Dua ediyor Çeviri İspanyolca
449 parallel translation
Dua ediyor!
¡ Está rezando! "
- Çocuklar da dua ediyor. - Teşekkür ederim efendim.
Los niños le bendecirán muchos años.
O bizim için dua ediyor. Nasıl acı çektiğimizi görüyordur çünkü.
Reza por nosotros, pues ve lo que sufrimos.
Fyodor Kolychev bile uzakta Solovyet Manastırında dua ediyor.
Fiodor Kolytchev está rezando... en el monasterio de Solovki.
Solovyets manastırında bizim için dua ediyor.
Él reza por nosotros en el lejano monasterio de Solovki.
Beni bağışlayın Madam. Çiftlikteki herkes sizin için dua ediyor. İyileşip tekrar eski neşenize...
Disculpe, señora... quisiera decirle que todos aquí... estamos rezando mucho para que usted...
Bessie izinli olduğu her pazar günü kiliseye gidip... ona ödediğim maaşı kazanamayacak kadar yaşlanmamak için dua ediyor.
Así que Bessie va a misa todos los domingos que libra... y pide a Dios que nunca sea demasiado vieja para ganar el dinero que le pago.
Herkes, tehlikede olan canlar için dua ediyor.
Cada cual busca ayuda en su vecino... y piden la gracia de Dios por los desgraciados que están en peligro.
" Evet oğlum, dua ediyor ve eve dönmeni umuyorlar.
" Sí, mi amigo, rezan y esperan que vuelvas a casa.
Apaçiler bütün beyazların ölmesi için dua ediyor.
Los apaches rezamos para que mueran los blancos.
Atalarına dua ediyor.
Reza mucho cada día.
Bak Maria, dünyadaki kadınların çoğu, sahip olduğun şeylerin bir parçası için dua ediyor ve uykularında ağlıyorlar. Dünyadaki bütün kadınlar, Maria.
María la mayoría de las mujeres rezan y lloran en sueños por tener una mínima parte de lo que tu tienes para poder encontrar lo que toda mujer necesita, lo que tu necesitas :
O büyük salonda tanrısına dua ediyor.
Está en la gran sala rezando a su dios.
Ne tatlı dua ediyor.
Ha sido tan conmovedora...
Annen adına, ben vekaleten seni takdis ediyorum. Kendisi hiç durmadan Richmond'ın iyiliği için dua ediyor.
Por delegación, debo bendeciros en su nombre y comunicaros... que ruega sin cesar por el bien de Richmond.
Çocuklar her akşam eve dönmen için dua ediyor.
Los niños rezan todas las noches para que vuelvas.
İnsanlarım dua ediyor, rahatsız ediyorsunuz.
Interrumpen nuestras plegarias.
Halkım takımını Mesala'ya karşı zafere koşturacak biri için dua ediyor.
Judas Ben Hur mi gente reza por alguien que pueda ganar a Messala.
Kadınlar çılgına dönmüş dua ediyor, ağlıyor, isyan çıkarmaktan söz ediyorlarmış.
Dice que las mujeres están como locas. Dice que rezan, lloran y que quieren rebelarse.
Perde kalkarken dua ediyor olacağım. Hoşçakal.
Rezaré cuando se levante el telón.
Kölelerin bir tanrısı olduğunu hayal ediyor... ve dua ediyorum.
Me imagino que hay un dios de los esclavos... y rezo.
Ne için dua ediyor?
¿ Por qué reza?
Oğlum Raymond inzivaya çekildi, Olanları anlayabilemek ve dayanabilmek için dua ediyor.
Mi hijo Raymond está descansando, rezando para reunir fuerzas y comprensión y tratar de seguir adelante.
Dua ediyor.
Está orando.
Kızkardeşi ve öldürülen babası Aristo için dua ediyor.
Por su hermana y por su padre asesinado, Esón.
Burada bir ihtiyaç olduğunu düşünüyor ve dua ediyor.
Pero como ella sabe que le es necesaria lo confio a la oración.
Uykusunda konuşmuyor. Dua ediyor.
Mamá, creo que por la noche no habla, reza...
Kara günlerinde insanlar bir kurtarıcının gelmesi için dua ediyor.
En tiempos problemáticos rezan por alguien que los salve por un redentor.
Orada, dua ediyor.
Está allí, orando.
Ne düşünmem gerektiğini biliyordum, ama ben... kaçınılmaz bir şekilde seni unutmak için değil, sana sahip olmak için dua ediyor olacaktım.
Porque sabía que, aunque debiera pensar otra cosa... cuando rezara no lo haría para olvidarte, sino inevitablemente... para poseerte.
Hapisteyken birlikte etmiş olduğumuz kadar sık dua ediyor musun, hâlâ?
¿ Sigue rezando tanto como durante su detención?
- Bak, hâlâ şeytana dua ediyor.
- Mire, aún le reza a Satán.
Bir kaptanın denizi izlediği gibi sokağı seyrediyor ve bir cenazenin gelip onu neşelendirmesi için dua ediyor.
Observa la calle como un navegante observa el mar rogando por un funeral que la ponga de buen humor.
Kraliçe dua ediyor.
La Reina está rezando. Id a por ella.
Ölenlerin ardından sürekli dua ediyor ama kimse ona para vermiyor.
Se pasa la vida diciendo misas por los muertos y nadie le paga.
Onlar yüzünden Meksikalılarım bağımsızlık için dua ediyor.
Mis mexicanos no hacen mas que rezar por la independencia.
- Dua ediyor, efendim.
- Está rezando, milord.
Hâlâ dua ediyor musun?
¿ Has rezado tus oraciones?
Dua ediyor ; ama tıpkı bir köylü gibi küfrediyor.
Reza de rodillas, pero maldice como el diablo.
3 gün oldu, hâlâ "mır mır" dua ediyor.
Ya son tres días y sigue farfullando y rezando.
Babam ölmem için dua ediyor.
Mi padre... quiere que yo muera...
Ondan kalanları toprağına, babamıza emanet ediyor ve ona ebedi yaşam lütfetmen için dua ediyoruz.
Devolvemos sus restos a su tierra, O, Padre... y oramos para que tenga vida eterna.
Dua ediyor gibi görünür. Ama aslında avına saldırmaya hazırlanır.
Antes de matar parece ponerse en posición de rezar.
Siyah giyinmiş gizemli adam yatağın başucunda oturmuş ve dua ediyor.
" Un hombre extraño, todo vestido de negro... se puso a los pies de la cama y rezó.
Sizin için dua ediyor olacağız, Bay Greener.
Rezaremos por usted, Sr. Greener.
Sıcak su Dönüş Ve dua ediyor.
Vuelve a poner el agua a calentarse y sigue rezando.
İçtenlikle senin için dua ediyor ve... mum yakıyorum Meryem Ana'ya.
Rezo, y por ti enciendo velas a la virgen María.
DÜNYA DUA EDİYOR
El Mundo Reza
Dua mı ediyor?
¿ Reza?
[Eski Slav diliyle dua ediyor.]
[Orando en eslavo antiguo]
Annen cennette senin için dua ediyor.
Tu madre reza por ti en el cielo.