Açık konuşalım Çeviri İspanyolca
288 parallel translation
Shinza, açık konuşalım.
Shinza, seamos sinceros
Açık konuşalım.
Seamos sinceros.
Biraz açık konuşalım, Bay Leyden, lütfen. Odanızın araştırılmasının bir tek sebebi olabilir.
Sólo puede haber una razón para que su habitación sea registrada,... y usted lo sabe tan bien como yo.
Bana ne faydası olacak? Açık konuşalım.
¿ Qué me darás a cambio si te digo la verdad?
Bakın Bayan Wales, açık konuşalım.
Ahora, escuche.
- Ama şunu açık açık konuşalım.
- Pero aclaremos esto.
- Açık konuşalım.
- Pero estamos en paz.
Açık konuşalım.
Seamos francos.
Pekala'kek'im... Şimdi biraz açık konuşalım.
Bueno... hablemos sin rodeos.
Açık konuşalım Profesör Yamane.
Profesor Yamano, seamos honestos.
- Açık açık konuşalım.
- Vamos a hablar claro.
Tatlım, açık konuşalım.
Mira, amor, hablemos claro.
Açık konuşalım.
Estamos empatados.
İkimiz de kadınız. Açık konuşalım.
Debemos tener una charla de mujer a mujer.
Şunu baştan açık açık konuşalım, biz sizin alıştığınız barbar davranışlara tahammül edemeyiz.
Que quede claro enseguida, no toleraremos su comportamiento barbárico.
Açık konuşalım.
Déjeme ser franco.
Herşeyden öte, açık konuşalım...
Después de todo, seamos sinceros...
O zaman açık konuşalım. Oynadığımız bu satrançta bizim amaçlarımıza uygun bir taşsın.
Bien, hablando con franqueza, nos venís al pelo para nuestra partida de ajedrez.
Haydi açık konuşalım askerler gibi.
Seamos francos, como soldados.
Hadi açık konuşalım.
Pongamos las cosas claras.
Evet okudum, onun için açık konuşalım.
Sí, ya lo he visto, así que dejémonos de bobadas.
Öyleyse açık açık konuşalım.
Entonces, hablemos abiertamente.
Açık konuşalım, sonum geldi.
Hay que ser honestos en que me queda poco.
Dilerseniz biraz açık konuşalım Randall, olur mu?
Seamos sinceros.
- Oh, Yüzbaşı. Herşeyi açık konuşalım.
- Capitán, dejemos algo claro.
Açık konuşalım ki, böyle bir yeri ancak onlar idare eder.
Aquí, solo ellos podrían hacerlo.
Charlie, açık konuşalım mı?
Charlie, ¿ puedo hablar con franqueza?
- Açık konuşalım. İşe yarayacak mı?
Dime sinceramente, ¿ funcionará esto?
Pekâlâ, açık konuşalım.
Está bien, venga suelta.
- Açık konuşalım babalık.
He venido a ofrecerle algo.
Açık açık konuşalım.
Seamos francos.
Willy, açık konuşalım mı?
- ¿ Quieres que hablemos en serio?
Biraz daha açık konuşalım.
Eso que quede bien claro
- Hadi açık konuşalım.
- Hablemos claro.
Ama açık konuşalım : Bu savaşı kışkırtacak.
Pero está claro que esto provocará una guerra.
Hadi açık konuşalım, onurlu adam! Sence bunun için vergi ödemeli miyim?
Seamos justos ¿ quiere que no cobre por eso?
Cesaretini bundan mı alıyorsun. Açık konuşalım!
Seamos claros.
Pekala. açık konuşalım.
Está bien. Hablamos turco.
Açık konuşalım, tamam mı?
Tratemos directamente, ¿ está bien?
Bak, Moss, şimdi burada açık konuşalım, tamam mı?
Mire, Moss, pongámonos de acuerdo.
O zaman açık konuşalım.
Seamos sinceros, ¿ quiere?
Açık konuşalım Newland.
Seamos francos, Newland.
Açık konuşalım.
Digamos la verdad entre nosotros.
Açık konuşalım.
A ver si nos entendemos.
Açık konuşalım... Senin sahibin bir salak.
La verdad es que tu amo es un fracasado.
- Kapıyı açık bırak, konuşalım. - Seni dinlemeyi seviyorum.
- Deja abierto, para hablar.
Kumandan, açık konuşalım mı?
Comandante, ¿ puedo serle franco?
Şimdi açık ve net konuşalım, olmaz mı?
Pero soy muy pragmático.
Biraz da açık olanı konuşalım, müşterilerimiz ; Boston başpiskoposluğu, St Catherine Labouré Hastanesi ve mesleklerinin iki saygın üyesi doktor Marx ve doktor Towler'dir.
Aunque resulte obvio, repetir que nuestros clientes son la Archidiócesis de Boston, el hospital St.
Kapıyı açık bırak da konuşalım.
Deja la puerta abierta para que podamos hablar.
Açık konuşalım.
Les seré franco.