English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Bir nevi

Bir nevi Çeviri İspanyolca

2,597 parallel translation
Bir nevi kabul töreni.
Una iniciación, si se puede llamar así.
Ayrıca bir ihtimal, bu sürelerde Will'in kafasında Çay Partisi'ne dair bir nevi şimşek falan mı çaktı?
¿ Y por casualidad fue por esos tiempos que Will tuvo una especie de epifanía sobre el Partido del Té?
Yani 60'lardaki radikaller ile Çay Partisi'nin bir nevi aynı olduğunu mu düşünüyorsun?
¿ Crees que los radicales de los 60 y el Partido del Té son casi lo mismo?
Yani, bir nevi kabalık bu, değil mi?
En serio, es como que un poco desconsiderado ¿ No?
Sen böyle tatile çıktığında bir nevi bizim için de tatil oluyor.
Cuando vas de vacación, es un tipo de vacación para todos nosotros.
Bir nevi beyin-bilgisayar arayüzü. Değil mi?
Es como un sistema de comunicación ordenador-cerebro, ¿ verdad?
Bu bir nevi, yakışıklı olsan iyi edersin, yoksa herşey ironik bir hâl alacak demek gibi.
Es como decir, mejor que seas atractivo, o va a ser irónico a partir de ahora.
Yani, bir nevi kurtuldu sayılır.
supongo que es como una bendición.
- Biz bir nevi görüşüyoruz.
Hemos... estado viéndonos, más o menos.
Bir nevi ünlü kelimesini çarpıtmıyor musun?
Te tomas muy a la ligera lo de ser "famoso", ¿ no?
Sanırım bugünlük burda işimiz bitti belki bir nevi uzlaş...
Bueno, creo que después de lo que he hecho hoy aquí, podríamos llegar a ser capaces de acordar algún tipo de compro...
Aynı zamanda bir nevi uyarı niteliği de taşıyorlar.
Y también actúa como una clase de advertencia.
Bir aileye, bir nevi.
Una familia, en cierta forma.
Bir nevi zombileşme partisi gibi.
Es un juego de persecución potenciado.
Centilmen canavar, bir nevi yani.
El caballero de los monstruos, por así decirlo.
Bir nevi kurbanlarını zamanla damgalıyor.
De hecho, está marcándoles un horario a sus víctimas.
Aslında bir nevi huzur bulursunuz.
De hecho es algo como pacífico.
Bir nevi.
Algo.
- Şey, bir nevi, evet.
- Bueno, algo así, sí.
- İyi, demek istediğim, bir nevi...
- Bueno, o sea, más o menos...
Eskiden utangaçtı, şimdi bir nevi kendini buldu.
Solía ser tímida, y ahora como que ha madurado,
Şey, dünyanın her yerinde hikayeler kovaladığında baba olmak zordur bir nevi, yani...
Bueno, es algo difícil ser un buen padre cuando buscas historias por todo el mundo, así que...
Bir nevi havalı bir macera, gerçekten.
Fue el tipo de aventura que mola, en serio.
Aa, fakat bana bir nevi iş yerinde her işe bakan kız gibi davranıyorsun, biliyor musun?
Pero siento que me has estado tratando como tu criada, ¿ sabes?
Hala uyanıyorum bir nevi.
Aún estoy como despertanto. Vamos.
Evet, şey, bir nevi odaklanmakta zorlanıyorum sanki, sanki bir şey yapmalıymışım gibi.
Sí, estoy, como que, teniendo dificultades para concentrarme, como que debería estar haciendo algo.
Bir nevi tuhaf iksir gibi.
Nos gusta ese tipo de pociones locas.
"Anı yakala" gibi bir nevi.
Como aprovechar el momento.
Bir nevi burada olmamanı dilerdim.
Ojalá no estuvieras aquí.
Tanıdığın biri, bir nevi.
He estado, como, viendo a alguien.
Birkaç gün içinde vücuduma zehir pompalanacakken alkolü düşünüyor olmam bir nevi ironi.
Resulta irónico que no pueda tomar nada de alcohol considerando que voy a inyectarme veneno en el cuerpo en el próximo par de días.
- Bir nevi.
- Más o menos.
Bir nevi harikaydı aslında.
Era increible, realmente.
Ve bir nevi de suçlu hissediyorum kendimi.
Y me siento culpable.
Övünmek gibi olmasın ama ben bir nevi sanatçıyımdır.
Sin presumir, soy una artista. Seguro que sí.
Bir nevi.
Más o menos.
Öyleyse seni bir nevi ırgalamıyor.
Y luego como que te ignora.
Ben bir nevi günlük kaydedicisiyim.
Soy un guardián del registro.
Bir nevi sürücüsü gibi.
Como quién lo monta.
Kokusu bir nevi kadınların hoşuna gidiyor.
Las damas aman el olor.
Yani deveye hendek atlatacağız bir nevi.
Eso significa que estará llena de drama- -... dario.
Rönesans döneminde, kilise neredeyse herşeyi kontrol ediyordu. tüm sanatçılar, hatta okuma yazması olan herkes, kilisenin sistemine dahil edilmişti. ve tabi kilise her türlü sanatçının bir nevi patronuydu.
Cuando llegamos al Renacimiento, la Iglesia rige prácticamente todo, así que todos los artistas, prácticamente cualquiera que pueda leer y escribir está en el sistema monástico de la Iglesia, y por supuesto, la Iglesia es el patrón principal para todos los diferentes artistas del Renacimiento.
Siz bir nevi Gama Kaptan Amerika'sınız.
Eres una especie de Capitán América Gamma!
Sadece bir nevi odaklanmış, yoğunlaşmış halde sadece aşkını tüketmek isteyen biri olup çıkar başka hiç bir şey yoktur.
Sólo terminas un poco concentrado, intenso, y sólo queriendo consumir el objeto de tu amor, y nada más existe.
Böyle bir gerçeğin ortaya çıkması bir nevi başka gerçekleri de doğurur. Böyle bir şeyi öğrendiğinizde de o gerçeğin de arkasından gelecek gerçekleri düşünürsünüz.
Una verdad como esa que se revela como que da paso a otras verdades, y cuando descubres verdades así, cómo piensas en las verdades por dentro que son ocultadas.
Sanırım kendimi bir nevi yansıma olarak hissediyordum.
Creo que me he sentido en este un tipo de... eco.
Yazma olayı bir nevi kaza sayılır.
El componer fue casi por accidente.
- Demek istediğim bir nevi acınacak durumda da görünsen daha derinlerde seni yargılamaya gücünün yetmesi, kendini yetkin görmesini sağlar ve çoğu erkeğin buna ihtiyacı vardır. Sonuçta, seni daha çok severler.
Así que les hace quererte más.
Bir "nevi"!
¡ Dromedario!
Parazit gibi bir nevi.
Casi como el ruido blanco.
Ayrıca... Bu bir nevi garip. Çünkü sen benim kız kardeşimsin.
Además... y es un poco raro porque eres mi hermana... pero probablemente deberíamos repasar las reglas del juego, tú sabes, para cuando tenga visitas sexuales.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]