Biri vardı Çeviri İspanyolca
2,503 parallel translation
Kaçıp, buraya saklandım. Orada biri vardı.
Corrí y corrí y me escondí en esta cabaña y alguien estaba ahí,
O olayı matematiği kullanarak çözen biri vardı, unuttunuz mu?
Disculpa, alguien ya resolvió ese crimen usando mates, ¿ recordais?
Bize burası hakkında bilgi veren biri vardı.
En ese viaje, entrevistaron a alguien.
Popülerim ama kalbimde sadece biri vardı ve bu hiç değişmedi.
Soy popular... pero sólo he tenido a una persona en mi corazón y nunca ha cambiado.
yapan biri vardı
La cola del papalote. El hombre que se ha roto más huesos que nadie en la historia.
Sizi ararken burada biri vardı., Sizi aramama mı söyledi yoksa...
Pero cuando iba a llamarlo, alguien me dijo que si lo llamaba...
Yüzüğü takan tüm Fenerler içinde ışığı en parlak parlayan biri vardı.
De todos los Linternas que han usado el Anillo hubo uno cuya luz brilló más fuerte.
Yanında arkadaşlarından biri vardı.
Estaba con una de sus amigas.
Ama aslında yeni biri vardı değil mi?
Pero en realidad tenías uno nuevo, ¿ no?
Dışarıda biri vardı.
Alguien estaba afuera.
Sadece nezleli biri vardı, o gelemedi.
Excepto por el que se quedó porque está resfriado.
Ateş eden biri vardı.
Había otro tirador.
Ama isteyen biri vardı, Baykuş.
Pero alguien sí la quería, Búho.
Yani biri vardı tabii ama görebilecek miyim diye bakmama gerek yoktu.
Quiero decir, sí había alguien allí, pero no era necesario intentar verlo.
Hayır ama okulun dışında beni gözetleyen biri vardı.
No, pero había alguien observándome en la escuela.
Biri vardı.
Había un chico.
Adalet Bakanlığı'mızdan bıkmıştı, özellikle nefret ettiği biri vardı.
Harto de nuestro departamento, sólo odiaba más a una persona.
- Hayır, yani orada biri vardı. Gördüm onu.
No, quiero decir que había alguien ahí.
Arkadaş canlısı olsa da özellikle samimi olduğu biri vardı diyemem.
Bueno, era simpática. pero no diría que estuviera unida a nadie.
Belki kenarda başka biri vardır.
No sé. Quizá él tenga a otra por ahí.
Tek kollu biri vardı.
Había un hombre con un brazo aquí.
Cebinde oğlunuzun fotoğraflarından biri vardı.
Tenía una de esas fotos de su hijo en el bolsillo.
Hayır, özür dilerim, bu tarafa doğru gelen genç biri vardı.
No, lo siento, había un joven, vino por aquí.
American Idolün ilk sezonunda yemek servisi yapan bayanlarımızdan biri vardı.
Una señora del comedor estuvo en la primera temporada de American Idol.
Evin işlerine bakan biri vardı, oralarda olmalı.
- Espera, ¿ la criada?
Jess? 'Ethan Dobrowski'diye biri vardı.
Hubo un Ethan Dobrowski.
Biri vardı ama ne yazık ki, benzer sorunlara sahiptiniz.
Tenía uno. Por desgracia, tenía el mismo problema que tú.
Sırada Tanner vardı. O anda bunu bilmiyordum ama birçok Fiero'nun geri çağrılma sebeplerinden biri el freni sorunuydu.
Ahora era el turno de Tanner Yo no sabía al momento,
Bu galaksilerin her biri farklı gibi gözükür ancak ortak bir noktaları vardır.
Cada una de las galaxias se ve diferente, pero tienen algo en común ;
Dışarıda bulabileceğiniz, galaktik hayvanat bahçeleri vardır ve bu hayvanat bahçelerinden her hangi biri her hangi bir zamanda bir diğerine temas edebilir ya da çarpışabilir.
