English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Derin

Derin Çeviri İspanyolca

13,664 parallel translation
Derin Deniz Kralı Çeviri : DobyWan ARE-YOU-SURE
Rey del Mar Profundo
Yani burada, Milwaukee'de otururken Başsavcılığın raporu açıklandıktan sonra Manitowoc'tan gelen o derin "Oh" sesini nasıl duyamadık hayret.
No puedo creer que desde Milwaukee no se oyera el suspiro de alivio de Manitowoc cuando se publicó el informe de la fiscal general.
Bunun emniyet teşkilatında derin etkileri olacağını görmek için alim olmaya gerek yok.
No hacía falta que nadie nos dijera que eso tendría repercusiones en las fuerzas de seguridad.
Evet, en derin üzüntülerini gönderdi.
Oh, él envía sus más sinceras disculpas.
Yeraltındakiler ve Derin Deniz Kralı gittiğine göre Dehşet Kertenkele Kabilesi dünyaya hükümdar olabilir!
Ahora que el Underlord y el Rey del Mar Profundo están muertos es tiempo de que el Pueblo Dino recupere el planeta.
- Yavaş, derin nefes al.
Respira despacio y profundo.
Derin nefes al.
Respira profundo.
Ancak yaşlanacaklar, bu da kendince bir tür derin değişiklik denilebilir.
Pero ellos van a la edad,
Dizi, aile, evlatlık edinme, hayat hakkında inanılmaz ilginç, derin konularla cevaplanmamış soruları gündeme getirdi.
Que yo no tengo el valor a permanecer a su lado. Trajo un poco interesante tema increíblemente, profunda Cuestiones sobre la familia, el abandono, vida, preguntas sin respuesta.
Orada öğrenilecek daha derin sırlar vardı ama ben onları alacak güce sahip değildim.
Había secretos más profundos para aprender ahí pero no tuve la fuerza para recibirlos.
Nehir burada derin, bir sürü balık var.
El río es profundo, hay muchos peces.
İngiltere'deki en derin nehirlerden biri bu.
¡ Ese es uno de los Los lagos más profundos de toda Inglaterra!
Derin nefes al canım.
Respira profundo, querida.
- Derin nefes alıp ver. Saymaya devam.
Sólo respira rápido y cuenta.
Ben ayak bileğim derin ve hiçbir yere gidiyorum.
Estoy hasta los tobillos, y no voy a ninguna parte.
Şimdi, derin bir nefes alalım.
Ahora, respiremos profundo.
Derin bir nefes al.
Respira profundo.
- Çok mu kötü? Kesik derin gibi.
- ¿ Es grave?
Birkaç derin nefes al.
Respira profundo.
Bu yüzden böyle derin bir mirasa sahip olan bir yer bana huzur dolu olarak gelmiyor.
Así que... No pienso mucho en ella como "pacífica", es un lugar de un legado profundo.
Bizim derin mirasımız ise tamamen sıçıp batırıldı.
Y es una pena que el nuestro sea un maldito desperdicio.
Evet ama ayarlamaları bu şekilde sürdürsek bile sizin de anlayacağınız gibi gizli servisin derin endişeleri olacaktır.
Bueno... Aún si podemos retomar los preparativos... segura entiende que el... Servicio Secreto aún tiene sus reservas.
Yirmi yıl önce... Ana Gemi'yi yok ettiğimizde, bir X bandı frekansında derin uzaya doğru yönelen bir sinyal tespit etmiştik.
Hace 20 años cuando destruimos la nave nodriza detectamos una señal en una frecuencia de banda X dirigida hacia el espacio exterior.
Hayatımızı kurallara göre yaşıyoruz ve kurallardan bazıları yapmak istediğimiz şeyleri yapmamıza mani oluyor, derin dürtülerimiz baskılıyor, özellikle de bu dürtüler bacaklarımızın arasında yangın çıkardıkları zaman.
Vivimos nuestras vidas con muchas reglas. Y algunas nos impiden hacer las cosas que queremos. Hacen que suprimamos nuestros deseos más profundos... cuando se juntan como un incendio entre nuestras piernas.
Benliği derin deniz hayatına mı dalıyor?
Sí. ¿ Su mente se va hacia la vida marina en alta mar?
Ve onu derin öptüm.
Y lo besé profundamente.
Derin nefes al.
Respira un minuto.
Sakin ol, derin bir nefes al.
Relájate. Toma una respiración profunda.
Neden biliyor musun? Yeterince derin kazmadık ta ondan
No estamos perforando lo bastante profundo, volvamos ahí.
Yeniden kazalım Daha derin kazalım gerekirse 140 metre Orada hala üretilecek madenimiz var
Perforemos más profundo, vayamos a 140m si hace falta y vamos a tener una buena oportunidad de tener alivio de la producción.
... en derin saygılarımla " falan, filan. Bir de resim var.
"Respetuosamente tuyo." Etcétera, etcétera, y hay una imagen.
O, oldukça derin, değil mi?
Apesta, ¿ cierto?
Ve böylece bıçak bile derin gitmek istiyorum selvisi - o festivale köpeği bırakır.
Y sólo para... clavarme el puñal un poco más, me enteré que va al festival.
Derin nefes. Derin nefes.
Respira hondo, respira hondo.
Nefes al. Daha derin.
Respiren hondo.
Derin nefes, derin nefes.
Respira hondo, respira hondo.
Derin nefes al.
Respira hondo.
Güvenlik güçlerine karşı daima derin ve sabit bir ilgim vardı.
Siempre he tenido un profundo interés en el cumplimiento de la ley.
Derin geçmiş.
Sus antecedentes.
Tabii o kadar derin bir gizli kimliğim olmalı ki kimse benim olduğumu anlamasın.
Por supuesto, tendría que estar encubierto tan profundamente que nadie sabría que soy yo.
Derin ve değişken bir doğa, bireysel anlamda harika bir ruh ve hayat sahnesinde önemli bir rol alabilirler.
Una naturaleza profunda y volátil. Gran espíritu de individualidad. Y pueden formar parte importante del escenario de la vida.
Işığın daha derin spektrumlarını görür.
Ve más profundo en el espectro de luz.
Derin nefes al.
Respira.
Dekolte derin olsun.
Mucho escote, Eddy.
Derin nefes al.
Hay que esconderte.
Derin bir nefes al.
Respira hondo.
Kısa süreli hafıza kaybı bende de olsaydı derin maviliklere yüzer ve her şeyi unuturdum.
Si yo tuviese amnesia de corto plazo, simplemente nadaría en el azul y olvidaría todo lo demás.
Derin bir nefes al evlat.
Respira profundo, chico.
Derin nefes al.
Respirar profundamente.
Burada kökleri çok derin.
Sus raíces aquí son muy profundas.
Derin bir nefes al.
Respira profundo, ¿ sí?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]