sormak istiyorum ama fırsatçı gibi gözükmek istemem. - Ya da şeyden faydalanıyor gibi
Quiero preguntarte algo pero no quiero parecer un oportunista o que intento aprovecharme de nuestra...
Ne zaman başıma iyi bir şey gelse elimden alınıyor gibi geliyor.
Es que parece que cada vez que me sucede algo bueno, me lo arrebatan.
Daha önce de söylediğin gibi canavardan başka bir şey değilim ben.
Como dijiste una vez... no soy más que un monstruo.
Bak, bir dönemden geçiyorsun diye veya bahsetmek istemediğin şey her ne ise bu bir göt gibi davranman anlamina gelmiyor.
Mira, sólo porque usted está pasando por una cosa o lo que sea que no quiere hablar de no quiere decir que puede actuar como un idiota.
Bu şey gibi... saf bir doğru var.
Es como si solo hubiera una única verdad como referencia.
Şey gibi, dağın yamacında bir köy var ve kayalar çağlayarak dağdan yuvarlanıyor. Çamur. Çamur bütün köyü yutuyor.
Es como un pueblo de montaña por el que las rocas se deslizan ladera abajo arrastrando todo el barro y cubriendo todo el pueblo.
Senin ve benim gibi insanlar, şey gibi... şu gözlüklerden takmışız gibi ve biz bütün bu saçmalıklar boyunca şey gibi, burada oturmuşuz ve bir katman sis... veya çamur çamur dağın tepesinden şehrin üstüne yuvarlanıyor şehrin üstüne kayıp düşüyor ve orada kalıyor.
La gente como nosotros, es como... es como si usáramos anteojos, y viéramos a través de toda esa basura que está ahí, como una capa de niebla o lodo que... de lodo que cae de la montaña sobre la ciudad... cae y se asienta en la ciudad.
Dini bir şey olabilir. Pat Robertson'ın mahşer günü yaklaşıyor demesi gibi.
Quizás es algo religioso, como dijo Pat Robertson, el mundo se acabará de nuevo.
Birileri bir şey aramış gibi görünüyor.
Parece que estaban buscando algo.
Sonra da üstümü değiştirip burası için güzel bir şey giymeliydim çünkü kıyafetim buraya uygun değildi ve dolabımdakiler beni bir Kardashian gibi gösteriyordu.
Y ahora tengo que cambiarme y ponerme algo bonito para venir aquí porque no me había vestido en consonancia y todo mi armario hace que parezca una Kardashian.
Başka bir şey ellenmemiş gibi.
Todo lo demás parece intacto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]