Eskisi gibi Çeviri İspanyolca
4,341 parallel translation
Eskisi gibi mi?
¿ Como solía ser?
Yine eskisi gibi oldun.
Estás completo de nuevo.
İşte oldu, eskisi gibi.
Ahí, tan bien como antes.
Partiler eskisi gibi olmaz ama... -... mekan işime yarar.
Las fiestas no serían exactamente lo mismo, pero podría usar... el espacio.
SeaWorld'ün balina gösterileri bir daha eskisi gibi olmayabilir.
Los shows de ballenas en SeaWorld nunca serán los mismos.
Hayır, sen kafama bira şişesi atıp, o şişe duvara çarpıp, üstüne komşular polisi armadıkça eskisi gibi diyemeyiz.
No, no hasta que, me tires una cerveza en la cabeza, se rompa contra la pared, y los vecinos llamen a la policía.
Aile tarihine kafasını takmış durumda, işlerin eskisi gibi olmasını istiyor.
Está obsesionado con la historia de la familia, poniendo las cosas donde estaban.
Tek yapmak istediğim şey insanlara gerçeği bulma yolunda yardım etmekti, ve bunu yaptım da ama sonra buna rağmen kötüler bazen kazandılar, sonra ben bunları hiç olmamış gibi kaldırıp atmak istedim ki tekrar eskisi gibi mutlu olmaya devam edebileyim.
Todo lo que siempre he querido era ayudar a la gente con la verdad, y lo he hecho, pero aún así lo malo aún gana a veces, y lo único que quiero es archivarlo como si nunca hubiera pasado para poder ser feliz otra vez.
Biliyorum artık eskisi gibi değiliz ama yine de arkadaşız.
Sé que ya no estamos emparentados, pero somos amigos.
Belli ki araları eskisi gibi değil.
Las cosas obviamente no son las mismas.
Düşünüyordum da, belki aramız eskisi gibi olabilir.
Estaba pensando que podríamos volver a como estaban antes las cosas.
Çocuklar artık eskisi gibi değil.
Los chavales no son lo que eran.
Belki de eskisi gibi anlayışsız bir pislik değildir artık.
Quizás no es el idiota antipático que solía ser.
General Zhukov eskisi gibi değil.
El General Zhukov no es quien solía ser.
Bir kaç yıl önce belimden ameliyat olmuştum sonra hiç eskisi gibi olamadım.
Bueno, tuve una cirugía de espalda un par de años atrás, y las cosas nunca he sido el mismo.
İşler eskisi gibi değil tabii. Biraz daha farklı.
No como antes es distinto.
Eskisi gibi hedefi tutturamiyorum.
Mi puntería no es tan buena como solía ser.
Demek istediğim Paracelsus eskisi gibi, ölümleri mi hazırlıyor?
Es decir, ¿ Paracelsus está aumentando su número de muertos como antes?
O aile artık asla eskisi gibi olmayacak.
Esa familia no va a volver a ser la misma.
Ve o anda anladım ki, hayatım asla eskisi gibi olmayacak.
Y entonces es cuando supe que mi vida no sería la misma jamás.
Tamam. Burası eskisi gibi değil.
Está bien, así que el lugar no es lo que solía ser.
Seni güzelce temizleyip çeki düzen verecek ve eskisi gibi hissetmeni sağlayacağız.
Tendremos que darte... un manguerazo y... regresarte en forma y sentirte como el viejo tú otra vez.
New York eskisi gibi değil artık.
Giuliani arregló Nueva York.
Belki Bayan D. eskisi gibi üzgün değildir, bizim bildiklerimizi biliyordur.
Tal vez Sra D no esta tan triste porque sabe lo que nosotras sabemos.
Catherine'in hayatı, benimle ilgili gerçeği öğrendikten sonra hiç eskisi gibi olmadı.
La vida de Catherine nunca ha sido la misma desde que supo sobre mí.
Onu sevdin, o da seni sevdi. Ve artık eskisi gibi olmayacaksın.
La amaste, ella te amó, y nunca serás el mismo de nuevo.
Eskisi gibi değildik.
No somos el equipo que solía ser.
Pekala, YSE eskisi gibi değil, bundan eminiz.
Bueno, el GSE no es lo que era, eso es seguro.
Benim gibi Jedi düzenine inanan bazı vatandaşlara göre düzen eskisi gibi değil.
Hay algunos ciudadanos de la República, como yo misma que creen que la Orden Jedi no es lo que solía ser.
Eskisi gibi hissettirmiyor artık.
No se siente como que lo haya hecho antes.
Borsa eskisi gibi değil.
Tú sabes, la bolsa de valores no es lo que solía ser.
Burası eskisi gibi değil artık.
El lugar no es realmente lo mismo.
Her zaman arkadaş kalacağız ama hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak.
Siempre seremos amigas. Es solo que... Nunca será como antes fue.
Tanıştığımız andan itibaren hayatlarımızın asla eskisi gibi olmayacağını biliyorduk.
- Desde el momento que nos conocimos... - Supimos que nuestras vidas no volverían a ser las mismas.
Siz eskisi gibi olmak istiyor musunuz istemiyor musunuz?
Ahora, ¿ quieren que las cosas vuelvan a la normalidad o no? - Sí.
Kendisini böceklerden kurtarmadığımız sürece tekrardan eskisi gibi olacağını sanmıyorum.
Y no creo que vuelva a ser la misma a no ser que le saquemos los gusanos.
Eskisi gibi güçlü değil.
Los poderosos no son tan poderoso ya.
Hafıza eskisi gibi değil.
Mi memoria no es lo que era.
Hiçbir şey eskisi gibi değil.
Nada de lo que fue una vez.
Büyü gücüm eskisi gibi değil ve hiçbir zaman senin kadar yetenekli olamadım bu yüzden büyüyü yapan sen olacaksın.
Mi magia está un poco oxidada, y nunca he tenido tanto talento como tú, así que tú vas a hacer el hechizo.
Caza'ya geri dön ve her şey eskisi gibi olsun.
Vuelve con Caza y todo volverá a ser como antes.
Her gün kırdım, parçaladım, yaktım ama her gün uyandığımda eskisi gibi buldum.
Aplastado, cortado y quemado, mas todos los días, acuerdo para encontrarla como era antes.
O kadar seks görüşmesinden sonra buradaki enerji eskisi gibi olmadı.
La energía de aquí no está tan... cargada despues de nuestras entrevistas de sexo.
Yine eskisi gibi olacağım.
Y todo va a estar bien.
Peki eskisi gibi olmayacağından nasıl emin olacağız?
¿ Cómo nos aseguramos que no vayamos a terminar como antes?
Hafıza eskisi gibi değil.
Mi memoria ya no es lo que era.
Hiçbir şey eskisi gibi değil.
Nada es lo que solía ser.
Şimdi o gittiğine göre seninle ben ilgilenebilirim artık. Aynı eskisi gibi.
Ahora que ella se ha ido, yo puedo cuidar de ti como antes.
Her şeyin eskisi gibi olmasını istiyorum.
Quiero que las cosas sean como antes.
- Eskisi gibi hissettirmiyor artık.
Es que ya no me siento como antes.
- Ve yine eskisi gibi.
- Y de ahora otra vez.