Aç dedim Çeviri İspanyolca
697 parallel translation
Aç dedim, domuz!
¡ Abrid, canallas!
Aç dedim!
¡ Abre!
Sana ağzını aç dedim!
¡ Dije que abras la boca!
- Aç dedim.
Abra.
Aç dedim! Ben komik bir adamım. Değil mi?
Muy gracioso, no?
Kapıyı aç dedim sana Alice!
¡ He dicho que abras la puta puerta, Alice!
Aç dedim!
Abra.
Aç dedim!
¡ Abre, te digo!
Aç dedim şu lanet kapıyı!
¡ Que abras la maldita puerta!
Çantanı aç dedim!
¡ Le dije que lo abriera!
- Açın kapıyı dedim!
- ¡ Abrid la puerta!
- Aç değilim dedim.
- He dicho que no tengo apetito.
"Bu gayet açık, değil mi?" dedim.
Dije, "Es la explicación más obvia, ¿ no? ."
Aç şu kapıyı dedim!
- He dicho que la abras.
Dinle beni, dedim ki eğer bana acıdığın için beni aldattıysan ve ben de bunu öğrendiysem... Senin için hâlâ aynı şeyleri hissediyorum. Beni anlıyor musun?
Escúchame, simplemente decía... que si tú me engañases sólo por lástima... y me diese cuenta... tendría por ti la misma ternura, ¿ me comprendes?
Kesin, evlenmek üzere olduklarını açıklayacak dedim içimden.
Creí que iba a anunciar su compromiso.
Açıkhava sinemasında bazı çocuklar başta aptal olduğumu düşündü. Ama sonra şöyle dedim : " Ne farkı var ki?
Al principio algunos en el cine creían que yo era tonta pero yo les dije, ¿ qué diferencia hay?
- Aç olmalısın, dedim.
- Que tendrá hambre, ¿ verdad?
Hadi, dedim. Kurt gibi açım ve yemeğim soğumaya başladı.
Vámonos, se te va a gastar la batería del coche.
- Aç ağzını, dedim sana.
- Abra la boca, le digo.
- Ve? - Ona açık bir şekilde hayır dedim, ama... Kendimi aşağılanmış hissettim!
- Le he dicho claramente que no, pero... me he sentido tan humillada.
"Aç ağzını" dedim, gitarcı.
¡ He dicho que abra la boca, guitarrista!
- Aç değilim dedim.
- Te he dicho que no tengo hambre.
- Dedim sana, aç değilim.
- Te dije que no tenía hambre.
Otel açık mı dedim.
¿ Está abierto el hotel?
Dedim ki, aç şunu.
Dije : "Ábrala."
İşlerinde yardımcı olabileceksem kapımız her zaman açıktır dedim.
Dije que si necesitabas ayuda, nunca te cerraría mi puerta.
- Kapıyı açın, açın dedim!
¡ Abran! ¡ Abran!
- Kapı açılmıyor dedim ya.
- Ya te dije que esa puerta no...
- Babafingo yelkenleri açın dedim.
- Dije banderas izadas.
Sana diyorum ki, diyeceğimi dedim. Pencere açıkken uyuyamıyorum.
Te escucho, te aseguro, te doy mi palabra... que no puedo dormir con la ventana abierta.
Açıklayayım dedim ama burası konuşmaya uygun değil.
Iba a explicártelo, pero este no es el sitio adecuado.
Açıkla dedim!
Te digo que me expliques!
Açın dedim!
¡ Abran!
Pencereyi aç, dedim.
Abra la ventanilla.
Dedim ki sırıtarak, "Ernie, yakında tepen açılacak".
Digo con recelo, Ernie, te estás quedando sin pelo.
Size açılın dedim.
Muévanse.
Kahretsin, Kapıları açın dedim, Albay!
¡ Os he dicho que abráis la puerta! ¡ Coronel Valois!
Size yatın dedim! Bunca şiddet, çığlıklar, acılar!
¡ Toda esta violencia, estas escenas, gritos, dramas!
Yaylım ateşi açın dedim!
¡ Llénenlos de plomo!
Dedim ya anne, çok önemli. Babam anlayacaktır, sonra açıklarım.
Te lo dije, mamá, esto es importante papá va a entender, se lo explicaré más tarde.
İşten açılmışken, bir iki pürüzlü noktayı halledeyim dedim.
Hablando de trabajo, tengo un par de cabos sueltos.
"Acımasız" dedim.
Dije "inhumano".
Ben de "Evet, elim çok açıktır." dedim.
Si, respondí. Y lo gasto generosamente
Açın dedim!
¡ Abrid!
Aç ağzını dedim! "A" de şimdiii!
¡ Abre la boca y di aah!
Aç dedim!
¡ Ábrelo!
Açın dedim.
¡ Abre!
Kalk dedim, Morris. 109'u aç.
He dicho que te levantes, Morris. Abre la 109.
Açın kapıyı yoksa kapıyı kırar girerim. Açın dedim!
Ábreme o tiraré la puerta abajo. ¡ Abre!
Arabadayken, kendime "açık ol" dedim,
En el coche he pensado : "Debes ser claro".