English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ E ] / Elim

Elim Çeviri İspanyolca

2,844 parallel translation
Çok kontrollü bir elim vardır.
Tengo un pulso muy firme.
Elim!
¡ Mi mano!
Elim kolum bağlı, Ajan DiNozzo.
Tengo las manos atadas, agente DiNozzo.
Ölü bir elim var.
Tengo una mano muerta.
Lana sadece iki elim var.
Lana, solo tengo dos manos.
Elim doluydu.
- Estuve muy ocupada.
Bütün param, bu Mahjong odası ve elim üzerine.
Apuesto todo mi dinero, esta sala de Mahjong y mi mano.
Elim benim hayatımdır. Onu benden alamazsınız!
Mi vida depende de mi mano. ¡ No puede hacerlo!
Diğer elim dışında iyi hissediyorum.
Aparte de mis manos, me siento bien.
Elim kolum bağlı durdum.
Me quede ahí.
Elim titremeye başladı ama onun için sorun değildi ama ardından kasılmalar başladı ve onun önünde donakaldım.
Mi mano empezó a temblar, y le parecía bien pero luego, aparecieron la sacudidas, y me quedé inmovilizada delante de ella.
Çok yakışıklı biri ve konuşurken göğsüme baktığını fark ettim sonra bir baktım ki elim onun pantolonunun içerisinde.
Es muy guapo y me di cuenta que me miraba el pecho mientras hablaba y lo siguiente que sé es que tenía sus manos en mis pantalones.
Elim onun pantolonunun içerisinde ve tebeşirlerin, keçeli kalemlerin üstünde sınıfımdaki erzak dolabının içerisinde sevişiyoruz.
Y luego mis manos en sus pantalones y ahí estábamos, haciéndolo en el armario y luego en mi salón sobre el tablero y los marcadores.
Ama gerçekten elim mahkumdu.
Sin embargo, no podía hacer nada.
Bazen öfkeden elim ayağım tutmuyor, korkuyorum.
A veces vibro con tanta rabia que me aterroriza.
- Beş dakika çok fazla. - Ve benim de dört elim yok. Eğer bırakırsam Rebecca beyin ölümü yaşar.
Esos son cuatro y medio demasiado tarde, y no tengo un par extra de manos... si paro, Rebecca estará muerta cerebralmente.
Biliyorum, uzundur aramadım. Kaç kere elim telefona gitti ama neyse, şu an buradasınız.
Lo sé, no he... no he llamado, y debería haber llamado más veces.
Evet, bir de bana sor. Elim kolum bağlı.
Si, dímelo, tengo las manos atadas.
Bak, orada işlerini çılgınca olduğunu biliyorum, ama cidden, sanki bir elim arkama bağlı çalışıyorum.
Mira, sé que las cosas por ahí son una locura, pero en serio, esto es como trabajar con una mano atada a la espalda.
Elim tabancama gitti.
Tenía mi arma en mi mano.
Elim silahıma doğru gitti.
Puse mi mano en la pistola.
Olanları kabul eder bir şekilde oturdum elim kolum bağlı bekledim.
Básicamente me senté en una silla de afuera y simplemente esperé.
Sağ elim bak, o bana geldi, tamam mı?
Lo juro... Ella vino a mi, ¿ de acuerdo?
Vaughn ile görüşeceğim zaman yanına elim boş gitmek istemiyorum.
No quiero hablar con Vaughn sin hacer mi tarea.
Açıkçası elim boş geldim.
En realidad, vine con las manos vacías.
Elim.
Mi mano.
Benim elim mi?
¿ La mía?
Ya da "Yumruğuma konuş çünkü elim kızdı." der gibi.
Como, "Habla con el puño porque la mano está enojada".
Benim elim armut toplamıyor!
Hey, a este juego pueden jugar dos.
Titreyen sağ elim... Seninle bir anlaşmamız vardı, sana emrediyorum bırak, kara alev arzuyla etrafını çevrelesin!
mano derecha... te ordeno ¡ Que te envuelvas en llamas negras y cumplas mi deseo!
Ama ne yazık ki, elim kolum bağlı.
Pero, por desgracia, mis manos están atadas. ¿ Ves a mi mujer?
Sana bunu söylediğim için çok üzgünüm ama tüm gün elim kolum bağlıydı.
Siento decirte esto... pero no pude hacer nada en todo el día.
Elim çok iyi. Bir de ayrılalım.
Mi mano está bien.
Bu sefer elim boş gelmedim.
esta vez no he venido con las manos vacias
Yapamayacağına elim üzerine bahse girerim.
Apuesto mi mano y todo lo que tengo que tú-no-vas-a-poder.
Elim kaydı.
Se me derramó, ya te lo dije.
Tutacaktım, elim kayıverdi.
- Lo estaba sosteniendo y sólo lo derramé.
- Elim değil o.
- No es mi mano.
- Elim iyi.
- Mi mano está bien.
Eğer bu çatal gerçek gümüş olsaydı en küçük bir dokunuşta elim alevler içinde kalırdı..
Si esto hubiese sido un tenedor de plata real mi mano se hubiese encendido en llamas al más ligero toque.
Elim acıdı.
¡ Me lastimé las manos!
Elim.
¡ Mi mano!
Elim!
¡ La mano!
Benim de elim armut toplardı, değil mi?
Si lo permito, ¿ verdad?
Güven bana bebeğim, keşke üç elim olsaydı diyeceksin.
Créeme, vas a desear haber tenido tres manos.
- Bu elim de boş.
Nada por aquí, nada por allá.
Beni elim boş yolladı.
Me rechazó.
Elim...
Mi mano.
Neden benim elim?
¿ Por qué?
Hayır, ne var biliyor musun, elim yoruldu.
No. ¿ Sabes qué?
"Arteritim var. Elim çok acıyor. O s.ki tutmalıyım." dedi.
¡ Me dijo : "¡ Tengo artritis me duele la mano, necesito agarrarlo!".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]