Bu adam Çeviri İspanyolca
62,977 parallel translation
Bu adam yok mu.
Qué muchacho, ¿ no?
Ünlü üne sahip bu adam Çok şey almış görünüyor Çok akıllı insanlardan temizleyicilere.
Este hombre con una reputación estelar parece haber tenido mucho limpios a personas muy inteligentes.
"Aman Tanrım, bu adam Lee Majörlerine benziyor"
"Mi Dios, este hombre se parece a Lee Majors".
- Bu adam kim?
¿ Quién es este chico?
Bu adam kim olduğunu sanıyor?
¿ Quién coño se cree que es?
Bu adamı 50 yıldır tanıdığıma inanabiliyor musun?
¿ Puede creer que he conocido a este hombre por 50 años?
Ben sadece kiminle konuştuğumu bilmiyorum, Ama bu adam kontrol ederse, az önce iyi bir değişiklik parçası seçtik.
No sé con quién estabas hablando, pero si este tipo comprueba todo, acabo de recoger una buena pieza de cambio.
Ve bu adam, babam, Bana yanlış gelen doğru öğreten aynı kişidir, Bana adil, terbiyeli ve dürüst olmamı öğretti.
Y sin embargo, este hombre, mi padre, es el mismo hombre que me enseñó el bien del mal, me enseñó a ser justo y digno y honesto, me enseñó acerca de la importancia del carácter,
Ve bu adam, Joe Blow, Hiç görmediğim, asla konuşmadım, Adam'dan bilmiyorum, hayatım boyunca hiç görmedim
Y este tipo, Joe Blow, quien nunca he conocido, nunca me habló, nunca había visto en toda mi vida entera estaba hablando sobre las similitudes entre Ted Bundy y yo.
Bu adamın büyüyen ulusumuza huzursuzluk getirmesine izin veremeyiz.
Este hombre no puede traer discordia a nuestra floreciente nación.
- Bu adamın kerhanede yetiştiği doğru değil mi?
¿ No es verdad que lo criaron en un burdel?
Belki de "Bu adam çok aptal" dedin...
No, quizás pensaste : "Este chico es tan tonto".
Belki de "Bu adam çok aptal avukat bile istemez" diye düşündün.
Quizás pensaste : " Este chico es tan tonto que no quiere un abogado.
Bu adamın derdi ne be?
¿ Qué coño le pasa a este tipo?
Tanıyor musun bu adamı?
- ¿ Conoce a ese hombre? - Oye, oye, oye.
Bela arayan kızgın bir kamyon şoförüyle takışıyor bu adam hem kızı korkutup kaçırıyor hem de yazarla kavga ediyor.
Se enreda con un molesto conductor de camión que busca pleitos, el cual asusta a la chica para después meterse en una pelea con el escritor.
Ama bu adamı tanımadığı için yazar biraz da endişeli tabii.
Pero aún así, está un poco preocupado porque no sabe quién es la persona.
Herhangi biri olabilir bu adam sonuçta.
Pudiera ser cualquier persona.
Dediler ki, " Bu adam içeri girdiğinde onunla kavgaya gir.
Dijeron : " Cuando llegue ese tipo, comienzas a pelear con él.
- Bu adam...
Este tipo...
Bu adam, kızın burada olduğunu bilmeden telefonlarımızı kesti.
Tenía nuestros teléfonos intervenidos antes de que supiera que ella estaba aquí.
- Bu adamı yakalarsam...
Hay un examen de español.
Bu adam bizi defalarca aldattı.
Este se nos escapó muchas veces.
Birbirimize köleler gibi bağlanmış, lanetlenmiştik. Ama ben, bu adamı kardeşim kadar çok sevmiştim.
Aunque a ser esclavos el uno del otro estábamos obligados, a nadie más elegiría como hermano a mi lado.
Bu adamın evini sen mi elinden alacaktın?
¿ Usted se está quedando con la casa de este hombre?
Yakın zamanda gördüm Nijeryalı cumhurbaşkanı Bu adamın şirketi.
Recientemente he visto al Presidente nigeriano... ENVIANDO - en compañía de este hombre.
Bu adam olamaz.
Este tipo, no.
Bu adam konvoya karışmasın.
No quiero que este tipo entre en mi convoy.
Sırada bu adam var.
Este tipo es el próximo.
Pekala, bu adam geçsin.
Dejen pasar a este tipo.
Bu adamın bizimle çalışmak için geçerli bir sebebi var.
Este hombre tiene una razón legítima para trabajar con nosotros.
Bu adam hasta.
Este hombre está débil.
Bu adam suçlu mu?
¿ Ese hombre es culpable?
Bu adamı nasıl bulacağız?
¿ Cómo cree que lo atraparemos?
Dedektif, bu adam balıkçıysa balıkları sattığı biri de vardır.
Detective, si este tipo es pescador, debe tener un comprador.
Bu adam karımın ve oğlumun nerede olduğunu bilen tek kişi.
Ese hombre es la única persona que sabe dónde están mi esposa y mi hijo.
- Bu adam şu anda adada ve yardım isteyebileceği çok az yer var.
- Este tipo está en una Isla con recursos limitados.
Bahsettiğiniz adam bu mu?
¿ Este es el tipo que decías?
Bizim için iyi bir halkla ilişkiler çalışanı olacağını düşündüğün adam bu mu?
¿ Este tipo hará buena publicidad para el equipo?
Şöyle söyleyim, bu davayı çözersen sana terfi verirler sonra da şu tavuk bacaklarını örtebilesin diye büyük adam pantolonu verirler.
Si resuelves este caso, te darán un Segway... y unos pantalones de niño grande para tapar esas patas de pollo.
Bu adam hiç zengin değil.
Este tipo no es rico.
Bu mahkeme salonunda oturan adam beni soydular.
El hombre sentado en esta sala me robó.
Bekle lütfen, bu kadar yol geldin kör bir adamın evini görmek istemez misin?
Espera un minuto, ¿ has venido hasta acá y no verás cómo es el apartamento de un ciego?
Bu yüzden mi peşime adam taktın?
¿ Por eso me has seguido?
... ya da ben bu tahtan kalkarım ve daha önce tanıdığın adam olarak benimle baş edersin...
O yo dejo a un lado el trono, y tratas conmigo como si fuera el hombre que conociste antes.
Sonra yazar evine gitmek üzere arabaya biniyor, hala eli ayağı titriyor yolda giderken bu yabancıyı görüyor doğal olarak sağa çekiyor ve adamı gideceği yere bırakıyor.
El escritor conduce a casa, todavía un poco conmocionado y ve al extraño caminado por la carretera. Así que, naturalmente se acerca y le da un aventón.
Bu şey, adamı öldürür.
Esta cosa te mata.
Bu adamın zihni çok güçlü.
Qué dura es la mente de este sujeto.
yaşlı bir adam kendini soygunun ortasında buldu ve bu onu heyecanlandırdı.
Un anciano queda en el medio del robo a un banco y se entusiasma.
- Bu Rusya'dan gelen adam mı?
- ¿ Este es el tipo de Rusia? - Sí.
Şimdi,... bu küçük kız için dua eden adamı?
Ahora, ¿ Qué pasa con el hombre que se alimenta de niñas inocentes?