Evdeydim Çeviri İspanyolca
460 parallel translation
- Bütün gün evdeydim, değil mi, Little Boy? - Elbette.
Estuve en casa todo el día, ¿ verdad, Niñito?
Tüm akşam üstü evdeydim ben.
He pasado aquí la tarde.
- Evdeydim.
- Estuve en casa.
Evdeydim.
Estaba en casa.
Hayır, evdeydim ama yataktaydım.
No, yo estaba en casa, pero en la cama.
Kaza olduğunda ben burada, evdeydim.
Yo estaba en esta casa cuando ocurrió.
Yedi gibi evdeydim, garaja girdim.
Llegué a casa a las siete y media y aparqué en el garaje.
Dün gece hastaydım. Evdeydim.
Estuve enferma, en casa.
Polisin öldürüldüğü gece ben karımla birlikte evdeydim.
Estaba con mi esposa cuando mataron al policía.
Kulüpte çalışıyordum, ama onun dışında hep evdeydim.
Solo salí de casa para ir a trabajar al club.
Evdeydim. Ailemle beraberdim.
Estaba en casa con mi familia.
- Tüm gece evdeydim.
- En casa, toda la noche.
İşten eve gelir gelmez... evdeydim. Evet?
Cuando volví de trabajar.
Hiçbir şey. Evdeydim ve seni bekledim.
Me quedé en casa esperándote.
Evet, evdeydim.
Por qué... sí. Yo estaba
Evdeydim, midemi bozmuşum.
Me duele el estómago.
Şanslıymışım ki evdeydim.
Fue una suerte que estuviera en casa.
- Aynen öyle. Evdeydim. Noel'de üşütmüştüm.
Pillé un constipado en Navidad.
Ezici bir üstünlükle senatör seçildi. Silvia'yla birlikte yalnızdı ben ise evdeydim.
Acababa de elegirse Senador en una gran elección... y era un día tan feliz que se encerró en su casa sólo con Silvia y conmigo.
Ben evdeydim.
Estaba en una casa.
Linwood öldüğü gece neredeydiniz? - Evdeydim.
¿ Dónde estaba usted la noche de la muerte de Linwood?
Hayır, evdeydim, Santa Barbara'yı sevmem, demiştim.
No, estaba en casa, enferma de Santa Bárbara.
Evdeydim!
Yo me quedé aquí.
Öldürüldüğü gece, nasıl desem, o kötü şöhretli evdeydim.
Estaba allí la noche que lo mataron en esa casa de mala reputación.
- Evdeydim tabii.
- Por supuesto estaba en casa.
Ben evdeydim.
Yo era una niña.
Bütün gün evdeydim.
Estuve aquí todo el tiempo.
- Evdeydim.
- Estaba en casa ayer.
Evdeydim.
En casa.
Bir keresinde, kahve ile çikolatalı nane şekeri ikram edilen bir evdeydim.
¡ Una vez estuve en una casa donde servían bombones con el café!
Salı, 6 gibi buradan ayrıldım. Trafik nedeniyle sanırım 6.45 gibi evdeydim.
Los martes salgo de aquí a eso de las 6 : 00... y con el tráfico y todo eso, llego a casa a eso de las 6 : 45.
Evdeydim, rahattım, güvendeydim.
Estaba en casa Estaba cómoda, Estaba a salvo.
- Evdeydim.
- En casa.
Evdeydim, andımı yazıyordum.
Aquí, escribiendo mis votos.
- Evdeydim!
- He estado en casa.
Peki, iki yıl önce, evdeydim, futbol izliyordum.
Bien, hace dos años, estaba en casa viendo un partido de béisbol.
Dün gece evdeydim.
No fui al espectáculo.
- Ve ben burada, evdeydim.
- Y estaba aquí, en mi casa.
Eğer Kevin yada Matt'le olsaydım, şu an evdeydim. - Ne var? Ne oluyor sana...
Si hubiera salido con Kevin o Matt, ya estaría en mi casa.
Altı ay sonra evdeydim.
En seis meses me iba a casa.
Öğleden sonra evdeydim.
Esta tarde estuve en su casa.
Pazartesi evdeydim.
, estaba en casa.
" Bütün gece çocuklarımla evdeydim.
Estuve en casa con mis hijos toda la noche.
Evdeydim. Ama bir şey çıktı.
Tenía pero surgió algo.
Bir gün, evdeydim
Y luego un día... fui a casa.
Telefonumun kablosu çıkmış olmalı çünkü bütün gün evdeydim.
Mi teléfono debe haber estado descolgado porque estuve en casa todo el día. Si.
Dün öğleden sonra 3'le 5 arasında bir görgü tanığın var mı? - Evdeydim.
Tu coartada de ayer entre las 15 : 00 y las 17 : 00.
Ben de öyle! Evdeydim!
¡ Yo también!
Tüm öğleden sonra evdeydim.
Estoy en casa toda la tarde.
Evdeydim...
Estaba...
- Evdeydim.
Estaba en casa.