Gayet iyi biliyorsun Çeviri İspanyolca
498 parallel translation
Gayet iyi biliyorsun ki artık yaşamıyorum.
Sabes muy bien que no estoy entre los vivos.
- Gayet iyi biliyorsun. Union Motors'dan yetkililer, senin hakkında görüşmek üzere beni görmeye bankaya geldiler.
Esos tipos de la Unión Motors fueron al banco para hablarme de ti.
Kimin öldürdüğünü gayet iyi biliyorsun ve ben de bunu ispatlayabilirim!
¡ Sabe muy bien quién le mató, que lo sé y que puedo demostrarlo!
Gayet iyi biliyorsun.
Lo sabes muy bien...
Kiminle konuştuğunu gayet iyi biliyorsun.
Sabes muy bien de quién hablaba.
Kafanda nasıl hayaller kurduğunu sen de gayet iyi biliyorsun.
Ya sabes las cosas que imaginas.
Annen uyanana kadar o topu yere vurmaman gerektiğini gayet iyi biliyorsun.
Sabes muy bien que no puedes botar la pelota hasta que tu madre se levante.
Kilerde 13 ceset olduğunu gayet iyi biliyorsun.
Sabes muy bien que hay 13 cadáveres en el sótano.
Üçüncü çapa ipinin neden yapıldığını gayet iyi biliyorsun Kiloranlı. Üçüncü ip, sevdiklerine sadık bakirelerin saçlarından yapılmış. Elbette.
Pero sabe de qué estaba hecha la tercera, Kiloran.
Bence gayet iyi biliyorsun...
Sí, claro que lo sabes.
Terry, nedenini gayet iyi biliyorsun.
Lo sabes muy bien, Terry.
Böylesine öfke patlamalarına ve sinire gelin gitmeyeceğim ve sen de bunu gayet iyi biliyorsun.
No me casaré para que me grites y más vale que Io sepas.
Arabaya gittiği zamanlar nereye gidiyor gayet iyi biliyorsun.
Igual que sabe dónde va... cuando va a su coche.
Neden yapamadığımı gayet iyi biliyorsun.
Sabes bien porqué no lo hago.
Yapacağımı gayet iyi biliyorsun.
Lo sabes bien que lo haré.
- Gayet iyi biliyorsun.
- Usted lo sabe muy bien.
- Gayet iyi biliyorsun ki- - - Sör John haklı.
Vayamos al grano.
Sebebini gayet iyi biliyorsun, bilmiyormuşsun gibi yapma.
- Sabes muy bien por qué.
- Gayet iyi biliyorsun adını.
Lo sabes mejor que yo. Jakob Zouk.
Sen de gayet iyi biliyorsun ki bu kadın torunum değil.
Sabe bien que ella no es mi nieta.
- Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun.
- Bueno, sabes de sobra que quiero decir.
Doktor, şerifin bize hizmet etmediğini gayet iyi biliyorsun.
Sabes bien que no es nuestro sheriff, Doc.
Bugünün Aron amcanın isim günü olduğunu gayet iyi biliyorsun.
Sabes perfectamente que hoy es el santo del tío Aron.
Isak'la benim gizlice nişanlandığımı gayet iyi biliyorsun.
Sabes perfectamente que Isak y yo estamos secretamente prometidos.
Neden burada olduğumu gayet iyi biliyorsun.
Sabes muy bien por qué estoy aquí.
- Nereye getirdiğimi gayet iyi biliyorsun.
- Vamos, lo sabes exactamente.
Kumar hakkında ne düşündüğümü gayet iyi biliyorsun.
Ya sabes qué opino del juego.
Ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun!
¡ Ya sabes a qué me refiero!
Onu neyin mutlu edeceğini gayet iyi biliyorsun.
Usted sabe muy bien cuándo estaré contento.
Kahretsin, sen de gayet iyi biliyorsun ki sadece senin istediklerin olur.
Sabes perfectamente que haremos lo que tú quieras.
Gayet iyi biliyorsun.
Usted lo sabe bien.
Amerika ondalık sistemde. Ama bizim olmadığımızı gayet iyi biliyorsun.
Los Estados Unidos tiene un sistema decimal, sabes perfectamente que nosotros no.
Neyden bahsettiğimi gayet iyi biliyorsun.
Sabes muy bien de qué estoy hablando.
Onu çağırmayacağımı gayet iyi biliyorsun.
¿ Usted sabe mucho bien que no la convidei.
Ama bunu yapmamalarını söylediğimi gayet iyi biliyorsun.
Pero que conste que yo no se lo recomiendo.
Nedenini gayet iyi biliyorsun.
Ya sabes por qué.
- Kim olduğumu gayet iyi biliyorsun.
Sabes perfectamente quién soy.
Sen de gayet iyi biliyorsun, her şeyi yapabilecek kapasitedeyim.
Sino soy capaz de todo, lo sabes tú bién.
Bir sürüde taş vardı, sen de gayet iyi biliyorsun.
Había demasiadas piedras, lo sabes.
- Gayet iyi biliyorsun.
- Lo sabes muy bien.
Gayet iyi biliyorsun.
Tú lo conoces muy bien.
Veremeyeceğimi gayet iyi biliyorsun.
De sobra sabes que no.
Gayet iyi biliyorsun.
Lo sabes muy bien.
Bu bölgeyi sen gayet iyi biliyorsun.
Conoces bien el lugar.
Nerede olduğunu gayet iyi biliyorsun.
Sabes bien dónde estuviste.
Kimi kastettiğimi gayet iyi biliyorsun.
Sabes muy bien a quién me refiero.
Sen de gayet iyi biliyorsun ki bütün Kültür Bakanlığı sorgulandı.
Pero fuiste interrogado cuando le detuvieron.
Jug, sen de gayet iyi biliyorsun ki, gerçek Fişek Morgan şu anda kasabaya doğru geliyor.
Vamos, Jug, sabes muy bien que el verdadero Swifty Morgan vendrá a este pueblo.
- Ne camı olduğunu gayet iyi biliyorsun!
- Ya lo sabes.
Neden olmayacağını gayet iyi biliyorsun.
- ¿ Por qué no?
- Tanımadığımı gayet iyi biliyorsun.
Sabe muy bien que no.
gayet iyi 353
gayet iyiyim 119
gayet iyiler 20
gayet iyi gidiyorsun 17
gayet iyi anlıyorum 19
gayet iyisin 32
gayet iyiydi 30
gayet iyi görünüyor 21
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33
gayet iyiyim 119
gayet iyiler 20
gayet iyi gidiyorsun 17
gayet iyi anlıyorum 19
gayet iyisin 32
gayet iyiydi 30
gayet iyi görünüyor 21
biliyorsun 4418
biliyorsunuz ki 33