English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Bayıldın

Bayıldın Çeviri İspanyolca

1,880 parallel translation
- Bayıldın.
- Te desmayaste.
Niçin bayıldın?
¿ Y por qué te gustó?
Bayıldın!
- Te desmayaste.
2 dakika önce kanepede bayıldın... -... şimdi dünyayı kurtarmaya gidiyorsun.
- Dos minutos atrás estabas desmayada en el sofá, y ahora te vas a salvar el mundo.
Hediyeye bayıldın!
¡ Te encanta!
- Bayıldınız.
Te desmayaste.
- Anladım, sen de bayıldın.
- Te encanta.
Bayıldın.
Te desmayaste.
Dünkü provada çok heyecanlandın, nefes almamaya başladın ve bayıldın.
- Si Ayer te olvidaste de respirar y te desmayaste.
Beni daha fazla yönlendiremeden önce bayıldın.
Te desmayaste antes de darme instrucciones.
Bayıldın. İnsanlar bayılınca böyle yapılır.
Es lo que hace cuando la gente se desmaya.
Sen de bunun her anına bayıldın.
Y disfrutaste cada minuto de ello.
Şimdi ise, Bay Mandela'nın neredeyse 30 yıldır hapis tutulduğu Victor Verster Hapishanesi'ndeyiz. 72 yaşındaki Mandela belki de hayatında ilk defa az sonra kamuoyunun önüne çıkacak.
Vamos ahora a la Penitenciaría Víctor Verster, donde el Sr. Mandela el hombre que ha estado encarcelado durante casi tres décadas a los 72 años de edad, aparecerá en público por primera vez, en cualquier momento.
Kusura bakmayın ama ben buna bayıldım!
- Lo siento. ¡ Como que me encanta!
Sanırım hepimiz biliyoruz Bay Simon un neden "gösterişsiz" diye çağrıldığını.
Creo que todos sabemos por qué a Simón le dicen "el Bobito".
Wilson İlkokulundan Bay Daniels'tan çılgınca bir telefon aldım, bana öğrencilerinden birinin senin tarafından dışarı çıkarıldığını söyledi.
Recibí una llamada desesperada del Sr. Daniels de la primaria Wilson, diciendo que tú retiraste a uno de los estudiantes del instituto.
Haklıydın. Andi süper-galaktik vedaya bayıldı.
Andi amó todo el despegue super-galáctico.
Dansçıların ayrıldığını gerçekten de Bay Hornberger'a söylememiz gerekiyor.
Tenemos que decirle al Sr. Hornberger que las bailarinas han dimitido.
Bu tren kazasını bir kenara koyarsak, bu fikre bayıldım.
Dejando de lado este escenita, me encanta esta idea.
Bu özelliğime bayıldığını söylemiştin.
Oye, ¡ esa es una de las cosas que amas de mi!
En çok da köy faresinin ayakkabısını fırlatıp büyük sarı nasırlarını şehir faresinin maun fiskos masasına koyup "komünist ve arap başkanımız hakkında ne düşünüyorsun?" diye sormasına bayıldım.
En particular, me gustó la parte en la que el ratón de campo se sacó los zapatos y puso sus enormes juanetes amarillos en la mesa ratona de caoba del ratón de ciudad y le preguntó qué siente teniendo a un árabe comunista como presidente.
- Şu demek Bay Westfield : Karınız ve muhtemelen yaşına girmemiş bebeğinizin halıya sarılarak binadan çıkarıldığını söyledim size. Ürkmediniz bile.
Quiero decir, Sr. Wastfield, le acabo de decir que su esposa y posiblemente su hijo dejaron ese edificio metidos en una alfombra y ni siquiera se ha movido.
Kullandığın renklere bayıldım.
Me encantan los colores que usaste.
Buradan çıkıp en yakın bara gideceğiz içip birbirimize Kutner'ın neredeyse ameliyathaneyi havaya uçuracağından ve nasıl bayıldığından bahsedeceğiz.
Saldremos de aquí, iremos al bar más cercano a beber y contar anécdotas de la vez que Kutner casi hace volar un quirófano y se desmayó sobre nuestro enfermo.
O zaman uzaklaştırıldınız, bayım.
- Está suspendido, señor.
Amerika'nın bir tanesi, romantik komedi "Aşkım" filminin yıldızı, Bay Tatlı Çocuk, eşimin hayallerini süsleyen adam, Liam McBride!
El novio de América, el "Sr. Guapo" la estrella del nuevo exitazo de la comedia romántica "Love Mate" el protagonista de los sueños de mi esposa, ¡ Liam Mc Bride! ¡ Liam!
