Bana geldi Çeviri İspanyolca
7,583 parallel translation
Jody yaşananlar konusunda oldukça netti. Hemen ertesi günü bana geldi.
Jody fue muy clara sobre lo que pasó.
Bana geldi.
Vino a verme.
Elizabeth North bana geldi.
Elizabeth North acaba de hacerme una visita.
Gary kardeşler, onlar bana geldi.
Los hermanos Gary, vinieron a mí.
Bence bu bana geldi McGee.
Creo que es mía, McGee.
Alec birkaç hafta önce bana geldi.
Alec vino a verme hace un par de semanas.
Önce, bana geldi ve onlar snoopin oldu'için bir kılavuz etrafında ve...
Ellos vinieron conmigo, primero, y andaban buscándose un guía y...
Başak bir deyişle, şeytan bana geldi ve ben evet dedim.
Es decir, el demonio me buscó, y yo accedí.
Sadece bana resmen biriyle çıktığını söylememen garip geldi.
Solo... es raro que no me dijeras que has empezado a salir con alguien oficialmente.
Bana katilin portresini çizme konusunda eşsiz bir yeteneğiniz var gibi geldi.
Me parece que tienes cualidades únicas. para pintar un retrato de nuestro asecino.
Bana duman kokusu geldi.
Yo huelo a humo.
Tamam, faks geldi mi bana?
Está bien, ¿ llegó un fax para mi?
Bana daha çok Harry Potter vari geldi.
Me suena un poco a "Harry Potter".
- Bana insanları hasta etmek istiyormuşsun gibi geldi.
- Más bien quería contagiar gente.
Bana vejetaryen gibi geldi.
Muy vegetariano.
Bana bir oğlun annesini koruması gibi geldi.
Parece un hijo protegiendo a su madre.
Bana verdiğin morluğun bedelini ödemenin zamanı geldi.
Vas a pagar por dejarme el ojo morado.
Bana bir itiraf gibi geldi.
Me suena como una confesión.
Şu kız bana tuhaf geldi. Onunla ilgili bir durum var.
Pero esa chica es rara, tiene algo...
- Ne oldu? - Yok birşey. Adriana şimdi geldi ve bana bir Zebra verdi.
Y lo siento, lo siento mucho, porque Adriana me entrega la cebra.
Bana biraz fazla şirin geldi.
Es un poco cursi para mí.
Bana oldukça sıradan geldi.
- A mí me parece bastante normal.
Bana "Zararsız eğlence" den fazlası varmış gibi geldi.
Eso a mí me parece más que diversión inofensiva.
Diğer gün, Ronny bana harika antrenör diyince bir ilham geldi.
Estaba inspirado el otro día cuando Ronny me llamó "gran entrenador".
Angarya bir proje gibi geldi bana.
Me suena a algo inútil, para hacer tiempo.
Üniversite beni bir tehlikeye değer biçmem için aradı ve ben de onunla iletişime geçtim ve sonra da bana takıntılı hale geldi.
La universidad me llamó para evaluar una amenaza, y establecí contacto con él. y empezó a tener fijación conmigo.
Bana gayet uygun bir plan gibi geldi, bence yer.
A mí me parece una historia encubierta genial, él se la creerá.
Bana daha da kısa geldi.
Parecieron bastantes menos.
Bana çok iyi geldi. Gerçekten ne kadar kötü insanlar olduğumuzu anlamıyorsun değil mi?
No te das cuenta de que somos un desastre total, ¿ no?
Bana çok içten geldi ilaçları sinir stresten dolayı...
Fue muy abierto. Es decir, él... Yo... me dijo que tomaba medicación para la ansiedad...
Bana öyle geldi, Brian.
Suena a canción de droga, Brian.
Çok uzun zamanmış gibi geldi bana.
Se siente eterno.
Çok düşünceli ve hâlden anlar biri gibi geldi bana.
Creo que es muy considerada y empática.
Bana olan nihai aşkını vermenin zamanı geldi.
La hora ha llegado para que me des la última prueba de tu amor.
Bana biraz zaman kaybı gibi geldi.
A mi me parece una perdida de tiempo.
Bana bakıyormuş gibi geldi.
Era como si me mirara...
Açıkçası bana birazcık ezikçe geldi.
Sinceramente, me ha parecido un poco... Soso.
Bana muammadan çok aşikârmış gibi geldi.
Sí, esa atracción fue palpable.
Son ziyaretiniz bana o kadar ilham verdi ki aklıma harika bir fikir geldi.
Su última visita me inspiró... a tal extensión... ¡ Fue una idea brillante!
Biraz düşüncesizce geldi bana.
- Parece imprudente.
Bana az geldi.
Me suena a muy poco.
Bana bundan daha başka sebeplerin varmış gibi geldi çünkü kapıyı açık bulunca anında sıvışıverdin.
Pareció que hubo más razones, pues te fuiste tan rápido... que quedó una nube de caricatura girando en la puerta.
Bana bakın sizi tüylü fareler, toz olmanızın vakti geldi!
Bien, ratas emplumadas, ¡ hora de volar!
Sanki bana el ilanı gibi geldi Eden.
Suena como un panfleto allí, Eden.
Bana biraz manyakça geldi.
Simplemente, suena jodidamente loco.
Bana öyle geldi de.
Simplemente eso me parece.
Bana sanki Asyalıymış gibi geldi.
Se ve asiático para mí.
Boşa israf gibi geldi bana.
Sí, sería un desperdicio que yo...
Ben... Yok ama gerçekten çok tatlıydı gitmek zorunda olduğu için kendini çok kötü hissetti. Sonra geldi bana akşam yemeği hazırladı ve özür diledi.
Yo, no, pero, en realidad, Realmente, era muy dulce, y se sintió muy mal que tuvo que abandonar después y él regresó y él me hizo la cena y se disculpó, se fue realmente muy dulce,
Oda biraz loş gibi geldi bana.
Bueno... Esto está más deprimente, siento tener que decirlo.
Arkadaşın saksısı biraz boş gibi geldi bana.
No es precisamente brillante.
geldin 84
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiniz 33
geldiğinde 28
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70
geldim 384
geldi 321
geldin mi 58
geldik 352
geldiniz 33
geldiğinde 28
geldik mi 60
geldin demek 49
geldi mi 70