Dedim mi Çeviri İspanyolca
4,477 parallel translation
Nefret ediyorum dedim mi?
¿ Dije que la odiaba?
Sana konuş dedim mi?
¿ He dicho que podías hablar?
Onu alabilirsin dedim mi?
¿ Dije que te podías quedar eso?
Babamı bir arayayım dedim.
Solo estaba devolviéndole la llamada a mi padre.
"Azim" mi dedim?
¿ Dije "fabuloso"?
Ona artık para yok dedim, değil mi?
Le dije que nada de dinero, ¿ verdad?
Ardından büyük babam evinden kovaladı ben de gidip kalan eşyalarımı alayım dedim ne oldu bil?
Y luego mi abuelo me echa de casa, así que regreso para recoger algunas cosas que dejé,
O kadar gurur duydum ki, yanımdaki yabancıya dönüp "Bu benim babam," dedim.
Y estaba tan orgullosa que me volví hacia el desconocido que tenía al lado y le dije : Ese es mi padre.
Dedim ya, performans değerlendirmemi doldurman lazım.
Te lo dije, tienes que llenar mi análisis de desempeño.
"Bizimki o kadar çalışıyor ki, evrak işi olsa bile eve getirememesi çok kötü." dedim.
"trabaja tan duro, mi muchacho. Qué mal que no pueda traer su trabajo a casa, especialmente cuando es solo papeleo."
Evet, babama haberi yüzyüze vereyim dedim.
Quería darle la noticia a mi padre.
Arka bahçeye gömeyim dedim ama Wilfred çitin kazımaya başlayınca cesetten kurtulmam gerekti.
Intenté darle un funeral decente en mi patio de atrás, pero entonces Wilfred empezó a arañar la verja, así que tuve que tirar el cuerpo.
Naneyi biraz azaltayım dedim. Anladın değil mi?
Estaba pensando echarselo alrededor de la menta, ¿ Sabes a lo que me refiero?
Ben de dedim ki, "çok özür dilerim, ben ve narin yarrağım çok üzgünüz."
Yo estaba, "no, no, lo siento. Yo y mi gran polla flácida, lo sentimos".
Geliyorsun değil mi, partiye? Dedim ya dostum.
Todavía vendrás, ¿ verdad?
- Basmayacağım. - Bas dedim.
- ¡ No voy a bajar mi pie!
Bütün paramı lastiklere harcadığımı düşününce sakinleştim, ve kendi kendime "En azından bir öğün yiyebileceğim." dedim
Cuando me di cuenta que había gastado todo mi dinero en cubiertas dije "ok, al menos saquémosle una comida"
Mayın patladığında sol kulağımla duyduğum son ses "pap" oldu. ve aracın uzaklaştığını gördüm. ve kendime, "Mayına bastık ve artık ölüyüm" dedim.
Esa mina fue lo último que escuche con mi oído izquierdo y mire hacia abajo el vehículo alejándose y dije para mí mismo... pisamos una mina, estoy muerto, estaré frente a Dios en un momento...
- Gelecekteki ben mi dedim bunu?
¿ Lo dije en el futuro?
Öyle mi dedim?
No eso.
Annemi görmeye gideceğim, saçımı kestirsem iyi olur dedim.
Quiero ver a mi madre. Por favor cambia mi corte.
Ev mi dedim?
¿ A casa?
Bir şey mi dedim?
¿ He dicho algo?
Ben mi sinsice yaklaşabilirim dedim demin?
¿ Dije que tenía el elemento sorpresa?
Ben de kendi spesyalimi yapayım dedim.
Así que, en vez de eso, te he hecho mi especialidad.
- Kız kardeşime dedim.
- Le dije, a mi hermana.
Onu ilk gördüğümde eyvah dedim.
Mi primera impresión cuando lo vi fue :
İlk olarak tamam dedim.
Mi primer pensamiento fue : "Está bien, puede ser que sea el niño."
Kapı kilitliydi, ben de mutfağa geldim. Şunları dolaba koyayım dedim.
lo que supongo es tu cuarto ahora... y estaba cerrado, así que volví a la cocina para colocar mi comida en la nevera.
Dedim ya, adamın ismimi nereden aldığını bilmiyorum.
Os he dicho que no sé cómo consiguió mi nombre.
Dün akşam, karım dışarı çıktıktan sonra onu karşıma aldım. Büyü artık oğlum, dedim. Yine yüzmeden bahsetmeye başladı.
Anoche, mi mujer salió, le pedí que se sentara, y le dije que ya era hora de madurar, y él empezó a hablar de la natación y a decir que me culpaba a mí, por haberle sacado,
Çok sefer avlandım ve dedim ki " ben ona öğretirim, o da bana öğretir ufaktan bir ticaret yapmak gibi.
Yo he ido de caza muchas veces, así que imaginé que yo le podría prestar mi conocimiento y ella me prestaría el suyo, ya sabes, hacer un pequeño intercambio.
Karım Laura'yı aradım ve dedim ki ne söylediğini anlamıyorum.
Así que le hablé a mi esposa Laura y le dije : "No lo entiendo lo que me está tratando de decir".
Dedim mi?
Mira.
Demek istediğimi göstermek için böyle dedim.
Solo lo dije para probar mi punto.
- Ondan uzağa gidebileceğini mi düşünüyorsun dedim.
- Me refiero a alejarla de ella. - ¿ Qué?
Vay! Sana "Karanlık" Fea dedim, değil mi?
Has dicho fae de la "Oscuridad", ¿ verdad?
Anneme ben giderim dedim.
Le dije a mi madre que entraría.
Yuları bırak dedim.
Como dije, seguiré a mi conciencia.
- İşlenmemiş görüntüler var demedin mi? - Dedim.
¿ Le dijiste que teníamos el material sin edición?
Ben de "Sahi mi?" dedim. Evet dediler.
Y yo dije, "¿ de verdad?" Y ellos dijeron, "de verdad".
"Ezra, bu hayatım boyunca beklediğim aramaydı." dedim.
Dije, "Ezra, es la llamada que he esperado toda mi vida".
Karl orada bilgisayarın başında oturuyordu, ve ben dedim ki, "Hey, şuna bir bak bakalım içerisi için güvenli mi."
Karl se sentó por allí con su computadora, y le dije : "Oye, mira si es seguro usar estos en interiores."
Evet, dedim ama mesaj Guy Young'dan.
Sé que eso dije, pero- - Bueno, Guy Young es mi jefe.
"Öğrencilerden biri mi?" dedim.
Dije "¿ él es uno de los estudiantes?".
İlk iş günüm, bir selam vereyim dedim.
Es mi primer día, así que, pensé venir a saludar.
Dedim ki madem ağabeyim evleniyor gidip tebrik etmezsem olmaz.
Pensé que ya que mi hermano se casa, debería venir a felicitarlo.
Büyük ağabeyim evleniyormuş, bi gelip tebrik edeyim dedim.
- Bueno, me imaginé si mi hermano mayor va a casarse, debería felicitarle.
- Huysuz mu? - İyi dedim değil mi? İdareciler konusunda uzman olan sensin.
- ¿ Lo he clavado? Eres un experto en supervisores.
Partime geldin, seni klüpte gördüm... belki dedim ikimiz...
Te presentaste en mi fiesta... y nos vimos en el club de playa, pensé que tal vez...
Dedim ya sana, kararımı verdim.
Ya te lo dije. He tomado mi decisión. Nos vamos.