Anlattım Çeviri İspanyolca
9,437 parallel translation
Size bildiğim her şeyi anlattım.
Ya te he dicho todo lo que sé.
New York'a yaptığın son seyahatinde orada ne işin olduğunu babana anlattım.
Su reciente viaje a Nueva York, le conté a su padre lo que estaba haciendo allí.
Sırrımı anlattım size.
No tengo. Le conté mi secreto.
Bakın, bu hikâyeyi yüzlerce kez anlattım.
El rancho, los aviones privados... Miren, he contado esta historia como cien veces.
Buraya döndüğüm gün onun hakkında ne düşünüyorsam adama anlattım.
El día que volví aquí, le conté a ese hombre lo que realmente pensaba de él.
Sana her şeyi anlattım Adam.
Ya te lo dije, Adam.
Size bunu hiç anlattım mı bilmiyorum ama...
No sé si alguna vez les dije esto, pero... por tres oscuros meses, yo...
Onunla bu konuyu konuştum ve eroinle ilgili öğrendiğim her şeyi anlattım.
Y le hablé de eso y de lo que había aprendido sobre la heroína
Sana hiç spor salonuyla ilgili hikayeyi anlattım mı?
¿ Alguna vez te conté la historia del gimnasio?
Gerçekten çocuklara ve Drill'e ne olduğunu ona anlattım demek oluyor.
Me refiero a que le cuento todo lo que está pasando realmente con los niños, con Drill.
Az önce bir haberciyle konuştum, tüm hikayeyi anlattım.
He hablado con un periodista, se lo he contado todo.
- Size, bildiğim herşeyi anlattım!
- ¡ Les dije todo!
Alice Morgan'a bunu anlattım ben.
Le conté a Alice Morgan acerca del tema.
İçime sinmediğini ona anlattım.
Le dije cómo me hacía sentir.
Mesele şu : Alice Morgan'a anlattım ve başka kimseye anlatmadım.
La cosa es que se lo conté a Alice Morgan.
- Ben de birine anlattım. Çünkü sana güvenebileceğimi söylemiştin. - Biliyorum.
Y sí se lo conté a alguien, porque tú me dijiste que podía confiar en ti.
Sanırım sana sadece kötü şeyleri anlattım.
Supongo que solo te he contado las cosas malas.
Sana bir hikaye anlattım.
Te conté una historia.
Bu Peter. Ona senin hakkında her şeyi anlattım.
Él es Peter, le he dicho todo sobre ti.
Sana inanmak istediğin şeyi anlattım.
Te dije lo que querías creer.
Bunu zaten iki kez anlattım.
Ya he repasado todo esto, dos veces.
Buraya gelen son adama bildiğim her şeyi anlattım.
El último tipo que vino aquí, le conté ya todo.
Ona kendi hikâyemi anlattım. O da bana kendininkini anlattı.
Le conté mi historia y por eso él me contó la suya.
Tüm bildiklerimi anlattım ben sana.
Vale, te he contado todo lo que sé.
Konuşuyorduk, sonra... Annem için son dönemlerin ne kadar zor olduğunu anlattım.
Solo hablamos... bueno, le conté lo difíciles que las cosas habían sido para mi madre.
Kız hakkında bildiğim her şeyi anlattım. Neden bu kadar önemli olduğunu anlamıyorum.
Le he dicho todo lo que sabía sobre esa chica, y debo decir que no veo que sea muy importante.
Vivian'a anlattıklarımın farklı versiyonlarını anlattım ona da boşanmamın diğer erkekler yüzünden, benim hatam olduğunu söyledim.
Le dije alguna version de lo que le dije Vivian- - que- - que tenia... otros hombres... Que el divorcio era mi culpa.
Büyükannemle büyükbabama Lisa'nın yeni gülümsemeye başladığını anlattım.
Les dije a los abuelitos que Lisa acaba de empezar a sonreír.
Demek istediğim sana bütün sırlarımı anlattım.
Yo te he contado todos mis secretos.
Hepsi gerçek. Tüm anlattıklarım...
Todo es verdad, todo...
Yapmak için uğraştığın şeyi anlattı tatlım.
Cariño, me ha contado lo que intentas hacer.
- Anlattıklarım doğru.
Es verdad.
Yanınızdayken size anlattığım buydu.
Esto es lo que les dije mientras estuve con ustedes.
Polislere Tasha meselesini anlattığımı söylemek istedim.
Solo quería que supieras que le conté a la policía lo de Tasha.
Hepinize anlattığım gibi ; Daryl onları üstüne çekip uzaklaştıracak.
Te lo dije todo, vamos a tener Daryl conduce a la basura.
- Bunu Washington'a anlattın mı peki?
Bueno, ¿ le has dicho eso a Washington?
Nasıl olduğunu anlattı mı?
¿ Le dijo cómo había ocurrido?
Jüri olan bir arkadaşım bana deneyimini anlattı. İnanılmaz olduğunu söyledi. Çok güçlü.
Pero una amiga que integró una jurado, me contó su experiencia y... me dijo que fue un momento increíble, muy fuerte.
Geçen geldiğimde annemle ilgili anlattığım her şey halka açık mahkemede ortaya çıktı ve internete düştü.
La última vez que estuve aquí, todo lo que le conté sobre mi madre... acabó saliendo a relucir en los juzgados y luego en internet.
Anlattı mı?
¿ Sí?
Az önce anlattığım hikayeyi duysaydın, benimle iş pişirmeye çalışmazdın.
Si oíste la historia que conté, no me seguirías.
Anlattığım gibi oldu. Oradaydım ve etrafı gözetliyordum.
Lo que te dije, simplemente estaba espiando.
Yaptıklarımı babama anlattığımda bana yalancı dedi.
Cuando le conté a mi padre lo que había hecho, me llamó mentiroso.
- Gördüklerini anlattın mı?
Mi madre sospecha de ti. - ¿ Le has dicho lo que viste?
Oh, Junior sana gerçeği anlattı mı?
¿ Junior te dijo la verdad?
Yaşamam gereken hayatı benim yarattığım kendi geleceğini anlattın.
La vida que se suponía que tuviera, el futuro que construí del que tú viniste.
- olan felaketi Maura'ya anlattın mı?
- con Benji Schwartz?
Bana Bill'le evlenmem gerektiğini söylediğini de anlattı mı?
¿ Y también sabías que me ha dicho que me case con Bill?
Virginia'nın anlattıklarından yapılarla ilgili harika işler çıkardığını anladım.
Tengo entendido por Virginia que sabe mucho de su construcción.
Size anlattığım o dört çocuğu severdim ama.
Pero esos cuatro chicos de los que la hablé me caían bien.
Üzgünüm Bay Tahni ama bunları bana neden anlattığınızı anlayamadım.
Lo siento, Señor Tahni, pero no entiendo porqué me cuenta todo esto.
anlat 464
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatacağım 106
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlatırım 31
anlat hadi 43
anlatamam 71
anlatabildim mi 110
anlatacağım 106
anlatayım 104
anlatsana 152
anlatma 25
anlat bana 351
anlatırım 31
anlat hadi 43