English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Açık değil mi

Açık değil mi Çeviri İspanyolca

920 parallel translation
Her şey çok açık değil mi Bateman?
Es muy sencillo, ¿ o no, Bateman?
Açık değil mi?
- ¿ No es obvio?
Açık değil mi?
Está claro, ¿ verdad?
Misyon her zaman açık değil mi?
¿ Esta misión no está siempre abierta?
Çok açık değil mi?
¿ Le parece poco?
Sence de çok açık değil mi?
Es obvio, ¿ o no?
- Yani değişik fikirlere açık değil mi?
¿ Quiere decir que no tiene una mente abierta?
Şimdi, pekala açık değil mi?
¿ Queda eso totalmente claro?
Gayet açık değil mi?
¿ No es obvio?
Yeterince açık değil mi?
Bueno, ¿ está claro, no?
Açık değil mi?
Es obvio, ¿ no?
Odası herkese açık değil mi zaten?
¿ No lo está todo el mundo?
- Evet, gayet açık değil mi?
- Es bastante obvio, ¿ no?
- Bu çok açık değil mi?
- ¿ No es ya bastante obvio?
- Sence biraz fazla açık değil mi?
- ¿ No le parece demasiado atrevido?
Bu açık değil mi? Uyguladığınız tedavi metodunun işe yarar olduğuna beni ikna etmeniz gerek. Aksi halde size bir şans daha vermem.
Convénzame de que hay la menor esperanza de que usted eduque una hija que le evita como la peste tras sus víctimas.
Ancak o kasa artık dolu değil. Yaklaşık 300 dolar kadar açık var.
Y en mi caja fuerte ya no está llena, se queda corta 300 dólares.
Bizi o açık alana göndermeyecekler, değil mi?
"No nos mandarán salir a ese campo abierto, ¿ no?"
- Bu gayet açık, öyle değil mi?
- Está claro, ¿ no?
Yeterince açık, değil mi?
Ahora está aclarado, ¿ verdad?
Açık havada müzik güzel oluyor, değil mi?
¿ No es preciosa esa música al aire libre?
Zavallı Flo. Kızların başına hep dert açıyor, değil mi?
Te preocupas tanto por tus chicas, ¿ oui?
Nedeni açık, değil mi?
La razón es evidente, ¿ no es cierto?
"Bu gayet açık, değil mi?" dedim.
Dije, "Es la explicación más obvia, ¿ no? ."
- Bu oldukça açık, değil mi? - Umarım öyledir.
- Eso es evidente, ¿ no?
Artık acımıyor, değil mi?
Ya no te duele, ¿ no?
Vurulmadan açık alanda karşı geçmen inanılmaz, öyle değil mi, York?
Que pudiera cruzar tanto terreno abierto sin que le hirieran.
Açık, değil mi?
Ya lo ve.
Açık yeşil. Çok zarif değil mi?
Chartreuse. ¿ No es elegante?
Gayet açık, öyle değil mi, Danny?
Está muy claro, ¿ no, Danny?
Seni odaya kapamak ve anahtarı dışarıda bırakmak biraz fazla açık, değil mi?
Dejarla aquí, y la llave fuera es un buen cebo, ¿ no?
Açıkçası, bu artık Bay Craig'in uydurmasından başka bir şey değil.
Mi explicación bien vale la de M. Craig.
Sana güvenmediğimden değil, ama benim yaşımda aşık olunca kadınına bakan her erkek açık bir tehdit.
Yo confío en ti, pero cuando uno se enamora a mi edad... cada hombre que mira a tu mujer es una amenaza.
Öncelikle çok açık ve basit bir gerçeğimiz var. Bayan Paradine katil değil. - Sahi mi?
Para empezar, es un hecho obvio que Ia Sra. Paradine no es una asesina.
Parti açık havada, değil mi?
Es en un jardín, ¿ verdad?
Bekar kızlar anlamazlar değil mi? Onlara acımalısın.
Las chicas solteras no lo pueden entender
Bu kadar açık sözlü olmamdan rahatız olmadın değil mi?
Pero no te molesta que sea tan franca, ¿ o sí?
Ama dekoltesi biraz açık değil mi?
Pero, ¿ no tiene demasiado escote?
Bu çok açık, değil mi?
Eso no tiene precio. ¿ Sí?
Açık verdi değil mi?
Así que vino ¿ Cierto?
Çok açık, değil mi?
Breed significa crear, inspirar.
Bu zımbırtının açık kalmasına gerek yok, değil mi?
No queremos la tele encendida, ¿ verdad?
Oldukça açık görünüyor, değil mi?
Está bastante claro, ¿ no?
Çok açık sözlü konuştum, değil mi?
He sido demasiado osada, ¿ no?
Mağazayı açık tutmak için geç bir saat değil mi?
Vaya, es un poco tarde para atender la tienda, ¿ no?
Benim için sorun değil. Ama lafını esirgemeyen biriyim ve açık konuşmak niyetindeyim.
Por mi parte está bien pero yo no tengo pelos en la lengua y hablaré sin rodeos.
Ayrıca, halka açık golf alanı, öyle değil mi?
Además, es un campo de golf público, ¿ no?
Şimdi her şey daha açık, değil mi?
Ya lo ve mas claro ¿ verdad?
Yazar, kahramanın iktidarsız, erkek kardeşinin eşcinsel..... yengesinin de cinsel isteklerinin aşırı olduğunu belirttiğine göre... Kızla ilgili de bir açıklama yapmalıydı, öyle değil mi?
No tendría importancia si el conflicto fuera sentimental, pero... sé que el autor precisa que el héroe es impotente, que su hermano... es homosexual, y que su cuñada es ninfómana, no da precisiones... físicas sobre la heroína.
Açık sözlülüğümü bağışlayın, Kaptan ama karada kendi başınıza bir gece bile kalmadınız henüz, değil mi?
Disculpe que me tome la libertad, Capitán... pero usted no ha pasado ni una noche en tierra todavía, ¿ verdad?
Evet, çok açık, değil mi?
Sí, es un poco obvio, ¿ No? .

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]