Hay todo un zoológico de galaxias allá afuera y todo este zoológico puede interactuar y chocar con cualquiera de los otros miembros del mismo.
Vücudunun her yerinde delikler vardı, Ve kolunun biri ötekine göre daha büyük, Ve zayıftı, bir çeşit kelpeten gibi.
Agujeros en cualquier parte del cuerpo un brazo que parecía retraso en el crecimiento, mientras que el otro, enorme, había una especie de pinzas que me tiró.
Aynı türden duygular beslediğim biri daha vardı.
pero en cuanto me ponía a ello, resultaba mucho mejor de lo que esperaba.
Aklında sürekli bu vardı. Şimdiye kadar yazılmış... en iyi aşk parçalarından biri olan "Something" de bile bu vardı.
Creo que todo lo que George hacía, incluyendo las canciones que compuso que no tenían esplícitamente palabras espirituales, eran espirituales, era algo siempre presente en su mente.
Belki paraya ihtiyacı vardı ve seni kandırılmaya uygun biri olarak gördü.
Quizás solo quería el dinero y eras el primo perfecto.
Evinde biri daha vardı.
Había alguien con ella dentro de la casa.
Küçük bir dairede yaşıyordu bir evin arkasında ve bu ilginçti davada çıkardığımız profiller vardı..... ve bu profile göre biri yaşlı, diğeri genç iki kişiyi gösteriyordu.
Vivía en un pequeño departamento detrás de una residencia, y lo interesante es que habíamos hecho un perfil del caso, y el perfil decía que eran un hombre mayor y uno más joven.
Lisedeyken, hokey maçında bir testisini kaybetmiş biri vardı... ve eminim adamın hayatı istediğinden çok... daha farklı bir hayatı olmuştur.
En la Secundaria yo estaba con un tipo... Que perdió un testículo en un partido de hockey... Y...
Bi arkadaşa ihtiyacım vardı, gerçek biri arkadaşa.
Pero un amigo en problemas es un amigo.
Çatıda başka biri daha vardı.
Había alguien con él en el tejado.
Peşinde biri mi vardı?
¿ Alguien la perseguía?
İçeride onunla sorunları olan biri mi vardı?
¿ Alguien tenía problemas con él ahí dentro?
Bir adam vardı. Jüri üyelerinden biri.
Había un hombre, uno de los jurados.
Yani bu gece burada biri daha vardı.
Así que había alguien más aquí - esta noche, entonces.
Biri bana demişti ki, her zaman bi çözüm vardır.. sorun da böyle başlar
Alguien me dijo una vez : "Creer que hay una solución, es el inicio de nuestros malditos problemas".
Neyse o gün bekleyen başka biri daha vardı. Konuşmaya başladık.
Da igual, un día había otro hombre esperando... y nos pusimos a hablar.
Bizim müfrezede de aynı onun gibi iri ve kötü biri vardı.
grande y malo.
Güzel bir şey olduğunu... 40 yaşındaydı ve iki çocuğu vardı,... biri 10, diğeri 11 yaşında.
Placentero. Él tenía 40 años y dos hijos uno de 10 años y otro de 11.
Tüfeği vardı. Oradaydı. Bunlardan biri bunu kanıtlayacak.
Tiene una escopeta, y estaba justo allí, y una de estas fotografías lo probará.
Jake diye biri vardı.
Jake.
Hayır onların dadısı yoktu, ve Jasmina Ruzic diye biri yoktu. Ling ailesinin dadısı yoktu ama Cal'in vardı.
Los Ling no tienen niñera, y Jasmina Ruzic no existe.
Vardığımda biri onu vurmuştu.
Cuando llegué, alguien le había disparado.
vardı 193
vardır 53
vardık 38
biri var 29
biri bana 23
biri burada 17
biri geliyor 129
biri gitti 31
biri mi öldü 17
biri hariç 30
vardır 53
vardık 38
biri var 29
biri bana 23
biri burada 17
biri geliyor 129
biri gitti 31
biri mi öldü 17
biri hariç 30