Öyle bir vücudun, adamın seçim vaatlerine ayılıp bayıldığını düşünmüyorsunuz herhâlde.
- No creerá que con un cuerpo así - se excitaba con sus discursos, ¿ o sí?
- Evet senin bayıldığın kadar.
- No tanto como a ti
Kitabınıza bayıldılar.
Absolutamente aman tu libro.
Yolladığınız ev resimlerine filan bayıldım. Tüm o resimler filan harika.
Me han gustado mucho las fotos de su casa que me enviaron, las obras de arte y eso...
Bak, El, Sarah'ı ne kadar sevdiğini biliyorum ve bizim sen ve Devon'la ilerlememiz fikrine nasıl bayıldığını da ama biz size hiç benzemiyoruz.
Escucha Ell, se cuanto quieres a Sarah y se cuánto te gustaría que también hiciéramos lo mismo que tu y Devon. Pero no somos como ustedes.
Saçının geri kalanıyla yaptığın tarza bayıldım.
Me encanta cómo te peinas el cabello que te queda.
Azize Agnes'ın Bayramı tablonuza bayıldım.
Me encantó vuestro cuadro "La vigilia de Santa Agnes"
Şu anda, bayıldı gibi, Ama çok dengesiz davranıyor, Yani, ne yapacağını kim bilebilir?
En este momento esta durmiendo, pero esta actuando de manera muy rara, y bueno, quien sabe que podria hacer?
Bayıldığı sırada ikiniz bir cinayeti inceliyordunuz. Adamın üzerinde ona ait olmayan saçlar bulduğunuzu biliyorum.
Um, tú y Allison estabaís examinante la víctima de un asesinato cuando ella se desplomó, y sé que encontraste algunos pelos en el cuerpo de la víctima y que no eran suyos.
Kitabınıza bayıldım! Saçınıza bayıldım!
¡ Me encanta tu pelo!
Oh, tanrım, saçınıza bayıldım.
Dios, ¡ me encanta tu pelo!
Evet Jim, bu yangının, aynı seri kundakçı tarafından çıkartıldığı düşünülüyor ve FBI... Bay Garcia? ... soruşturmayı sürdürüyor.
Se cree que este incendio fue provocado por la misma persona.
Evet, Mia'nın programında yapılacak birkaç işi daha kaldı ama şirket gönderdiğim yeni şarkıya bayıldı.
Sí, a Mia le quedaban un par de conciertos programados pero al sello le encantó la nueva canción que les envié.
Yazdığın bu hikâyesine bayıldım.
Me encantó la historia que escribiste.
Kaslarını gösteren o askılı tişörtüne bayıldım.
Oh, me gusta tu musculosa
Bay Volker, yardımınızı istemiyorum, ihtiyacım da yok, anlaşıldı mı?
Sr. Volker, no necesito ni quiero su ayuda ¿ está claro?
Sen kahverengisini dene sonra da şu bayıldığın kemerlerden denetirim sana belki.
Porque no pruebas el moca tal vez te dejaré llevar uno de esos cinturones de los que estás enamorada.
Rick Tiegler gerçek katil tarafından transa sokuldu ve bayıldığını sandı.
Rick Tiegler fue inducido a un trance por el verdadero asesino y pensó que sólo se había desmayado.
Size karşı olan suçlamalara rağmen, iyi davranışlarınız sebebiyle serbest bırakıldığınızı duyduk, Bay Hansen.
- Tu padre no era abogado. - Mi padre si era - Nunca conoció a su padre biológico.
- Evet. Telsizden, bay Watkowski'nin 4 yıldır akıl hastanesine girip çıktığını söylediler.
El Sr. Watkowski entra y sale del manicomio desde hace cuatro años.
"Yaptığın şeye bayıldım."
"Me encanta la iniciativa."
"Yaptığın şeye bayıldım." " Teşekkür ederim.
"Me encanta la iniciativa."
Kuru temizleme kamyonunun Bayan Michel'e çarptığını söyleyince düşüp bayıldı.
Le dije que la había atropellado la furgoneta del tinte y se desmayó.
Davetsiz geldiğim için kusura bakmayın ama senaryoyu okudum ki bayıldım ve ne yapabileceğimizle ilgili bir sürü güzel fikrim var.
Siento interrumpirle, pero he leido el guión, que me encanta, y tengo un montón de buenas ideas sobre qué hacer.
Kardeşimin Lego Ölüm Yıldızını eBay'de sattım ve geriye bu kadar kaldı.
Vendí unos Legos de mi hermano en E-bay y esto es todo lo que me sobró.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]