Fazlasıyla Çeviri İspanyolca
5,689 parallel translation
Ama dürüstçe söylemek gerekirse, fazlasıyla benmerkezciydi.
Pero, francamente, estaba admirado de sí mismo.
Onların bahaneleri çok bu seni fazlasıyla yıpratır.
Escuchar todas estas excusas te termina desgastando.
- Fazlasıyla.
- Tremendo.
Gelecek için fazlasıyla zaman var.
Hay mucho tiempo para un futuro.
Ama biraz çaldığımda aynı gücü vermiyor ve fazlasıyla zayıflıyor.
Pero cuando me muevo... no tiene ese empuje y sólo se está desvaneciendo mucho.
- Beni fazlasıyla meleklere yaklaştırıyor.
Es lo más cercano a los ángeles que puedo tener.
Bu duruma fazlasıyla hazırlıklıydım.
Estaba bastante preparada para eso.
Aklımdaydın fazlasıyla, biliyorsun değil mi?
Estuve muy preocupado, ¿ sabes?
Kadınları fazlasıyla memnun eden bir erkek olmalısın.
Debes ser todo un Don Juan.
Seni izlemekle fazlasıyla meşgul olurdu.
Estaba demasiado ocupado mirándote.
Bir gün için bu kadarı fazlasıyla yeterli.
Eso es más que suficiente por hoy.
Fazlasıyla maliyetliydi.
Eso espero, costó una fortuna.
Amcana karşı çok fazlasıyla iyi davranıyorsun.
Eres demasiado agradable con tu tío.
Bizim için fazlasıyla önemli.
Es muy importante para nosotros.
Tükenme noktasına geldiğinize daha fazlasıyla karşılaşacaksınız.
Y cuando creas que estás en el punto de quiebre, habrá más.
Fazlasıyla kötüydü.
Un infierno.
Sen yerine sessizce gideceksin, işimize devam edeceğiz ve fazlasıyla sana ödeyeceğiz.
Va a salir en silencio, haremos esto y nosotros le pagamos muy generosamente.
Fazlasıyla.
- Más payaso.
Fazlasıyla rüşvet ve yozlaşma var.
Más sobornable y corrupto.
Epey yakın zamanda bence ; fazlasıyla kararlısın.
Desde hace poco, diría yo, estás muy decidido.
Aklı başında herhangi birinin dahil olması için fazlasıyla büyük ve tehlikeli.
Demasiado grande y peligroso para que nadie cuerdo se involucre.
Fazlasıyla eğlenceli.
Es bastante divertido.
Ver bakayım Yabancılar, fazlasıyla.
Echemos un vistazo. - Extranjeros, muchos de ellos.
O zaman tüm bunlar, tüm bu özel eğitim, üstüne tam zamanlı ebeveynlik çok iyi gitse de çok geçmeden Eloise için şartlar fazlasıyla değişecek. Değil mi?
Entonces, todo esto, todas las clases, todo esto de ser padre todo el día, aunque sea bueno, en poco tiempo... todo será diferente para Eloise, ¿ no?
Bence arkadaş olabiliriz ki fazlasıyla da yakınlaştık.
Yo creo que sí. Además, ya somos bastante íntimos.
Veya onlar fazlasıyla nazik.
O están siendo extremadamente educados.
- Bu konuda fazlasıyla katı.
- Es algo muy importante para él.
- Fazlasıyla sıcak. - Değil mi?
Es tan terriblemente caliente. ¿ No?
" Benim sevgili Leydim Mae, mağazada fazlasıyla özlendiniz.
" Mi querida Lady Mae, la extrañamos mucho en la tienda.
Ücreti de harcadığın mesaiye fazlasıyla değecek.
Y, ya sabes, la paga será mucho mejor aquí motivo del tiempo invertido.
Ve hepimiz fazlasıyla zengin olacağız.
Y todos crecemos obscenamente ricos.
Yeni üvey kardeşi sayesinde önceden de fazlasıyla hayatın zalimliğini hisseden Jo Yoon birdenbire ailenin çirkin ördek yavrusu haline geldi ve bu sayede duyguları öfke ve düşmanlığa dönüştü.
Gracias a su nuevo medio hermano... Jo Yoon instantáneamente se convirtió en el patito feo de la familia... quién sintió la crueldad de la vida tempranamente... y sus sentimientos se volvieron... en ira y hostilidad.
Fazlasıyla kaba görünüyor ama onu daha şimdiden sevdim.
Él se ve bastante duro. Me gusta un poco ahora.
Fazlasıyla vahşi fantezileri var.
Tiene algunas fantasías bastante violentas.
Sana fazlasıyla borcum var.
Ya te debo demasiado.
Ve böyle oldukları için, fazlasıyla ödüllendirilirler.
Y por que lo tienen, son gratamente recompensadas.
Zaten fazlasıyla şey istedim.
Te he pedido mucho ya.
Fazlasıyla olgunlaştım ama yeterince güçlü olup olmadığımı bilmiyorum.
He crecido mucho, pero no sé si soy lo suficientemente fuerte.
Bu yüzden adam fazlasıyla çekingen.
Es por eso que el tipo es muy asustadizos.
Shishio dan daha fazlasıyla karşılaşacak.
Él enfrentará a más que solo Shishio
Bay Camp, eşinizin sizi sevmesini sağlayamıyordunuz. Bu da sizi fazlasıyla kıskandırıyordu, değil mi?
Señor Camp, no podías hacer que tu mujer te amara... así que te volviste cada vez más celoso, ¿ no?
Senin ihanetine fazlasıyla uğradı.
Ella tomó tu mano traicionera.
Ewing Global'ın devralınmasıyla fazlasıyla ödedim.
Lo cual compensé más que de sobra con la toma de Ewing Global.
- Gereğinden fazlasıyla.
Más de lo requerido.
- Tanınan biri midir? - Fazlasıyla.
- ¿ Le cae bien a todo el mundo?
Fazlasıyla çok iş gerektiriyor.
Es demasiado trabajo.
- Siz fazlasıyla çapkın biri olmalısınız Bay Bryton.
Eres un bribón del mas alto orden, Sr. Bryton.
Eğer bir daha benim vatanseverliğimi ya da dürüstlüğümü sorgularsanız kelimelerden fazlasıyla cevap veririm.
Si alguna vez vuelve a poner en duda mi patriotismo o mi integridad personal, intercambiaremos algo más que palabras.
Sen fazlasıyla önemsiyorsun.
Te preocupas demasiado.
Belki, ben de fazlasıyla körüm.
Bueno, quizá yo también lo soy.
Birleşik Devletler'in vatandaşlarını fazlasıyla cesaret... Bu bir test yayını değildir.
Esta no es una prueba.