English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Alay

Alay Çeviri İspanyolca

20,092 parallel translation
- Sen de bir onluk alayım dedin.
Y has pensado que podrías llevarte diez libras.
Derin bir nefes alayım.
Voy a tomar un respiro.
Sen de Amy olmalısın. Seni içeri alayım.
Tú debes de ser Amy.
Ben burada bekleyeyim. Böylece uyandığında ifadesini alayım.
Esperaré aquí para poder interrogarle cuando se despierte.
"Kral Manitalar" kategorisinden 500 puanlık bir soru alayım Alex.
Tomaré "Novias Geniales" por 500, Alex.
Tek şeker alayım.
Un azucarillo.
- Şarkılar, alay etme :
- ¿ Quizás?
Ben alayım. Julie ile çalışıyorum.
Dámela, yo trabajo con Julie.
Şu tuttuğunuz Tai çubuklarından ben de alayım olmaz mı?
El de carne es para mí.
Ne alayım peki?
¿ Qué le compro?
Şu küçük adama bir alkış alayım.
Un aplauso para él.
- Limuzini alayım mı?
- ¿ Me llevo la limusina?
- Gelip seni alayım.
Déjame venir a buscarte.
Alay edilmeyi hak ettim, evet.
Lo sé, me merezco las burlas.
- Benimle alay etme.
Oh, no te burles de mí.
Percival Rams alayına yeter!
¡ Carneros para siempre!
Yeşil kostümlü tören alayı.
Baile Irlandés.
biraz hava alayım dedim de.
Saliste disparado como un murciélago del infierno. Sí... yo necesitaba algo de aire.
Benimle alay etme baba, o zamanlar daha çocuktuk.
No te burles de mí, papá, solo éramos unos críos.
Yüzbaşı Rambal, 4. Avcı Alayı. Hizmetinizdeyim Mösyö Kont.
Soy el Capitaine Ramballe, Quatrieme Regiment de Chasseurs, a votre service, Monsieur le Comte.
Size eşlik ederdim ama alayıma katılmakta geç bile kaldım.
Te escoltaría, pero ya llego tarde para unirme a mi regimiento.
Tüm alay komutanlarına teşekkürlerimi iletin. Onlara hazırlanmaları talimatı verin.
Transmitan mis felicitaciones a todos los comandantes del regimiento... y ordénenles que estén preparados.
Tamam, benimle alay ediyorsun.
Vale, me estás tomando el pelo.
Evet, sanırım alay ediyorum.
Sí, por supuesto.
- Efendim, ceketinizi alayım mı?
- Me permite su saco, ¿ señor?
Şimdi diğer parçayı alayım.
Y ahora el otro asunto.
Siparişleri alayım mı?
¿ Están listos para pedir?
Ben şimdi en sevdiğim kalemimi alayım ve hemen işe koyulalım.
-... y te veo en un momento.
Süvari Alayı'ndan.
Regimiento de Dragones de su Majestad Británica.
İngiltere Kralı'nın 8. Süvari Alayı'nda yüzbaşıdır.
Del Octavo Regimiento de Dragones del ejército británico.
Gidip palaları alayım.
Traeré los sables.
Tamam, yorganı alayım.
Bien.
Alay konusu olacak işte.
Será un hazmerreír. - Sí.
- Not alayım mı? - Evet.
- No estás muy seguro.
Çantamı alayımda gidelim o zaman.
Voy por mi bolso y vamos a la tienda.
O telefonu da alayım.
También me llevaré ese teléfono.
İzin verde alayım. Hadi, Cheese.
Adelante, Jefazo.
İzin verinde gitarlarınız alayım.
Permítanme sus guitarras.
- Onu ben alayım. - Buyurun, teşekkürler.
A ver si es posible.
- Benimle alay mı ediyorsun?
¿ Me tomas el pelo? ¿ Que quieres decir?
Valizinizi alayım.
Deje que le ayude con su equipaje.
57 numarayı alayım lütfen.
Tomaré el número 57, por favor.
Öyleyse 4 numarayı alayım.
Ah, el precio. En ese caso, voy a querer el número cuatro.
Derin bir nefes alayım.
Coge aire.
- O zaman su alayım.
- Pues agua entonces.
- Bekle, üstüme bir şey alayım.
Espera, deja que coja una cosa.
O çantayı alayım demeyin sakın!
¡ Dejen ese bolso!
Ben... Şunları alayım.
Estaba... deja que lo coja.
Dennis'in arabasını mı alayım?
¡ Oye, tu nombre es Dennis!
- Beyaz şarap alayım.
Tomaré vino blanco.
- Dur eşyalarımı alayım.
Deja que coja mis cosas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]